Federasyon dayatması çözümsüzlüğe hizmet eder

Harcanan emeklere, paralara ve zamana rağmen, hala daha federasyonun tek çözüm seçeneği olarak dayatılmasının, çıkarımıza olmayacağı, sadece statükonun devamına ve çözümsüzlüğe hizmet edeceği görüşündeyim.

Bir çeşit federasyon olan Kıbrıs Cumhuriyeti 3 yıl yaşatılabildi;

2004 referandumunda Annan’ın hazırladığı federal çözümü Rum reddetti;

Referandumdan sonra 16 yıl daha sürdürülen federasyon  müzakerelerden sonuçalınamadı;

Rum, federasyonun temel ilkesi olan egemen eşitliği, devlet yönetiminde güç ve yetki paylaşımını kabul etmedi;

Müzakerelerde her türlü tekniğin ortaya konulmasına rağmen, sonuç alınamadı;

Federasyon konusunda her iki tarafın istek, amaç ve niyetleri ortaya konuldu;

Yarım asırdan beri sürdürülen müzakerelerde tartışılmayan hiçbir şey kalmadı;

Her  iki tarafın federasyonu farklı yorumladığı anlaşıldı;

Rum tarafının federasyon adı altında üniter devletten yana olduğu kanıtlandı;

Herkesin kendine göre yorumlayabileceği kelime oyunları ile  kabul ettiğimiz ödünler, çözüm yerine Rum’un daha fazlasını elde edebileceği umudunu ve çözümsüzlüğü körükledi;

Girit tezgahında olduğu gibi Türk ordusunun uzaklaştırılmasını öngören Guterres’in güvenlik önerisinin kabul edilmesine rağmen, Rum  federasyona razı olmadı;

Rum’un, başat ve söz sahibi olacağı bize de bazı azınlık hakları vereceği bir çözümden yana olduğu anlaşıldı;

Müzakerelerde niyetinin bizi masada oyalamak böylece devletimizi tanıtmamızı geciktirmek, ambargolarla ekonomimize zarar vermek, 5.kol faaliyetleri ile bizi içerden çökertmek olduğu ortaya konuldu;

Bizi masada oyalayarak, uygun koşullarda saldırmak ve  yok etmek için silahlandı, Askeri anlaşmalar yaptı;

Bir çok Rum yetkilinin yayınladığı kitaplarda  bile müzakerelere anlaşmak için değil oyalamak için katıldıklarını açıkladı;

Egemenliğini kuzeye yaymasında tek engel gördüğü anavatan ordusunu uzaklaştırmak amacında olduğunu gizlemek gereği bile duymadı;

Acheson planından itibaren hazırlanan tüm çözüm seçeneklerini kabul etmeyerek bizimle ortak yönetimden yana olmadığını kanıtladı;

BM’in Kıbrıs sorununda Rum tarafını desteklediği, 2004 referandumundan sonragenel sekreter Annan’ın ambargoların dayanaksız olduğunu belirten raporunu yayınlamadı;

Tavsiye niteliğinde olduğu bilinen BM kararlarını bazı kişilerin   Allah kelamı gibi göstermesi ve devletimizin tanıtılmasına karşı çıkması düşündürücü değil mi?

Kıbrıs cumhuriyetinin iki kurucu ortağından biri olduğumuz gerçeğini dikkate almayan BM ve AB’nin bizim iyiliğimize olabilecek çözümü savunmasını beklemek saflık değil mi?

Yaşanan deneyimlere rağmen, hala daha Rum ile birleşik federal çözümü tek seçenek göstermenin iyi niyetli, mantıklı, kabul edilebilir gerekçesi ne olabilir?

Federal çözümü hala daha tek seçenek kabul etmek, çözümsüzlüğü istemek, Rum’un oyalama oyununa destek vermek ve macera  değil mi?

Sadece adı federasyon olan bazı ayrıcalıklı haklarla Rum’a yamalanmamızı, anavatanın alt yönetimi olmamızla ayni düzeyde zararımıza göstermek, yanlış değil mi?

Rum’un dayattığı koşullardaki  federasyonungerçekleştirilmesi durumunda Giritli soydaşlarımızın kaderini paylaşacağımızı tahmin etmek için kahin olmak mı gerekir?

Yarım asırda gerçekleştirilmesi mümkün olmayan federasyon yerine, bundan sonra  devletimizin tanınması ve diğer seçenekleri gündeme taşımamız  daha isabetli olmaz mı?