Güvenli geleceğimiz için geçmişten ders almalıyız

Yayın Tarihi: 23/12/20 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

1963 Kanlı Noel olayları üzerinden 57 yıl geçmesine rağmen, o dönemdeki olayların nasıl çıktığını yaşayarak bilenler vardır.

Buna rağmen dış ve onların içimizdeki işbirlikçilerinin gerçekleri  saptırdığı, olayların başlatılmasından Türk tarafını suçlamağa ve Rum-Yunan ikilisini aklamaya çalıştığını üzülerek görmekteyiz.

1963-74 döneminde Rumların kaçırıp katlettiği bazı sivil Türklerin çocuklarının bile,

 Kanlı Noel olaylarından Türk tarafını sorumlu gösterip suçlaması, KKTC’de yürütülen 5. Kol faaliyetlerinin ne denli etkin ve başarılı olduğunun kanıtıdır.

Bazı kişi ve siyasilerin Rum’la her koşulda birleşmeyi yeni nesle tüm sorunların çaresi olarak göstermekte ve benimsettirmeye çalışmaktadır.

Birleşmeyi her derde deva gösteren kesim, Rum’un anlaşmaya razı edilebilmesi için, geçmişte bize çektirilen acıların ve kayıplarımızın gündeme getirilmesini hamaset, barış düşmanlığı ve çözüm istememekle yaftalamaktadır.

Ancak, geçmişteki olaylardan ders almamamız ve Rum’un niyetini dikkate almamamız durumunda, ayni felaketlerle karşılaşmamız söz konusu olabilecektir.

Her şeyden önce birleşik bir çözümden sonra, güven ortamında ve şimdiki koşullarda yaşamımızı sürdüremeyeceğimizi herkes bilmelidir. Halen bizi ambargolarla ezmeye çalışan Rumlar, olası çözümden sonra değişeceğini,bize iş ve aş vereceğini düşünmek saflıktan öte hayalperestliktir.

Bu nedenle Rum tezlerini benimsettirici ve davamız karşıtı görüşlerin yaygınlaştırmasının önlenmesi için, 1963 -74 döneminde yaşanan gerçekleri ve Rumun değişmeyen ENOSİS idealini gençlere anlatmalıyız.

Kıbrıs cumhuriyeti ortaklık yönetiminde devlette görev yapan bir kişi olarak o dönemdeki durumu bilmekteyim.

EOKA tedhiş olaylarından sonra Londra Zürih anlaşmaları ile kurulan  Kıbrıs Cumhuriyetinde, iki halk arasında samimi işbirliği tesis edilememişti .Türkler ile Rumlar arasında ciddi güven bunalımı, rekabet ve ayırımcılık vardı.

Gerek devlet kuruluşlarında, gerekse günlük yaşamda iki halkın, dostça, yapıcı ve  samimi işbirliği içinde hareket etmesi sağlanamamıştı.

Rumlar, devlette daha fazla söz sahibiydi .Anayasada belirlenen haklarımızın bile bize verilmesine engel oluyorlardı.

Türk bakanlar, maiyetindeki kuruluşların yönetiminde etkili ve söz sahibi değildi.Ayni devlet kuruluşunda görev yapan Türk ve Rumlar kendi aralarında işbirliği yapardı.

Devlet kuruluşlarında atamalarda, eski EOKA üyelerine öncelik ve ayrıcalık tanınırdı ve herkes onlardan çekinirdi.

Zaten bir çok kişi dili, dini, milleti farklı olan ve asırlarca  küçük bir adada yan yana yaşayan iki halkın, birleşik yönetim altında birleştirilmesinin başarılı olacağına inanmıyordu.

Kıbrıs Cumhuriyetinin kuruluşundan sonra Rumlar, söylem ve eylemleri ile ENOSİS ideallerinden vazgeçmediklerini gizlemek gereği bile duymazdı.

Ortaklık yönetiminin Cumhurbaşkanı makamında bulunan ve  kuruluşunda imzası bulunan Makarios, Kıbrıs Cumhuriyetini sıçrama tahtası olarak kullanmak niyetinde olduğunu belli ediyordu.

İki halkın ortaklığı ile Kıbrıs Cumhuriyetinin kuruluşuna rağmen, her iki halk da kendi içinde savunma örgütü oluşturması birleşmenin benimsenmediğinin kanıtıdır.

Akritas planı, Kleridis’in anıları gibi Rum kaynaklıbir çoktarihi belge, 1963 olaylarının tesadüfi olarak değil, Rum-Yunan ikilisi tarafından başlatıldığını gösterir.

Rum tarafındaki söylem ve eylemler ,bize barışmadıklarını, düşmanca duygularını değiştirmediklerini, adayı Yunanistan’a bağlanmak niyet ve hedefinden zerre kadar sapma olmadığını göstermektedir.

Bu nedenle bize, ayni Girit anlaşması gibi bir çözüm ve Türk ordusunun uzaklaştırılması dayatılmaktadır. Maalesef çeşitli nedenlerle içimizdeki işbirlikçiler de Rum-Yunan Emperyalist  planlarını desteklemektedir.

KKTC’de birleşmeyi ve ordumuzun uzaklaştırılmasını savunanlar; karşılaşabileceğimiz felaketin büyüklüğünü kavramaları bakımından,  Girit felaketini öğrenmelidir.

Kıbrıs’taki varlığımızı kendi kimliğimizle devam ettirebilmemiz için tek çıkar yol, anavatanın koruması altında devletimize sahip çıkmamızdır.

Bu duygu ve düşüncelerle Rumun1963 kanlı olayları başlatmasının yıldönümünde şehitlerimizi rahmetle anar, mücahitlerimizi saygı ile selamlar, Kıbrıs’taki varlığımızın devamını sağlayan  anavatanımıza şükranlarımı sunarım. 

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.