'Varoluş' sloganı atarak yok oluşumuza hizmet edilmemeli

Yayın Tarihi: 15/12/21 10:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Kıbrıs’ta varlığımızı sürdürebilmemiz, her şeyden önce caydırıcı sayıda Türk askerinin adada kalmasına, Rum’la aramızdaki nüfus açığını azaltılmasına ve vatandaşlarımızın geçim kaynağı sağlanmasına bağlıdır.

Maalesef 1974’de bize kazandırılan paha biçilmez kaynaklara, anavatanın alt yapı tesislerimizi yapmasına ve her yıl 1 milyar dolayındaki mali yardımına rağmen, bugün ekonomimizin istenen düzeyde olduğu kabul edilemez.

Çeşitli nedenlerle   ekonomik kalkınmayı sağlayamadığımıza göre, Anavatanın bilgi ve deneyimlerinden yararlanmamız, kendi çıkarımızadır.

Son yıllarda elde  ettiği ekonomik başarı nedeniyle, bütün dünyanın takdirini kazanan anavatanın, kendi kendimize yeterli olmamız için bize yol göstermesi, hedef şaşırtması yapılarak kötü niyetli propaganda malzemesi olarak kullanılmamalı.

Aşırı milliyetçi Yunanistan bile, ekonomik buhrandan kurtulabilmek için yabancı ülkelerin belirlediği önlemleri almayı kabul ettiğine göre, bizim anavatanın deneyimlerinden yararlanmamız, oldukça normaldir.

Avrupa Birliği de verdiği küçük miktardaki yardımın kullanılmasını, hem çok sıkı bir şekilde kontrol ediyor. Hem de bazı kriterlere göre harcanmasını şart koşuyor.

Ayrıca, yerel yatırım kapasitemiz yetersiz olduğuna göre, istihdam olanakları yaratılması için, mutlaka dışarıdan  yatırımcıları ülkemize çekecek özendirici önlemler almalıyız.

Yakın geçmişte halkı açlık çeken Çin’in bugün dünyanın en büyük ekonomisi haline gelmesi, yabancı yatırımcıları çeşitli özendirici teşviklerle ülkesine çekmesi ile mümkün olmuştur.

Ülkemizde gençlerimizin iş, aş bulması ve göç etmek zorunda kalmaması için, çeşitli kolaylıklar sağlanarak ,mutlaka dış yatırımcıları ülkemize çekmemiz gerekir.

Fakat ülkemizde bazı kişiler bilinçli olarak sırf ekonomik kalkınmayı engellemek amacı ile, bazıları da başkasının yönlendirmesi ile ve kulağa hoş gelen sloganların cazibesine kapılarak, geçmişten günümüze dış kaynaklı yatırımlara karşı çıkıyor.

Kazara ülkemize gelen yatırımcılar, ülkemizi sömürecek iddiası ile kötüleniyor, suçlanıyor, hükümet kaynakları peşkeş çekmekle suçlanıyor ve engellenmesine çalışılıyor.

Ülkemize yatırımcı gelmesine ve istihdam olanakları yaratılmasına memnun olacağımıza, tek tük gelen yatırımcıları, modası geçmiş ‘sömürü ve peşkeş’ edebiyatı ile suçluyoruz ve kaçırıyoruz. Üstelik yatırımları engelleyerek halkımıza kötülük yapanlar, bir de büyük bir pişkinlikle halkımızın var oluşu için mücadele ettiğini söyleyerek, herkesi uyuttuğunu sanıyor .İşin ilginç yanı, kaynaklarımızın atıl durumda kalmasına kimse ses çıkarmıyor.

Öte yandan ülkemizde, devletin başarılı işletmecilik yapılamayacağı geçmişte yaşanan acı deneyimlerle kanıtlanmıştır.

Bu nedenle kaynak savurganlığının önlenmesi ve ülke çıkarının korunması, için KKTC’de mutlaka özelleştirilme yapılmalı.

Kısaca belirtmek gerekirse, Kıbrıs’ta varlığımızı sürdürebilmemiz için, her şeyden önce nüfusumuzu ve ekonomimizi , Rumlarla rekabet edebilecek düzeye çıkarmalıyız. Bunun sağlanabilmesi için de:

1. Kendi kendimize yeterli olabilmemiz için anavatanın,  bize yol göstermesine karşı çıkmamalıyız. TC-KKTC yetkilileri ile hazırlanan mali protokoller mutlaka uygulanmalıdır;

2. Ülkemizde yatırım yapan yabancılar pişman edilmemeli ve başka yatırımcıların gelmesi caydırılmamalı. Yabancıların ülkemizde yatırım yapması için, özendirici kolaylıklar ve olanaklar  sağlanarak teşvik edilmeli;

3. Devlet bütçesine ağır yük getiren ve halka kaliteli hizmet veremeyen kuruluşlar acilen özelleştirilmeli;

4. üyelerinin haklarını korumak amacı ile kurulan STÖ’lerin, siyasi kuruluşlar gibi hareket etmemesi, dış politikayı bile yönlendirmeye kalkışamaması, hükümetlerin atacakları tüm adımları grev tehdidi ile engellememesi ve vatandaşın günlük yaşamını eylemlerle zorlaştıramaması için, gereken yasal düzenlemeler yapılmalıdır. 

Anavatanın verdiği  mali yardımı, isabetli kullanmamızı istemesine ve bunun için de  bize yol göstermesine karşı çıkmak; dış yatırımcıların ülkemize gelmesini ve özelleştirmeyi engellemek, halkımızın varoluşuna değil, aksine yok oluşuna yardımcı olmaktır. 

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.