Ana vatan düşmanlığını körüklemek halkımızın zararınadır

Yayın Tarihi: 14/11/22 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

KKTC’de seçilmiş ve atanmış yetkililerin yasaları uygulamadaki umursamazlığından yararlanan bazı kişilerin, ana vatan düşmanlığının dozunu her geçen gün biraz daha artırdığı dikkati çekmektedir.

Bazı siyasilerin de ne Rum’a yamalanmak ne de Türkiye’nin ili olmak istemediklerini söylemelerinin, ana vatan düşmanlığını misyon kabul edenlerin ekmeğine bal sürdüğü görüşündeyim. Çünkü bize ana şefkati ile her konuda fedakarca yardım eden anavatanımız,  bizi düşman gören, nefes almamızı bile engellemek isteyen Rum’la ayni kefeye konulmaktadır.

Ana vatana karşı sürdürülen düşmanca, dayanaksız, haksız suçlamaların, ayıp sayılabilecek yakıştırmaların ve hakaret derecesine varan açıklamaların, Kıbrıs Türk halkının ezici çoğunluğu tarafından onaylanmadığı aksine nefretle karşılandığı biliniyor.

Demokratik hukuk devletinde kişi ve Sivil Toplum Örgütleri yetkililerinin düşüncelerini özgürce açıklamaları engellenemez. Ancak, bu konuda sınırların ve yetkilerin üzerine çıkılmamasına özen gösterilmeli.

Özellikle; sistemli, planlı ve bilinçli olarak sırf ana vatan ile Kıbrıs Türkünün arasının açılmasına, ulusal davamızın baltalanmasına ve geleceğimizin zarar görmesine yol açabilecek düşmanca açıklamalar, hakaretler ve faaliyetler demokratik özgürlük ve hak kabul edilemez.

Halen ülkemizde sürdürülen ana vatan karşıtlığının alt yapısının; geçmişten günümüze Güney'deki yönetimin yoğun propagandası, dış güçlerin sistemli çalışmaları ve çeşitli nedenlerden dolayı bunlara yardım eden içimizdeki işbirlikçiler tarafından hazırlandığı biliniyor.

Bu faaliyetlerin amacının da; ana vatanla aramızı açmak, ana vatanın bizimle ilgilenmesini engellemek, Kıbrıs Türkünü korumasız bırakmak ve böylece Rumların istediği şekilde bir anlaşmayı kabul etmek zorunda bırakılmak olduğu da aşikardır.

Ülkemizdeki bu üzücü olaylar karşısında, Amerikan diplomatlarının raporlarını açıklayan WikiLeaks kurucusu Julian Assenge’nin, uyduruk gerekçelerle tutuklanması ve susturulmasına çalışılmasından, demokrasiyi yanlış yorumlayan KKTC’deki politikacı ve entel liboşların gerekli dersi alması gerektiği görüşündeyim.

Özellikle, en küçük olaylar karşısında demokrasi koruyucusu kesilen Avrupa Birliğinin, WikiLeaks yöneticilerine karşı yapılanlar karşısında sessiz kalması, düşündürücü ve ibret vericidir. Bu gerçek, batılı demokratik ülkelerde de, ulusal çıkarların her şeyin üzerinde tutulduğunu göstermektedir.

Ülkemizde halen ana vatan karşıtlığının liderliğine soyunan kişilerin çoğunun, Devletten aldıkları maaşlarla, gelecek kaygısından uzak, refah içinde yaşayanlar olduğu biliniyor.

İşte bu nedenle, ana vatana hakaret eden ve devlet memurluğu ile bağdaşmayan çirkin ve olumsuz tutum içinde olan bu kişilere karşı, politik iktidarların gösterdiği hoşgörü, halkı olarak böyle davranışların ana vatandan daha fazla yardım sağlamada baskı unsuru olarak yararlanıldığı kuşkularına yol açıyor.

Hele milliyetçi kesimin oyları ile makamlara gelenlerin, TC-KKTC düşmanlığına öncülük eden kişi, kuruluş ve yayın organlarını korumamalı ve mali yardım sağlayarak faaliyetlerini daha etkin yürütmesine katkıda bulunmamalı. Ayrıca devlette görevli olan kişilerin her ne sıfata sahip olursa olsun, Rum-Yunan tezlerini savunmasına ve ulusal davasına hizmet etmesine göz yumulmamalı.

Kısaca belirtmek gerekirse, Kıbrıs’ta Türk-Müslüman kimliğimizle varlığımızı onurlu bir şekilde devam ettirebilmemiz için, siyasi iktidarlar anavatanla aramızı açmak çabasında olanlara daha fazla hoşgörü göstermemeli.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.