Günde 8500 çocuğun halen açlıktan ölmesinin suçlusu bulunmuştu...

Yayın Tarihi: 26/05/20 10:00
okuma süresi: 23 dak.

Akbaba ve küçük kız çocuğunun, vicdanı olan her insanın kalbini paramparça eden fotoğrafını unutmak mümkün mü?

Bu fotoğraf, gerek konusu gerekse de sonrasında yaşanan olaylar bakımından kelimelerin yetersiz kaldığı ibretlik bir olaydı.

Fotoğraf, Mart 1993’te foto muhabiri Kevin Carter tarafından Sudan’da çekilmişti.

Fotoğraf, Kevin Carter’a Pulitzer ödülünü kazandırmıştı.

Kevin Carter’a bu ödülü getiren fotoğraf aynı zamanda onun sonunu da hazırlamıştı.

Fotoğraf, açlığın hüküm sürdüğü topraklarda zayıflıktan ölmek üzere olan siyah küçük kız çocuğu ile sadece birkaç metre yakınında tüneyen akbabayı yansıtmaktaydı.

Küçük kızın, birkaç kilometre ilerideki Birleşmiş Milletler yardım kampına gitmek istediği sanılmaktadır.

Bu anı fotoğrafladıktan sonra akbaba kaçmış, ancak Kevin Carter küçük kıza kampa ulaşmasına yardım etmediği için birçok eleştiriye maruz kalmıştı.

Kevin Carter ödülü aldıktan birkaç ay sonra 27 Temmuz 1994’te Güney Afrika Cumhuriyeti’nin en büyük şehri Johannesburg’un bir banliyösünde park ettiği kamyonunun egzoz borusuna bağladığı hortumla, aracının içinde karbonmonoksit zehirlenmesi ile intihar etmişti.

İntihar notunda “gerçekten, gerçekten üzgünüm” diye yazmıştı. Yanında, ailesine ve arkdaşlarına yazılmış çok sayıda mektup bulunmuştu.

Kevin Carter yılda 793.823 insanın intihar ettiği ruhlardan sadece bir ruh mu?. 793.822+1 mi?

Asıl mücadele edilmesi gereken Afrika’nın ve gezegenin tüm kaynaklarını kendi çıkarları için sürekli sömüren İnsan Akbabalar değil mi?

Kevin Carter öldüğünde sadece 33 yaşında idi.

Günde 8500 çocuğun halen açlıktan ölmesinin suçlusu 33 yaşındaki genç Kevin Carter idi.

Suçlu cezasını bulmuştu, ölümü vicdanı olan her insanı rahatlatmıştı değil mi?.

Bu fotoğraf, aynı zamanda Afrika’daki açlığın da simgesidir.

Evet, İnsan Akbabalar intikamlarını almışlardı.

Yıllara göre gezegenin nüfusuna baktığımızda şöyle bir tablo görüyoruz;

Yıl

Nüfus

Yıllık Değişim

Net Artış

2019

7,713,468,100

1.08 %

82,377,060

2018

7,631,091,040

1.10 %

83,232,115

2017

7,547,858,925

1.12 %

83,836,876

2016

7,464,022,049

1.14 %

84,224,910

2015

7,379,797,139

1.16 %

84,506,374

2010

6,956,823,603

1.22 %

84,056,510

2000

6,143,493,823

1.31 %

79,254,768

1990

5,327,231,061

1.71 %

89,789,503

1980

4,458,003,514

1.77 %

77,497,414

1970

3,700,437,046

2.06 %

74,756,419

1960

3,034,949,748

1.86 %

55,373,563

1951

2,584,034,261

1.88 %

47,603,112

1900

1,600,000,000

-

-

1850

1,200,000,000

-

-

1000

275,000,000

-

-

600

200,000,000

-

-

200

190,000,000

-

-

M.Ö. 1000

50,000,000

-

-

M.Ö. 5000

5,000,000

-

-

Her 2 yılda 1, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) gelecekteki nüfus artışı için öngörüler yapıyor.

Buna göre gezegenin 2050'de 9.7 milyar ve 2100'de 10.9 milyar nüfusa ulaşması tahmin ediliyor.

Tahminlere göre, 2017-2050 yıllarında 51 ülke ve bölgede nüfusun azalması bekleniyor. Söz konusu ülke ve bölgelerin çoğu Avrupa kıtasında yer alıyor.

2050 yılında dünya nüfusunun yarısını sadece 9 ülke oluşturacak. Bu ülkeler Hindistan, Nijerya, Kongo, Pakistan, Etiyopya, Tanzanya, ABD, Uganda ve Endonezya olarak sıralanıyor.

Türkiye Cumhuriyeti’nin nüfusunun 2050'de 93.5 milyonu bulacağı tahmin ediliyor.

KKTC’nin 2050 yılındaki nüfusunu tahmin etmek Riemann Hipotezi’ni çözmekten zor.

Ayrıca UNFPA’nin yeni raporunda her bireyin kendi iradesiyle istediği sayıda ve istediği zaman çocuk sahibi olabilmesinin  ekonomik ve sosyal gelişme bakımından önemli bir unsur olduğu belirtilmektedir.

Dünya nüfusundaki değişim iki ölçümle belirlenir: doğan bebek sayısı ve ölen insan sayısı.

Yıllara göre ölen insan sayılarına baktığımızda;1950’de yaklaşık 51 milyon, 1960 yılında 51 milyon, 1970 yılında 47 milyon, 1980 yılında 46 milyon, 1990 yılında 49 milyon, 2000 yılında 53 milyon, 2010 yılında 54 milyon ve 2015 yılında 56 milyondu.

2017'de ise yaklaşık 56 milyon kişi öldü.

Bunların neredeyse;

50%’si 70 yaş ve üstü;

% 27’si 50-69 yaş arası;

% 14’ü 15-49 yaş arası;

% 1'i 5-14 yaş arası;

ve yaklaşık % 8'i 5 yaşın altındaki çocuklar idi.

Peki bu insanlar ne yüzünden öldüler?

The Global Burden of Disease (Küresel Hastalık Yükü), gezegenin en eski tıp dergisi Lancet'te yayınlanan ölüm ve hastalık nedenleri üzerine büyük bir küresel çalışmadır.

Bu çalışma en son 2017 ölüm verilerini kapsadığı için 2017 ölüm oranları üzerinden bazı yorumlar yapacağım.

The Global Burden of Disease (GBD), bugüne kadar dünya çapında yapılan en kapsamlı gözlemsel epidemiyolojik çalışmadır.

En basit tanımı ile Epidemiyoloji’nin amacı insan topluluklarında sağlık problemlerinin veya olayların dağılımını, görülme sıklıklarını ve nedenlerini araştırmaktır.

Nedene Bağlı Ölüm Sayıları, 2017

Hastalık Adı

Ölüm Sayısı

Ölüm Oranı

Kalp ve Damar Hastalıkları

17.79 Milyon

31,77%

Kanserler

9.56 Milyon

17,07%

Solunum Hastalıkları

3.91 Milyon

6,98%

Alt Solunum Yolu Enfeksiyonları

2.56 Milyon

4,57%

Zihinsel Becerilerin Zayıflaması (bunama)

2.51 Milyon

4,48%

Sindirim Sistemi Hastalıkları

2.38 Milyon

4,25%

Yenidoğan Hastalıkları

1.78 Milyon

3,18%

İshal Hastalıkları

1.57 Milyon

2,80%

Diyabet

1.37 Milyon

2,45%

Karaciğer Hastalıkları

1.32 Milyon

2,36%

Yol Kazaları

1.24 Milyon

2,21%

Böbrek Hastalıkları

1.23 Milyon

2,20%

Tüberküloz

1.18 Milyon

2,11%

HIV/AIDS

954.492

1,70%

İntihar

793.823

1,42%

Sıtma

619.827

1,11%

Cinayet

405.346

0,72%

Parkinson Hastalığı

340.639

0,61%

Boğulma

295.210

0,53%

Menenjit

288.021

0,51%

Beslenme Yetersizlikleri

269.997

0,48%

Protein Kaynaklı Zehirlenmeler

231.771

0,41%

Gebeliğe Bağlı Hastalıklar

193.639

0,35%

Alkol Kullanımına Bağlı Hastalıklar

184.934

0,33%

Uyuşturucu Kullanımına Bağlı Hastalıklar

166.613

0,30%

Kavga Kaynaklı Ölümler

129.720

0,23%

Hepatit

126.391

0,23%

Yangına Bağlı Ölümler

120.632

0,22%

Zehirlenme

72.371

0,13%

Sıcak ve Soğuğa Maruz Kalma

53.350

0,10%

Terörizm

26.445

0,05%

Doğal Afetler

9.603

0,02%

Tüm bu ölümlerin dışında ise, her yıl yaklaşık 9 milyon insan açlık ve açlığa bağlı hastalıklardan dolayı ölmektedir.

Bu, AIDS, sıtma, karaciğer hastalıkları, diyabet, sonulum hastalıkları ve tüberküloza bağlı ölümlerin toplamından daha fazladır. Neredeyse kanserlerden ölen insan sayısına eşittir.

Yılda yetersiz beslenme ve açlıktan ölen 9 milyon insanın, 3.1 milyonu çocuktur.

Birleşmiş Miller (BM) Dünya Gıda ve Tarım Örgütü FAO’nun “Dünyada Beslenme ve Gıda Güvenliğinin Durumu” başlıklı son raporuna göre dünya üzerinde 822 milyon insan açlık çekiyor.

Kötü beslenmenin çeşitli türleri vardır. 5 yaş altı çocuklarda görülen ölümlerin 45%’i anne ve çocuğun yetersiz beslenmesinden kaynaklanmaktadır.

Dünya genelinde 5 yaşından küçük çocuklarda yetersiz beslenmeden dolayı boy kısalığı yaygınlığı azalmakta olup, 2012’de 165.8 milyondan 2018’de 148.9 milyona düşmüştür.

Bugün 822 milyon insanın aç, 150 milyonun üzerinde çocuk da bodurdur.

2018’de dünya genelinde 5 yaşın altındaki düşük kilolu çocuk sayısı 49.5 milyondur.

2018’de dünya genelinde 5 yaşın altında fazla kilolu çocuk sayısı 40.1 milyondur.

2019 Küresel Gıda Krizleri Raporuna göre, 2018 yılında 53 ülkede yaklaşık 113 milyon insan, akut açlık (yüksek düzeyde gıda güvensizliği) yaşadı.

Akut açlık, açlığın en uç şekli. Yani bir insanın yeterli gıda tüketememesi nedeniyle hayatının tehlikede olması durumudur.

Kronik açlık ise bir insan uzun süre normal, aktif bir yaşam tarzı sürdürmek için yeterli yiyecek tüketemediğinde ortaya çıkıyor.

Açlığın en önemli nedenleri savaşlar, ekonomik istikrarsızlıklar ve iklimsel olaylarıdır.

Açlıktan etkilenen insan sayısı 1990'dan bu yana 189 milyon kişi azaldı. Ancak son yıllarda olumlu gelişme durdu. 2015 yılından bu yana, küresel olarak her yıl açlık çeken insanlarda artış görüyoruz.

YIL

AÇLIK ÇEKEN İNSAN SAYISI

1990

1011 milyon

1995

989 milyon

2000

900 milyon

2005

945 milyon

2010

821 milyon

2015

784 milyon

2016

804 milyon

2017

821 milyon

2018

822 milyon

Açlık çeken insanların sayısı 2015’te 784 Milyondan 2018’de 822 Milyona çıkmıştır.

Son yıllarda açlık çeken insan sayısında hafif bir artış yaşanmasına rağmen, bugün dünyada 822 milyondan fazla insan halen açlık çekmektedir.

21. yüzyılda açlık hala dünyanın en büyük sağlık sorunudur. Her yıl daha da kötüye gidiyor.

Açlığa karşı savaşan Alman Welthungerhilfe ve Concern Worldwide’ın yayınladığı Küresel Açlık Endeksi'ne göre 100 puan üzerinden yapılan değerlendirmede küresel açlık 2000 yılında 29.2'ydi. Son endekste bu sayının 20.9'a düştüğü açıklandı.

Endekste 100 puan açlık oranının en yüksek olduğu, 0 puan ise hiç açlığın olmadığı seviyeyi gösteriyor. 20 ile 34.9 puan aralığı ise "ciddi" açlık tehdidi anlamına geliyor.

Küresel Açlık Endeksi, ülkeleri 100 puanlık bir ölçekte sıralar;

0, en iyi skor (açlık yok) ve 100 en kötü olmakla birlikte, bu uç noktalara gerçekte ulaşılamaz.

Küresel Açlık Endeksi Şiddeti

≤ 9.9

düşük

46 ülke

10.0–19.9

orta

23 ülke

20.0–34.9

ciddi

43 ülke

35.0–49.9

 endişe verici

4 ülke

≥ 50.0

aşırı endişe verici

1 ülke

50 puanın üzerinde endeks değeri ile Orta Afrika Cumhuriyeti aşırı endişe verici konumda.

Çad, Madagaskar, Yemen ve Zambiya ise endişe verici konumda.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve UNICEF'in de aralarında yer aldığı kurumların verilerine dayanarak hazırlanan endekste yetersiz kalori alımı, çocukların yetersiz beslenmesi ve çocuk ölüm oranları gibi veriler göz önünde bulunduruluyor.

Küresel Açlık Endeks raporunda Almanya gibi refah seviyesinin oldukça yüksek olduğu başta Avrupa ülkeleri yer almıyor.

2019 GHI puanı 5'ten düşük olan 17 ülkeye sıra numarası verilmemiştir zira puanları arasındaki farklar minimaldir.

Rapora göre Türkiye Cumhuriyeti 5 puanın altındaki endeks değeri ile aşağıdaki ülkeler arasında yer alıyor.

Sıra No

Ülke

2000

2005

2010

2019

1-17

Belarus

<5

<5

<5

<5

Bosna Hersek

9.8

7.2

5.1

<5

Bulgaristan

8.2

7.8

6.9

<5

Şili

<5

<5

<5

<5

Kosta Rika

6.2

5.5

5.0

<5

Hırvatistan

6.1

<5

<5

<5

Küba

5.3

<5

<5

<5

Estonya

5.6

<5

<5

<5

Kuveyt

<5

<5

<5

<5

Letonya

6.0

<5

<5

<5

Litvanya

<5

<5

<5

<5

Karadağ

-

-

<5

<5

Romanya

8.3

6.4

5.6

<5

Slovak Cumhuriyeti

7.3

6.0

<5

<5

Türkiye Cumhuriyeti

10.2

7.3

5.4

<5

Ukrayna

13.7

<5

<5

<5

Uruguay

7.7

8.1

5.4

<5

22

Rusya

10.3

7.5

6.4

5.8

25

Çin

15.8

13.0

10.0

6.5

31

İran

13.5

9.4

8.2

7.9

34

Suudi Arabistan

11.5

13.7

9.2

8.5

54

Türkmenistan

21.8

17.1

15.0

11.8

61

Mısır

16.3

14.3

16.3

14.6

68

Irak

26.4

24.8

23.8

18.7

73

Nepal

36.8

31.3

24.5

20.8

86

Kenya

36.9

32.7

27.6

25.2

92

Kuzey Kore

40.3

32.9

30.9

27.7

94

Pakistan

38.3

37.0

35.9

28.5

102

Hindistan

38.8

38.9

32.0

30.3

111

Haiti

42.7

45.1

48.8

34.7

114

Madagaskar

43.2

43.4

36.2

41.5

115

Çad

51.5

52.1

50.9

44.2

116

Yemen

43.2

41.7

34.5

45.9

117

Orta Afrika Cumhuriyeti

50.7

49.5

42.0

53.6

Rapora göre 2019’da gıda krizi yaşanan 55 ülkede 75 milyon çocuk boy kısalığı yaşarken, 17 milyon kişi de aşırı zayıflıktan muzdarip.

2020 Küresel Gıda Krizi Raporu’u, 2019’un sonu itibariyle 55 ülke ve bölgede 135 milyondan fazla insanın akut gıda güvensizliği ile karşı karşıya olduğunu gözler önüne seriyor.

Bu eğilimlerin arkasındaki ana itici sebepler:

Sıra No

Akut Açlık Nedeni

Etkilenen İnsan Sayısı

1

Savaş

77 Milyon

2

İklim Değişikliği

34 Milyon

3

Ekonomik İstikrarsızlık

24 Milyon

Toplam

135 Milyon

Dünyada açlık çeken insanların sayısı hızla artmaya devam ediyor. BM, 2030 yılına kadar açlık sorununu tümüyle ortadan kaldırmayı hedefliyordu. Ancak bu hedefin gerçekleşmesi hayli uzak bir ihtimal olarak görülüyor.

Tüm ülkeler, özellikle yüksek gelirli ülkeler, acilen Gündem 2030 ve Paris Anlaşması taahhütlerini yerine getirmelidirler. Daha iddialı önlemler almalıdırlar.

150 yıllık hızlı ekonomik büyüme ve sera gazı emisyonlarındaki artış gezegenin ortalama sıcaklığını arttırdı. Sıcaklıklar endüstri öncesi seviyelerin 1°C üzerinde.

Mevcut emisyon oranı ile ortalama küresel sıcaklıklardaki artış 2030 ve 2052 arasında 1.5°C'ye ulaşması muhtemeldir.

Küresel Isınmadan dolayı oluşan iklim değişikliğinin gıdalar üzerinde doğrudan ve dolaylı olumsuz etkileri vardır.

Son çalışmalar, daha yüksek CO₂ (karbondioksit) konsantrasyonlarının ürünlerin protein, çinko ve demir içeriğini azalttığını göstermektedir.

Değişen iklim, büyük miktarlarda yiyeceğin zaten israf edildiği küresel bir gıda sisteminde yiyecek kayıplarını daha da kötüleştirecektir. Bu da daha fazla insanın açlık çekmesine neden olacaktır.

Kyoto Protokolü’nün 2020 yılında sona erecek olması sebebiyle, 2015 yılında Fransa’nın Paris kentinde gerçekleştirilen 21. Taraflar Konferansı’nda (COP21), 2020’den sonra geçerli olacak Paris Anlaşması kabul edilmiştir.

Anlaşma, 5 Ekim 2016 itibariyle, küresel sera gazı emisyonlarının %55’ini oluşturan en az 55 tarafın anlaşmayı onaylaması koşulunun karşılanması sonucunda, 4 Kasım 2016 itibariyle yürürlüğe girmiştir.

Paris Anlaşması, 2020 sonrası süreçte, iklim değişikliği tehlikesine karşı küresel sosyo/ekonomik dayanıklılığın güçlendirilmesini hedeflemektedir.

Paris Anlaşması’nın uzun dönemli hedefi, endüstriyelleşme öncesi döneme kıyasen küresel sıcaklık artışının 2°C’nin olabildiğince altında tutulmasıdır.

Bu hedef fosil yakıt (petrol, kömür) kullanımının tedricen azaltılarak, yenilenebilir enerjiye yönelinmesini gerektirmektedir.

Bir başka ifadeyle yeryüzündeki her 9 insandan 1'i yetersiz besleniyor.

Açlık hızla artıyor.

Özellikle de Afrika’da. Ancak Güney Amerika ve Asya’da da rakamlar hala çok yüksek.

Açlığı gerçekten sona erdirmek için temel nedenleri ortadan kaldırmalıyız. Erkek ve kız çocuklarının iyi beslenmesi ve eğitilmesi gerekiyor, kadınların gerçekten güçlendirilmesi gerekiyor, kırsal altyapının güçlendirilmesi gerekiyor.

Sıfır Açlık hedefine ulaşmak için toplumu esnek ve daha istikrarlı kılan programlar da aç insanların sayısını azaltacaktır. Ayrıca dünya liderlerinin de yapması gereken bir şey var sahaya çıkıp ve bu çatışmaların çözümüne yardımcı olmaları gerekmektedir.

Almanya’da Stuttgart Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre, Alman halkı yılda 11 milyon ton gıdayı çöpe atıyor. Diğer bir deyişle bir Alman yıllık 235 Euro değerinde gıdayı hiç tüketmeden israf ediyor. Bu rakam dünyada 1.5 milyar insanın yıllık gelirine eşit.

Gezegende üretilen yiyeceklerin yaklaşık yüzde 14%'ünün daha tüketiciye ulaşmadan çöpe gidiyor.

Gezegende gıda israfının yıllık büyüklüğü yaklaşık 1.3 milyar ton. Buna tarımsal kayıpları da dahil edersek 1.6 milyar tona ulaşırız. Bunun da parasal değeri 1.2 trilyon doları buluyor.

Yani yıllık 1.2 trilyon dolar değerindeki gıda çöpe gidiyor.

Yılda 1.3 milyar ton israf edilen gıda, açlık çeken 822 milyon insanı 3 defa doyurabilir.

21. Yüzyılda insanların açlıktan ölüyor olması kabul edilemez.

Halen günde 8500 çocuk açlıktan dolayı ölüyor.

“İliŋde biregü keçe kalsa aç, anı sendin aytur bayat közni aç.”

Kutadgu Bilig’de insanoğlunun sorumluluğu açlık üzerinden net bir şekilde ortaya konmaktadır.

 “Memlekette bir kimse gece aç kalırsa, Tanrı onu sana soracaktır, gözünü aç”

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.