BİRAZ AYDINLIK

Mert MAPOLAR, C.Ht.
mertmapolar@gmail.com
Mert MAPOLAR, C.Ht.

Türkiye ile KKTC ilişkilerinde, 'yeni ve farklı' dönem sinyali!

Yayın Tarihi: 22/04/22 07:00
okuma süresi: 10 dak.

Farklı yıllarda, farklı konularda, farklı kapsamlarda, farklı süreler için TC ile KKTC arasında imzalanan iş birliği anlaşmaları ve protokoller neden hep başarısızlığa uğruyor?

Her iki tarafın, sözde katılımıyla hazırlanan ana protokollerde hedeflenen temel amaç, özel sektörün rekabet gücünün ve kamunun etkinliğinin artırılması olmuştur...

Ortaya konan anlaşmaların, protokollerin içeriğinden ziyade, KKTC'de nasıl ve ne şekilde uygulayacağının her zaman daha büyük önemi ortaya çıkmıştır... Uygulama aşamasında hep sorunlar kendini göstermiştir... Ve istenilen ilerlemeler sağlanamamış, toplumsal kaoslar kaçınılmaz olmuştur...

İşte, odaklanmamız gereken temel nokta tam da burasıdır... Bu noktada yolunda gitmeyen bir şeyler var...

Uygulamaya yönelik projeler geliştirmeyi de içeren programlarda, bir türlü sona gelinemiyor...

Toplumsal destek sağlanamıyor... Bazı şeyler, Kıbrıs Türk insanın özelliklerine ve yaşam şekline uyarlanamıyor...

Bir de bunun yanında, ya hükûmetler değişiyor veya değiştiriliyor ya da "popülist" yaklaşımlarla ileriye yönelik adımlar yerinde ve zamanında, etkin olarak atılamıyor...

Senelerce hep bu, böyle olmuştur...

Sürdürülebilir ekonomiye geçişi de amaçlayan protokollerin çoğunda, kamu düzenin ekonomi içersindeki payının azaltılması, kamu harcamalarının tamamının azaltılarak, disiplin altına alınması, vergi gelirlerinin de özel sektörün gelişmesine engel olmayacak şekilde günün şartlarına göre yeniden düzenlenmesi, iç borç faiz ödemelerinin dengeleştirilmesini, kayıt dışılığı azaltarak, özel sektör temel alınarak, rekabet edilebilirlik gücünün yükseltilerek, sürdürülebilir bir KKTC ekonomik ortamın oluşturulması, her zaman temel amaç olmasına rağmen özellikle hükümetlerdeki Kıbrıs Türk siyasetçisinin "popülist" yaklaşımlarından dolayı protokollerde ortaya konan programlar, KKTC’de tam anlamıyla çalıştırılamıyor...

KKTC’nin ihtiyaç duyduğu önemli altyapı yatırımlarına yapılan finansal yardımlar ve teknik destekler hedef ve sonuç odaklı olarak, istenilen düzeylerde ilerlemiyor...

Başarılı olmak için "halk" desteği gerekmektedir... Yani, Kıbrıs Türk insanın iradesi de işin içinde olması gerekmektedir... Halka, doğru, açık, net her şey yerinde ve zamanında açıklanmalıdır...

"Neyin, neden" yapıldığını halk daha detaylı bilmelidir, bunlar halka, Kıbrıs Türk insanın özellikleri de göz önünde bulundurularak anlatılmalıdır, açıklanmalıdır... Doğru kanaldan, etkin ve profesyonel halkla ilişkiler yürütülmelidir...

Gizleyerek, saklayarak, kelime oyunları yaparak, yanlış yönlendirmelerle ve bir hükûmeti bozarak yeni bir hükûmeti kurarak, bir noktaya varamaz, daha fazla toplumsal kaos yaratırsınız...

TC ile KKTC arasında ortaya konan ekonomik ve mali ilişkilerde hedeflenen, KKTC'de refah düzeyinin yükseltilmesi ve ülkedeki kalkınmanın inşa edilmesi hep yarım kalmaya devam ediyor...

Protokollerdeki yapısal dönüşüm programlarında hedeflenen daha küçük kamu maliyesinin daha etkili kullanılması ve istikrarlı olması, kaynakları daha verimli kullanmaya gidebilen bir devlet yapısı ile yüksek kalitede bir özel sektör oluşturma hedefleri hep başarısızlıkla sonuçlanıyor ve protokollerdeki başarısızlıklar hep devam ediyor...

Peki, neden bunu başaramıyorsunuz?

En temel nedenlerin odağında hep, kurulan hükûmetlerin "popülist" yaklaşımları olmaktadır...

Evet, "popülist" yaklaşımlar...

Türkiye ile KKTC ilişkilerinde, "yeni ve farklı" döneme gelindi!

Artık, protokol programlarını uygulamadan, ilgili projeleri geliştirmeden, "hazır para" dönemi bitmiştir...

Her zaman şunu vurguluyorum; yeni dünya düzeninde, yeni Türkiye ilişkilerinize eski alışkanlıklarınızla, eski davranışlarınızla, eski zihniyet yapınızla geliştiremezsiniz, ileriye taşıyamazsınız...

Dünya da değişmiştir... Türkiye de değişmiştir...

İş birliği protokolleri aktivasyon almanız için imzalanır ve programlarda atacağınız adımlar yakından takip edilerek, size ödenmesi gereken miktarlar, uygulama ve hükûmet etme kabiliyetinize göre değerlendirilmeye başlanmıştır...

"Yeni" dünya düzeninde, "yeni" Türkiye ilişkileriniz artık bu doğrultuda olacaktır...

"Yardımlarda" artık, "hak etme" dönemi başlamıştır...

Ayaklarınızın üzerinde durmayı, "öğrenme" zamanına gelinmiştir...

"Popülist" yaklaşımlardan tamamen vazgeçme zamanındayız...

Kendinizle yüzleşme... Kendiniz olma zamanı...

Türkiye Cumhuriyeti artık, hükûmet icraatlarınızı, söylemlerinizi, tutumlarınızı ve davranışlarınızı çok daha yakından takip ediyor...

Halka yönelik söylemlerle yaptığınız popülizme de, son vermek zorundasınız artık ...

Türkiye ile KKTC ilişkilerinde yeni dönem resmen başladı!

Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm düşüncesel ve davranışsal yaklaşımları, bu doğrultuda olunduğunu çok daha net bir şekilde gözlemlemekteyiz artık...

KKTC Hükûmetlerinin yapılanmaları, artık bu yeni döneme göre tekrardan güncellenmesi gerekmektedir... Tüm o eski düşüncesel ve davranışsal yaklaşımlarınızı, alışkanlıklarınızı ortadan kaldırmanız gereken yeni ve farklı bir döneme girilmiştir...

KKTC'yi, Türkiye ilişkilerinde oldukça zor, daha fazla çalışılması gereken bir dönem bekliyor...

Ne kadar uzun süre harekete geçmezseniz, çalışmazsanız, gelecek olan para yardımlarında o kadar çok kaybeden taraf olmaya başlayacaksınız... Hesap ortada...

İşte oyunun yeni kuralı bu!

En kötüsüne hazırlıklı olma, buna toplumu hazır etme zamanındayız artık...

Öğrenmeniz gereken kural;

Paranızı almadan önce asla harcamamanız gerektiğidir...

Ülkeyi yönetenler olarak sizler, hep bugüne kadar almadan önce harcayanlardandınız...

Bu, değişti artık...

Ülke olarak para, hayatınızı yönetenlerden olmamalıdır, para hayatınızı daha iyi yönetmenize sadece "yardımcı" olmalıdır...

Unutmayınız! Küçük masraflar, ufak bir sızıntı gibi, çok büyük bir gemiyi bile kolayca batırabilir... Ülkeyi de...

Sürdürdüğünüz kamu harcamalarınızın ardı arkası kesilmiyor... Bu harcamalar devasal boyutlara ulaştı... Ve şimdi kontrolden çıktı... Ve duvara tosladı!

Yeni dönemde, isteseniz de istemeseniz de, kamu harcamalarına verimlilik, etkinlik ve denetim uygulanmaya daha fazla başlanıyor artık... Uluslararası Para Fonu IMF'in (International Monetary Fund) tam da yaptığı gibi... Türkiye de bunu KKTC için yapacak... Buna hazır olun!

Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!

Başarı ve toplumsal mutluluk, "hazır para" almakla değil, başarmanın sevincinde, yaratıcı çabanın heyecanında yatmaktadır artık...

Asla paranın her şeyi yaptığını düşünmeyin yoksa, ülkeyi yönetenler olarak her şeyi para için yapmaya devam edersiniz...

Harcadıktan sonra kalanı biriktirmeyin, biriktirdikten sonra kalanı harcayanlardan olunuz... Ülke olarak da, birey olarak da...

Parayı almadan önce asla harcamayın! Öncelikle paranızı kontrol altına almayı öğrenmelisiniz, bunu yapmazsanız paranın yokluğu sizi, sonsuza kadar kontrol eder olacaktır... Şu anda olduğu gibi...

Unutmayınız! Finansal özgürlüğü ancak bilinçli bir seçimle elde edebilirsiniz... Bu tesadüf değildir... Bu sadece düşünme tarzı da değildir... Bu, "ortak akılla" ve hedefe ulaşmak için halkla, gerekeni yapmakla olur...

Bireysel olarak da, toplumsal olarak da, ülkeyi yönetenler olarak yapmanız gerekenler;

Konuşmadan önce dinlemelisiniz... Yazmadan önce düşünmelisiniz... Harcamadan önce kazanmalısınız... Yatırım yapmadan önce araştırmalısınız... Eleştirmeden önce beklemelisiniz... Hatta "Dua" etmeden önce affedebilmelisiniz... Bırakmadan önce, denemelisiniz... İmza atmadan önce okumalısınız, desteği almalısınız ve harcamadan önce de tasarruf etmeyi bilmelisiniz...

Türkiye ile KKTC ilişkilerinde, "yeni ve farklı" döneme girdik!

Anlaşmalarda ve protokollerde nelerin olduğundan ziyade, onları nasıl ve ne şekilde Kıbrıs Türk halkına kabul ettirileceğine odaklanmalısınız... Dürüstçe, net ve açık bir şekilde...

Oyun oynayarak değil!

Tutarsız söylemler yaparak değil!

Halktan gizleyerek değil!

Ya tek başına ayakları üzerinde durmayı "ortak akılla" öğreneceksiniz, ya da bu ülkeyi yönetmekten, kendinizi yönetmekten vaz geçeceksiniz... 

Bu aşamadan sonra en önemli nokta; kendiniz olmak, kendinizi kabul etmek, kendinizle yüzleşmek ve iki ayağınızın üzerinde durmaya, "ortak akılla" hazırlanmaktır... Başlamaktır...

Şimdi ayağa kalkıp, yürüme zamanı...

Yeni dünya düzeni ile birlikte yeni KKTC, Herkese hayırlı olsun!

Türkiye ile KKTC ilişkilerinde, "yeni ve farklı" dönem, resmen başladı!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.