Devletin saygınlığını  korumak en öncelikli görevdir

Yayın Tarihi: 29/12/19 11:19
okuma süresi: 5 dak.

Devletimize sahip çıkmak, devlet otoritesini hissettirmek, saygınlığını korumak, makamlarında bulunan seçilmişler ile atanmış yetkililerin, en önemli ve öncelikli görevidir.

Dünyanın en demokratik ülkelerinde bile, devlete hakaret edilmesi, küfredilmesi, iftira edilmesi, hoş olmayan rencide edici söylemlerle aşağılanması, haksızca dayanaksızca suçlanması, kötü niyetli tutum ve davranışlarla devlet saygınlığının ayaklar altına alması,  demokratik hak olmayıp, suçtur.

Sade vatandaşlara hakaret edilmesi bile suç sayıldığına göre, devlete küfredilmesi demokrasi ile geçiştirilmemeli.

Dünyanın tüm uygar ülkelerinde, devlete karşı suç işlemek hoşgörü ile veya demokratlık ile geçiştirilmez. Aksine büyük suç kabul edilir.

Kıbrıs Türk halkı olarak, kendi devletimize sahip olma olanağını kolay elde etmediğimizi unutmamamız ve bunun bilincince hareket etmemiz kaçınılmazdır. Aksi halde bugünleri mumla arayacağız.

Bu nedenle seçilmiş ve atanmışlar, devletimizin saygınlığına gölge düşürücü eylem ve söylemlere sessiz kalarak yüreklendirmemeli.

Bazılarının ileri sürdüğü gibi bu konuda yasal boşluklar bulunduğu doğru değildir. 

Buna rağmen, eğer mevcut yasalar yeterince açık, etkin ve caydırıcı değilse, yeni yasal düzenlemeler yapılması zor değildir.

Maalesef devletimize Rum ağzı ile sahte ve ayrılıkçı tanımlaması ile hakaret edilmesi, yazılı ve sözlü medyada artık pervasızca yaygınlaşmaktadır;

Seçilmişlerin umursamazlığı sonucu, ulusal davamız ve ulusal davamıza hizmet edenler bile, haksızca, üstelik dayanaksızca  ve art niyetle, aşağılanmaktadır;

Bazı yolunu şaşırtmışlar, adeta düşmanlarımızın ve Rum yönetiminin militanlığını ve avukatlığını üstlenerek, onların tez ve görüşlerini savunmakta, propagandasını yapmakta ve halkımızı içerden çökertmek için, pervasızca beyin yıkama faaliyetleri sürdürmektedir;

Rum’a yaranmak yarışında olan bazı yolunu şaşırtmışlar,  müstehcen ve aşağılayıcı yazı, söylem ve resimlerle,  anavatan yetkililerine hakaret etmektedir;

Bazı kişiler, yalan, art niyetli görüşlerle, halkımızı anavatana karşı kötülemekte, kışkırtmakta, aramızı açmaya ve bindiğimiz dalı kesmeye çalışmaktadır; 

Devlette görev yapan bazı kişiler bile, siyasi yetkililerin umursamazlığından, yasaları uygulamamasından cesaretlenerek,  KKTC’ ni pervasızca aşağılamaktadır; 

Dünyanın tüm uygar ve demokratik ülkelerinde devlet görevlilerinin, memurluk ilkeleri ile bağdaşmayan tutum ve davranış içinde olmasına, kesinlikle izin verilmez. Böyle hareket edenler hakkında disiplin soruşturması açılır, cezalandırılır ve görevinden azledilir.

Bir devlet görevlisinin herhangi bir Sivil Toplum Kuruluşunda yönetici olması, ona dokunulmazlık, devlete hakaret etme, KKTC’ye sahte, uyduruk, ayrılıkçı söyleyebilme,  Anavatan yetililerine küfretme ve hakaret etme hakkı tanır mı?

Hele devlet çalışanının görev yaptığı kuruluştaki bilgileri yabancılara, hatta bizi düşman gören Rum yetkililerine vermesi, demokratik hak sayılabilir mi?

Kısaca belirtmek gerekirse, seçilmiş ve atanmışlar, kendilerine hakaret edilmesini hoş karşılamadıkları gibi, makamlarında bulundukları devletin saygınlığına gölge düşürülmesine de izin vermemeli.

 Ayrıca, koro halinde devletimize sahte diyerek sürekli hakaret eden Rumların yönetimine, mütekabiliyet ilkesi uyarınca biz de ‘Sahte Kıbrıs Cumhuriyeti’ demeliyiz. 

Kısaca belirtmek gerekirse, ülkemizde bozulan düzeninin yeniden normal duruma getirilmesi için,  öncelikle devlet otoritesi yeniden tesis edilmeli ve etkin olması sağlanmalıdır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.