BİRAZ AYDINLIK

Mert MAPOLAR, C.Ht.
mertmapolar@gmail.com
Mert MAPOLAR, C.Ht.

"Toplumsal tükeniş!"

Yayın Tarihi: 04/12/20 07:00
okuma süresi: 11 dak.

İnsanımızın, gün geçtikçe daha "sessiz" ve daha "kayıtsız" bir dünyaya ihtiyaç duymaya başladığı ile ilgili çok önemli alarm sinyali vermeye başlıyor olması, önemli toplumsal tükenmişlik sendromu göstergeleri olarak dikkate alınması gereken çok ciddi bir toplumsal konudur!

Ülkemizde yaşam süren çoğu insanın, "sessiz bir dünya" hissi içinde yaşama arzusunun gün geçtikçe artmakta olduğu ve bulunduğu ortamı yalnızca bilgisayarlar ve akıllı telefonlar arcılığıyla algılayabilmesi düşündürücüdür! İnsanların tek yapmak istedikleri şey; eğlence, iletişim ve/veya cinsel macera... Tüm bunların "ekran" aracılığıyla yapılıyor olması da endişeleri artırmaktadır...

İnsanımız, gereksiz yere çevresinden, ailesinden elde ettiği aşırı yüklenme ile yaşam kalitesini artıracak açılımlar ve gelişimler yapamıyor, tekdüze bir yaşamın yolunda ilerlemeye mecbur bırakılıyor... Elindeki kaynaklarının değerini ve önemini fark edemiyor ve elindeki kaynakları iyi kullanamıyor... Stres, depresyon, öfke patlamaları, endişeler, korkular, panik ataklar, kaygılar artmaya başlıyor ve ülkemizde sebepsiz genç yaşta ölümlerin arkası kesilmiyor... Ve giderek ürkütücü bir hızla artıyor...

Unutmayın! İnsanı "yalnızlık" hasta ediyor! Ve "Yalnızlık" önemli bir risk faktörü olduğu için de insanı öldürebiliyor!

Ani ölümlerin "yalnızlık" ile "değersizlik" duyguları ile direkt bağlantılı olduğu yönünde önemli bilimsel tespitler vardır... "Yalnız" hissetmenin, streste olduğu gibi insan vücudu üzerinde büyük olumsuz etkileri vardır... "Yalnızlık" psikolojisi, gerçeklikle tamamen uyumsuz da olabiliyor... "Yalnızlık" hissi, kalabalık bir odada olsanız bile, başkaları tarafından göz ardı edildiğinizde ve/veya ihtiyaçlarınız göz ardı edildiğinde de kendinizi yalnız hissedebiliyorsunuz! Ve hatta yalnız olsanız bile, birçok ilginç sosyal aktivite yaptığınızdan dolayı da kendinizi yalnız hissetmeyebilirsiniz de... Ya da evli olup da eşiniz ve siz farklı dünyalarda yaşadığınız için de kendinizi yalnız hissedebiliyorsunuz... "Yalnızlık", toplumumuzun en ciddi sorunlarından biri olma yoluna doğru gidiyor! Gün geçtikçe ülkemizdeki artan siyasi sorunlardan dolayı, istikrarsızlık, ekonomik sorunlar ve ülkeyi yönetenlerin bencil pasif agresif umursamaz davranışlarından dolayı insanlar, ister istemez kendi aralarına görünmez duvarları örmeye başladı bile... Toplumumuzda bu tür şeyler hiç daha önce görülmediği kadar şu an artmaya başlaması dikkat çekicidir! Toplumsal düzeyde yalnızlığı önlemek için devletin yapması gereken, atması gereken adımlar, ışık tutması gereken makro düzeyde durumlar vardır... Talep etmeleri halinde bunlarla da ilgili detaylı projeleri kendilerine sunabilirim... Yeter ki bu konularda topluma yardımcı olmayı gerçekten kalpten istesinler... Özellikle pandemi dönemlerinde yaşanması gereken sosyal izolasyonlar nedeniyle aile ve/veya arkadaşlar ile birlikte geçirilen zamanların azalması, bireylerde yalnız saatler geçirmelerine, kendilerini "yalnız" ve "değersiz" hissetme duygularının artmasına sebebiyet vermekte ve bu aşamada devletin vatandaşlarına hissettireceği "yalnız olmadığınız" ve "değer verildiğiniz" duyguları önem arzetmekte olup, bu konularda çok iyi toplumsal planlamalar yapılması gerekmektedir... Devlet bu insani duyguların farkına vararak, gerekli önlemleri zamanında alarak, sosyal izolasyonlarda da halkının yanında olduğunu vatandaşına hissettirmesi gerekiyor...

Bireysel olarak da sizlerin pandemi dönemi kurallarına uymak kaydıyla mikro düzeyde yapmanız gerekenler vardır... Sadece sosyal mesafe koyma ve maskeleme kurallarına uymak yeterli değildir... Bu dönemdeki kuralları bir yaşam şekli haline getirerek, bireysel adımlar atmanız da o derece önemli olacaktır...

Toplumsal tükenişi engellemek, "yalnızlık" ile "değersizlik" duyguları ile başa çıkmak için hatırlamanız ve yapmanız gerekenlerden bazıları şunlardır:

  1. Arkadaşlarınız, aileniz veya iş arkadaşlarınızla yakın ilişkiler geliştirin... Onları dinleyin ve size ihtiyaç duyduklarında onlara ilgi gösterin, hayatlarındaki iniş ve çıkışlarında onlara destek olun...
  2. Sosyalleşmenin doğal bir gereklilik olduğunu asla unutmayın!
  3. Sizi hak eden ve size değer veren kişiler ile görüşün, sizi motive eden, düşünceleri ile sizi ileriye taşıyan kişiler ile arkadaşlık kurun, sizi geriye çeken kişiler ile değil!
  4. Yeni ilişkilerde sabırlı olun. İlk başta çok fazla şey beklemeyin... Doğal olarak iyi, güçlü arkadaşlıklar kurmanın ve geliştirmenin zaman aldığını unutmayın!
  5. Sosyal aktivite organize etme konusunda aktif davranın... Sosyal bir organizatör olun... Bunun ödülünü er geç alacaksınız...
  6. Unutmayın! "Yalnızlık" hissi, kişiler arası ve/veya toplum ilişkilerinizin sosyal ve/veya duygusal ihtiyaçlarınızı karşılayamadığını gösterir... "Yalnızlık", kişisel yetenek eksikliğinin bir işareti değil, sosyal aktivitelerden yoksun olmanızın bir sonucudur! Ve bununla başa çıkabilirsiniz!

Devlet, Toplumu bile bile yalnızlığa itmemelidir!

Tükenmişlik ile birlikte "yalnızlık" duygusu, günümüz toplumumuzda ciddiye alınması gereken ve giderek yaygınlaşan çok ciddi bir sorun olma yolundadır... Bireyin genellikle kariyerinden, arkadaşlarından ve/veya aile etkileşimlerinden elde ettiği zevk ve başarı hissini azaltan ve insanları bireysel kimliğin kaybolduğuna inanmaya yönlendiren, zihinsel ve fiziksel bir tükenme hali olup, aynı zamanda bir tür iş ve yaşam baskısı haline dönüşme halidir... En tehlikeli yalnızlık ise, içinde yaşadığı topluma yabancılaşma nedeniyle yaşanan yalnızlıktır! Bu kişinin kendisinin çözemediği bir toplumsal tükenmişlik duygusudur... Bu noktada devletin üzerine düşen görevler vardır ve zamanında atacağı adımlar da hayati derecede önemli olacaktır...

Toplum olarak kendimize değer vermeyi tekrardan öğrenmemiz gereken önemli bir dönemdeyiz ve bunun için her yönden devlet desteği şarttır!

Bir gerçek var ki, kimin için ve/veya ne için tükendiğinize değip değmediğine karar vermeniz ve o doğrultuda kendinizi geliştirip, değiştirmeniz gerekmektedir...

Unutmayın! Devletin kullandığı, vatandaşın "yanındayım" ifadesi sadece laf kalabalığının ötesine geçmiyorsa, kimse yanınızda değildir! Bunu artık daha iyi anlamanız gerekiyor! Yani tek başınıza olduğunuzun farkına varmalısınız! Ve kendi gelişiminizin yolunu kendiniz bulmalısınız! Aslında bütün mesele yaş ilerledikçe inandığınız doğruların değişmediğidir, sadece inandığınız insanlar değişiyor... En kötü hikâyenizi en yakınınızdaki, en güvendiğiniz insanlar sizin için yazıyor... Sorun sizi üzenlerde değil, sorun; onlara sizin üzecek kadar değer vermenizde... Tek başına hayatı öğrenen insanları, kimsenin yokluğuyla korkutamayacağını unutmayınız! Yaşattığınızı yaşarsınız buna dikkat ediniz... Hafif insanlara ağır geldiğiniz için tüm bunları yaşıyorsunuz! Çok şey görmüş insanlar, sonradan gördüyse onlardan kesinlikle uzak durunuz... Uğraşmayı bıraktıysanız değmeyeceğini öğrendiğiniz içindir! Biri gelir sizi siz eder, biri gelir sizi sizden eder, siz bunun farkına varmadan! Verdiğiniz değerin karşılığını görmüyorsanız, gördüğünüz değeri veriniz ki herkes yerini bilsin! Tavrıyla sözleri birbirini tutmayan insanların, yağ ve su gibi olduğunu unutmayınız! Aynı kâpta olsalar da kendi içlerinde asla bir bütün olamazlar! Hayatta değmeyen şeylerin olduğunu da unutmayınız! Üzülmeye değmeyen ayrılıklar gibi... Düşünmeye değmeyen anılar gibi ve konuşmaya bile değmeyen insanların da olduğunu asla unutmayınız...

Artık kimseyi kaybetmekten korkmayacaksın! Bazılarına "hayır" demeyi de bileceksin... Aman o "üzülmesin", aman o "gücenmesin", aman o "kırılmasın" dediklerin bildiler mi senin kıymetini? Yorma artık kendini! Bırak biraz da onlar senin için çabalasın...

Unutma! Dürüstlük pahalı bir servettir ve ucuz insanlarda kesinlikle bulunmaz! Bunun farkındalığına var!

Uçmayı öğrenmeden, göçmeye mecbur bir kuş gibi olmasın asla kalbin!

"Birinde kül olduysan, bir başkasını asla ısıtamazsın!"

Kendini asla tüketme ve buna asla fırsat verme güzel insan!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.