Birleşik federal çözüm barışık taraflar arasında yapılabilir

Yayın Tarihi: 19/01/20 14:53
okuma süresi: 5 dak.

1878’den 1974’e kadar yaşanan acı deneyimlere ve Rumların gizlemek gereği duymadığı niyetlerinin bilinmesine karşın, işin başında federal ve birleşme zemininde görüşmelere katılmayı kabul etmememiz gerekirdi.

Fakat uluslararası kuruluş ve toplumun baskıları ve anavatanın zor durumda bırakılmaması için, yine de federal birleşik çözüm zemininde Rumlarla müzakerelere katıldık.

Sonuçta yarım asır masada oyalanarak, ambargolarla cezalandırıldık, Rum tarafı ise  Kıbrıs Cumhuriyeti nimetlerinden istifade ederek bize karşı avantaj ve üstünlükler elde etti ve müzakerelerin sürdürülmesi gerekçesi ile devletimizin tanınmasını talep etmedik.

Federal –birleşik çözüm, insani konularda bile birbiri ile işbirliği yapmayan iki halk arasında kesinlikle mantıklı, kalıcı ve isabetli bir çözüm seçeneği olamaz.

Yaklaşık yarım asırdan beri federasyon-birleşme zemininde sürdürülen müzakerelerde sonuç alınamaması, bu gerçeği açık bir şekilde ortaya koymuştur.

Bundan sonra ısrarla müzakerelerin ayni zeminde sürdürülmesinde diretmek, sadece statükonun devamına ve karşı tarafın avantajlı durumunun devamına hizmet edecektir.

Mantık gereği, iki tarafın da samimi olarak ve gerçekten federal –birleşik çözüm  istemesi durumunda, birbirlerine karşı dostça tutum içinde bulunması gerekir.

Türk tarafı olarak, haklarımızın gasp edilmesine rağmen, Rumlara karşı düşmanca tutum ve davranış içinde değiliz. Rumlarla her konuda samimi işbirliği yapmaya açığız.

Ancak Rum tarafı tüm olayları başlatan ve bizi zarara uğratan taraf olmasına karşın, müzakerelerin sürdürüldüğü dönemlerde bile düşmanca davranmaktan çekinmemektedir.

Bizimle anlaşma yapmak için görüşme yaptığı dönemde bile, Rumlar ambargolarla bizi  çökertmeye çalışmakta, güneye giden Türklere sık sık saldırmakta,  silahlanmakta, yabancı ülkeler ile askeri anlaşmalar ve tatbikatlar yapmakta, yabancı ülkelere üs vererek üstünlük elde etmeye çalışmaktadır.

Oysa gerçekte birleşmek niyetinde olan iki tarafın, önce birbirlerine karşı dostça davranması, Ekonomik, sosyal, insancıl, sportif faaliyetlerde işbirliği yapması gerekir.

Rumların tutumu ve açıklamaları: bizi masada oyalamak, ambargo ve 5. Kol faaliyetleriyle çökertmek, zamanla teslim koşullarını kabul etmek zorunda bırakmak, Türk ordusunun uzaklaştırmak ve böylece ENOSİS idealine ulaşmak amacında olduklarını gösterir.
Zaten müzakerelerde dayattığı koşullar nedeniyle de, samimi olarak federasyon-birleşme zemininde bir çözüm istemedikleri anlaşılmaktadır.

Bizi temsil eden görüşmecilerin aşırı birleşme saplantısından yararlanarak, Rum tarafının elde ettiği ödünler nedeniyle, BM parametreleri olan ‘iki kesimli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı federal çözümden uzaklaşıldığı inkar edilemeyen bir gerçektir.

Ancak Rum tarafı Türk ordusunun adada kalması ve garanti siteminin iptal edilmemesi durumunda, adanın kuzeyini ilhak edemeyeceklerinin bilincindedir.

İşte bu nedenle, aldıkları korkunç ödünlere rağmen, anlaşmak için ordumuzun adadan tamamen çekilmesini talep etmektedirler.
Rum tarafının bilinen niyeti karşısında, artık ayni zeminde müzakerelere katılmayı kabul etmemeliyiz.

Kıbrıs sorunu ile ilgilenen tüm uluslararası kuruluşlar ile devletlere, Rumların tanınmışlık ve AB üyeliği avantajı nedeniyle, bizimle samimi ortaklıktan yana olmadıklarını anlatmalıyız ve masada oyalanmayı kabul etmeyeceğimizi bildirmeliyiz. En gerçekçi, kalıcı, güvenli çözümün de,  şimdiki iki devletli seçenek olduğunu kabul ettirmeye çalışmalıyız.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.