Yalanları kabullenmek yerine gerçekleri muhataplarımızın yüzüne vurmalıyız

Yayın Tarihi: 03/03/21 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

1964’den günümüze Kıbrıs’ta iki halk arasında bir anlaşma yapılması amacı ile sürdürülen müzakerelerde görüşülmeyen tartışılmayan denenmeyen hiçbir şey kalmadı.

Her iki halkın da nasıl bir anlaşmayı tercih ettiği, istek, hedef ve beklentilerinin ne olduğu,  art niyetli olmayan tüm ilgili taraflarca çok açık bir şekilde bilinmektedir.

Kısaca belirtmek gerekirse Rum ve yandaşları, olası anlaşmayı ENOSİS’e sıçrama tahtası olarak kullanabilmesi amacı ile Türkiye’nin uzaklaştırılmasını sağlayacak bir anlaşma peşindedir.

Türk tarafının beklentisi ise, baskı altında olmadan, can ve mal korkusu içinde olmadan adanın kuzeyinde huzur ve barış içinde yaşamaktır.

Geçmişte yaşanan acı deneyimler ve Rumlarıntutumu nedeniyle anavatanın koruması altında olmamız için Türk ordusunun adada kalmasını istemekteyiz.

Her koşulda Rum-Yunan tarafını desteklediği bilinen BM , AB ve emperyalist ülkelerin hedefinin,  Türkiye’yi adadan uzaklaştırmak ve İskenderun körfezinden de kontrol altına almak olduğu inkar edilmeyen bir gerçektir.

Yaşanan acı deneyimlere ve Rumların hala daha yaptıkları açıklamalarda hegemonyacı görüşlerini değiştirmediğini ortaya koymalarına rağmen,içimizdeki birleşme yanlılarının mantıklı bir gerekçeleri olduğunu kabul etmek oldukça zordur.

Geçmişten günümüz Kıbrıs’ta tüm toplumlararası çatışmalar Rumlar tarafından başlatıldı. Suçlu olan Rum-Yunanistan ikilisi, Türkiye ve Kıbrıs Türklerine tazminat ödemek ve yaptıklarından dolayı özür dilemek yerine, yalanla alacaklı çıkmakta, kendini haklı bizi de haksız göstermektedir.

Türk tarafım olarak, Rum’un yalanlarını kabul etmemiz yerine, hem Rum’a hem de Kıbrıs davası ile ilgilenen tüm taraflara gerçekleri hatırlatmalıyız. Örneğin: .

Saldırgan ve çatışmaları başlatan taraf olarak Rum’un, anlaşma için  ödün talep etmek yerine, BM de kayıtlı bulunan Ortega raporunda da belirtilen can ve ekonomik kayıplarımızın  tazmin edilmesi gerektiği;

Güneyde kalan Türk taşınmaz mallarının alan olarak daha  az olmasına karşın, kuzeyde kalaneski Rum topraklarından daha değerli olduğu;

Tapudairesi ve vakıflardaki kayıtlara göre Karpaz(Efendiler Çiftliğ)ve Maraş’ın vakıflara ait olduğu;

Larnaka, Baf uçak alanları ile Leymosundaki yeni limanın Türk arazileri üzerinde olduğu;

1956-57 dönemlerinde Rumların silah zoru ile103 karma köyde yaşayan Türkleri, ata  topraklarından göç etmek zorunda bıraktığı;

1963’te Rumların silahlı darbe ile Kıbrıs Cumhuriyetini işgal ettiği ve Türkleri ortaklıktan attığını;

Garantör devletlerden Yunanistan ile İngiltere’nin Rumların tek yanlı Kıbrıs Cumhuriyetine el koymasına müdahale etmek yerine, darbe yönetimini yasal KC olarak tanınmasını sağladığı;

AB’nin kendi ilkelerine ve uluslararası hukuka aykırı olmasına rağmen, sadece Rumları temsil eden güneydeki yönetimi KC olarak üye yaptığı;

Rumların,Akridas ve İfestos planları ile adadaki Türkleri katletmeyi ve böylece ENOSİS’i gerçekleştirmeye kalkıştığı;

15 Temmuz 1974 Rum-Yunanistan’ın ENOSİS darbesi ile Kıbrıs Elen Cumhuriyeti ilan ettiği;

Ayvasıl’da Türklerin diri diri buldozerle gömülmesi, Kumsal katliamı, yollarda seyahat eden Türklerin kaçırılıp katledilmesi, hastanelerde yatan hastalarımızın kanlarının alınarak ölmelerinin sağlanması, Atlılar-Sandallar ve Taşkent’te soy kırım uygulandığı,esir alınan Cengiz .Topel’e yapılan insanlık dışı barbarlığı;

Rumların Halis ENOSİS beklentisi içinde olmaları nedeniyle Acheson planından Annan planına kadar tüm anlaşma planlarını kabul etmediği;

Rumların müzakerelerde dayattıkları talepleri nedeniyle, federal çözümden yana olmadıklarının kanıtlandığı;

Federasyon iki eşit taraf arasında yapılabildiğine göre, KKTC’nin tanınmasının anlaşmayı kolaylaştıracağı;

1974’den günümüze mevcut iki devletli yapıda adada hiçbir toplumlararası çatışma çıkamaması ve her iki halkın da huzur ve güven içinde yaşamasının, iki devletli anlaşmanın en ideal seçenek olduğunu gösterdiği anlatılmalıdır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.