Bir elmanın yarıları!

Yayın Tarihi: 02/02/20 07:00
okuma süresi: 6 dak.

Evet değerli okurlarım. Konumuz yine diyaspora.

Yukarıdaki sözler her daim diyaspora Kıbrıslıtürkler ve Kıbrıs’ta yaşayan Kıbrıslıtürkler arasındaki bağların sözde güçlülüğünü kanıtlamak için söylenir. Siyasiler tarafından tabi.

Geçtiğimiz günlerde “KKTC Başbakanı Ersin Tatar’ın talimatıyla Başbakanlık himayelerinde Yurtdışı Kıbrıslı Türkler Koordinasyon Kurulu oluşturuldu” haberini sosyal medyada okuduk.

Kurul, yurtdışında yaşayan Kıbrıslı Türklerin KKTC’de karşılaştığı sorunların çözümü konusunda çalışacakmış.

Aklıma daha önce de yazılarımda kullandığım o ünlü fıkra geldi:

İki arkadaş futbol maçındadır. Korner olur. Biri: “Şimdi Defteralı yükselecek ve topu ağlara gömecek” der. Olurdu, olmazdı bahse girerler.

Denilen olur. Efsanevi Defteralı seker ve müthiş bir kafa vuruşu ile topu ağlara gönderir.

Bahsi kaybeden: “Kabul etmem. Sen bu maçı daha önce gördün” der.

İşte sevgili okurlar. Biz de bu filmi daha önce çok gördük.

O yüzden hiç mi hiç heyecanlanmadık, sevinmedik. Sadece güldük.

Bu açıklamanın zamanlamasına dikkatinizi çekerim. KKTCdeki Cumhurbaşkanlığı seçimi arifesinde veriliyor bu sözde “müjde”.

Londra’ya siyasilerin trafiği de bu arada sıklaşıyor.

Haftada bir aday Londra’ya uğruyor. Dışişleri Bakanı Özersay gelip gitti. Bu hafta Başbakan Tatar birkaç ay içinde ikinci kez geliyor. Bir sonraki haftalarda CTP Genel Başkanı Erhurman’ın geleceği haberini duyuyoruz.

Bir arkadaş: “Be ama bunlar Londra’yı KKTC’nin bir vilayeti mi zannediyor?” diye espri yaptı.

Birçoklarımızın izlemini şu: Bir kez daha kullanılıyoruz. Bu kez seçim arifesinde iki aday arasındaki rekabetin aracı yapılıyoruz.

Biliyoruz ki dış temsilciliklerden Dışişleri Bakanı sorumludur. Peki bu açıklama niye sayın Özersay tarafından değil de Başbakan Tatar tarafından yapılıyor?

Cevabı malum. Aralarındaki kıyasıya rekabet yüzünden.

Koordinasyon Kurulunun görevlerini Başbakanlık Sitesinde okudum. Aynı hikayeler.

Efendim sorunlarımızı çözmekmiş, bizimle işbirliği temelinde ihtiyaç duyulan projeleri hayata geçirmekmiş, miş, miş da miş!

İhtiyaçlar defalarca gelen giden siyasiler ile tartışıldı. Bunlar herkes tarafından bilinen şeyler. Şimdi bu Kurul herşeyi bir anda çözecek. Aman dikkat, başımın üstünden bir domuz uçarak geçti!

Sosyal medyada, bağımsız duruşu ile tanınan emekli bir eğitimci şu soruları sordu:

Amaç ne? Temsilcimiz konsolusluk yeterli deģil miydi? Toplumun buna ihtiyaci mı var? Kim karar verdi? Temsilcilik olmasa, birçok ataşeler çalışanlar olmasa komisyon kurup burdaki KKTC ile ilgii vatandaslarla ilişki kurmaları normal sayılırdı. Burdaki vatandaşların 100de kaçının buna ihtiyaci var veya istiyor? Bunu halka sormak akıllarına gelmedi mi? Kimin haberi var? KKTC yle ilgili kaç kişi var ki?”

Cevaplanması gereken haklı sorular. Gerçekten, bu açıklama sadece biz diyaspora halkları için değil, KKTC Londra Temsilcisi, tüm Temsilcilik personeli için de büyük bir tokat, büyük bir hakaret.

Avustralya ve Türkiye’deki görevliler için de öyle tabi. Az kalsın unutuyordum. Temsilcilikler Dışişlerine bağlı. Anlarsınız ya!

Bize yapılan en büyük saygısızlık bu kurulda çalışacak “danışmanların” bize sorulmadan atanması. İngiltere’den atanan “danışmanlar” Tatar’a yakınlıkları ile biliniyor.

Bu ikili Başbakan’ın iki ay önceki Londra ziyaretinde Tatar’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığına tam destek vermişlerdi. Biri herkesi kucakladığı iddia ettikleri “Konsey” Başkanı, diğeri ise Konsey Sekreteri.

Yani anlayacağınız partizancılık Londra’da sayın okurlar.

Yurt dışında yaşayan vatandaşları ile ilişkileri geliştirmek halkımızın bölünmesinde en büyük rol oynayan “Konsey” yetkililerini bizi temsil edecek “danışmanlar” olarak görevlendirmekle mi olur?

Başbakan daha önceki söylemlerinde diyasporaya seçme hakkı verilebileceğini söylemişti. Dikkatinizi çekerim. Sadece seçme. Seçilme değil. Gerçi ben ikisine de karşıyım ya.

Bu Kurulun amacı bu vaadi gerçekleştirmek mi? Öyle ise sadece diyaspora halkları arasındaki ilişkilerin değil, diyaspora ile KKTC’de yaşayanlar arasındaki hala hazırda güç ilişkilerin de zarar göreceği akıllarına gelmiyor mu?

Görünüşte bu konuları daha çok irdeleyeceğiz.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ertanç HİDAYETTİN yazıları