BİRAZ AYDINLIK

Mert MAPOLAR, C.Ht.
mertmapolar@gmail.com
Mert MAPOLAR, C.Ht.

Sırada 'yaşam tarzına' müdahale mi var?

Yayın Tarihi: 03/06/22 07:00
okuma süresi: 10 dak.

Bir bireyin, grubun, toplumun veya kültürün ilgi alanları, görüşleri, davranışları ve davranışsal yönelimlerinin her biri, "yaşam tarzı" olarak ifade edilmektedir...

Yaşam tarzı, maddi olmayan veya somut faktörlerin belirlenmesinin bir kombinasyonu olarak da tanımlanabilmektedir... Somut faktörler özellikle "demografik" özelliklerle de ilgilidir... Yani popülasyonların, özellikle de insanların istatistiksel çalışmaları... Yani bireyin demografik profili, maddi olmayan faktörler; kişisel değerler, tercihler ve görünümler gibi bireylerin, toplumların düşüncesel, duygusal ve davranışsal yönleriyle de ilgilidir...

Her toplum ve ülke, kırsal ve kentsel özelliklerine göre farklı yaşam tarzına sahiptir... Kıbrıs Türkünün sahip olduğu kendi "yaşam tarzı" olduğu gibi...

Bir bireyin veya grubun biyolojik, ekonomik, duygusal ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak için kullandığı ve tipik olarak tutumlarını, inançlarını ve değerlerini yansıtan ayırt edici yaşam modeli ve tarzı, o hayatın kendi yoludur... İnsanlar bunlarla doğar, büyür ve ölürler...

Yaşam tarzı onlar için nefes almak gibidir, yasemin dizmek, koklamak gibidir, sıcak yaz günlerinin akşamlarında serin havada dışarıda kapı önünde oturmaktır... Mahallece toplanıp molehiya ayıklamaktır... Komşularla kahve içmektir... Misafirlere macun ikram etmektir... Oturup konuşmaktır... Sohbet etmektir... Dedikodu yapmaktır... Eleştirmektir... Yorum yapmaktır... Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyebilmektir... Özgür olmaktır... Düşüncelerini özgürce ifade edebilmektir...

Toplumu meydana getiren bireylerin birlikte oluşturdukları alışkanlıkları, tutumları, zevkleri, ahlaki standartları, ekonomik düzeyleri içine alır yaşam tarzı... Çok geniş, derin ve birbirine bağlıdır bu bağlar...

Her zaman şu söylenir, sağlıklı olmak için "yaşam tarzı" önemlidir... Yaşam tarzınıza dikkat ettiğinizde duygusal, düşüncesel ve davranışsal olarak kendinizi daha iyi hissedersiniz... Daha zinde, daha rahat ve olaylarla daha iyi başa çıkabilirsiniz...

Yani anlayacağınız "yaşam tarzı", kendinizi iyi hissettirmenin en hayati yoludur... Bireysel de böyledir... Toplumsal olarak da böyledir...

Yaşam tarzlarına yönelik en küçük bir olumsuzluk hissettiğiniz zaman, canınız sıkılır, moraliniz bozulur, endişe ve kaygılarınız artarak bireysel sıkıntılardan ciddi toplumsal, ülkesel sıkıntılara dönüşebilir... Olumsuzluklar, olumsuzlukları çeker... Kargaşa ve gerilim yaratır, kafa karıştırır, tüm bunlar, "toplum mühendisliğinin" işini kolaylaştırır... Toplum, önceden belirlenen hedefe doğru ilerletilir... Bazen fark etmeden yaşam tarzınız sessizce derinden değiştirilmeye başlanır...

Peki "toplum mühendisliği" nedir?  

Sosyal değişimi yönetmek ve bir toplumun gelecekteki gelişimini ve davranışını düzeltmek için merkezi planlamanın kullanılması olarak ifade edilebilir... Bilgi ve güvenlik bağlamında toplum mühendisliği de vardır... Bu ise, gizli veya kişisel bilgiler, toplumsal bilgiler ifşa edilerek, bireyler ve toplumları bu yöntemle rahatlıkla manipüle edilebilir, zayıflıklar tespit edilerek her yönden kontrol altına alınırsınız... Bir süre sonra hareket edecek alanınız, hatta nefes alacak havanız kalmaz... 

Toplum veya sosyal mühendislik, insan etkileşimleri yoluyla gerçekleştirilen çok yönlü kötü niyetli faaliyetler için de kullanılabiliyor... Bu yöntemde, psikolojik manipülasyonlar sıklıkla bireysel ve toplumsal kullanılabiliyor...

Yurt dışından eğitim almış bir bilinçaltı davranış bilimci ve hipnotik iletişim danışmanı olarak da şunu söyleyebilirim ki, bu tarz müdahaleler yapmak için ülkemizde yeni kurulan hükûmetler tarafından ön zemin hazırlanıyorsa, ki bu yönde bazı toplumsal sinyaller gözlemlenebiliyor, o zaman ileride Kıbrıs Türk toplumu olarak bu günleri arar duruma gelebiliriz... Tehlikeli ve riskli olan bir sürece, üstü kapalı bir şekilde sürüklenilmektedir... Şu an, “toplumsal tepkisel direnç ölçümlenmesi” yapılmaktadır... Hayati bir süreçteyiz ve birlik olmamız gereken, ileriyi görmemiz gereken çok önemli bir zaman dilimindeyiz...

Var olan gerçeklikle savaşarak hiçbir şeyi değiştiremezsiniz... Bir şeyi değiştirmek için, mevcut modeli geçersiz kılan yeni bir zihniyet, yeni bir model oluşturmanız gerekmektedir...

Akla gelen önemli sorular:

KKTC'de son zamanlarda yaşanılan tüm siyasi gelişmeler, oyun içerisinde oyunlar, Kıbrıs Türk insanın "yaşam tarzına" müdahaleye yönelik ön adımlar olarak mı atılıyor?

Kıbrıs Türk insanın "yaşam tarzı" değiştirilmek mi isteniyor?

"Toplum mühendisliği" şimdi bunun için mi çalışıyor?

Tüm bu soruların cevaplarını, önümüzdeki süreçlerde yaşayıp, çok daha net bir şekilde görüp, değerlendireceğiz...

Toplumsal olarak gittiğimiz yolun, değişiklik, farklılaşma ve dönüştürülmeye yönelik ön adımlar olduğunu vatandaş da her fırsatta daha fazla dile getiriyor artık... 

Farklı ideolojilerle kafa karışıklığı yaratarak, "yaşam tarzları" üzerinde gizliden toplum mühendisliği oluşturulmaya mı çalışılıyor ülkemizde? Bunu net olarak bilemiyoruz... Tek bildiğimiz şeyin, ülkede yolunda gitmeyen çok şeyin olduğudur...

Düşüncesel, duygusal, davranışsal olarak var olan ve var olmaya devam edecek Kıbrıs Türk halkı "yaşam tarzı" ve “kimliği” vardır... Görülse de görülmese de...

Peki sizce, bu ülkeyi yönetenler, zor zamanlarda ülkelerinin çıkarları için en doğru kararları kendi özgür iradeleriyle alabiliyorlar mı?

"Yaşam tarzına" müdahele, bu toplumun asla kabul edemeyeceği en önemli kırmızı çizgisidir...

Alım gücünün elinden alındığı gibi, "yaşam tarzına" yönelik yapılabilecek en küçük bir müdahale, ciddi toplumsal tepkilere neden olacağı ortadadır...

Kıbrıs Türk basınında çıkan en son haber manşetleri: "sistem çöktü!", "imha planı!", "pahalılık tam bir soygun!" gibi tüm bu gelişmeler, peki neyin habercisi?

Yaratılmak istenen çaresizlik, yetersizlik ve korku ikliminin ardından sizce ne karşımıza çıkacak?

Bir sonraki adım, 'yaşam tarzına' müdahale mi olacak sizce?

Halk şimdi bunu daha fazla merak ediyor... Alınan bazı üst kararların ve uygulamaların bu doğrultuda olduğunu söyleyen çok sayıda vatandaş var artık karşımızda...

Gizliden gizliğe yürütülenler, neyin habercisi? Gün geçtikçe bu ülkede daha fazla geniş ölçekte toplum mühendisliği örnekleriyle karşılaşıyoruz...

Yönetim, yönetilenlerin hak ve geleneksel yaşam tarzını korumak ve güçlendirmek anlamına gelmelidir... Peki bizde bu ne anlama geliyor?

Ülke ekonomisini baltalayan disiplinsiz hükûmet harcamaları ve yürütülen bilinçsiz sosyal mühendislik, bu ülkenin sosyal dokusuna da ciddi anlamda zararlar vermiyor mudur, sizce?

Şimdi küresel adımlar gerektiren durumlarla yüzleşmek için daha fazla aydınlanmış bilinçli bir toplum mühendisliğine ihtiyaç yok mudur?

Hükûmetlerin artık, özgürlük ve demokrasiye gerçekten dostça yaklaşmaları gerekmektedir... Güçlerini ve sosyal mühendisliklerini halkla birleştirmelidirler... Asla nefret tohumlarıyla, suçlayıcı ifadelerle, kışkırtmalarla, toplumu gererek değil! O devir, çoktan bitmiş ve kapanmıştır... Eski tarz yöntemlerle bu ülkeyi ileriye taşıyamayacağınızı anlamalısınız artık...

Dünyanın en bilgili insanının, dünyadaki toplam bilginin yüzde birine bile sahip olmadığı bilgisinden yola çıkarsanız, halkın gücünü ve katkısını yanınıza almadan, ortak akıl oluşturmadan bu yolda ülkesel olarak çok fazla ilerlemeniz mümkün olmayacaktır... Hep, bir noktada takılıp kalacaksınız...

Yasaklamalar, kısıtlamalar, korkutmalar, baskılar geniş ölçekte bir toplum mühendisliği örnekleridir... "Yaşam tarzlarına" yönelik dolaylı, parça parça müdahalelerdir...

Ülkenin sosyal ve fiziksel yapısı birtakım ideolojilerle daha karmaşık hale getirilmemelidir... Ülke, devasal bir sosyal mühendislik projesi haline dönüştürülmemelidir...

En tehlikeli olan, toplumsal "yaşam tarzına" yapılacak her türlü müdahaledir... Bu tür girişim insan genlerine, insan doğasına yapılan müdahaleler gibi risklidir... Zorlayıcı yollarla, insanlığı, halkı, toplumu yeniden yaratma arzusu, ciddi tehlikeleri de beraberinde getirecektir...

Halkın onayını almadan, zorlayıcı yaklaşımlarla ilerleme ve gelişme sağlayamaz, açılım elde edemezsiniz... Bu tür düşüncelerde iseniz, bunlardan hemen vaz geçmelisiniz..

Dayatmalarla, düşünce ve ifade özgürlüğüne derinden düşman bir toplum mühendisliği yaratarak, bu ülkenin geleceğini bile bile tehlikeye atmayınız... Kıbrıs Türk toplumunun “yaşam tarzı” bu değildir...

Eğitime önem veriniz... Çağdaş eğitime destek veriniz, büyümek ve gelişmek için tek doğru sosyal mühendislik yolu budur... Onu en doğru şekilde kullanmalısınız... Küresel ilerlemeler için, toplum mühendisliğini doğru kullanarak toplumu daha fazla aydınlatmalısınız...

Dünyaya açılıp, küresel bilgilerle yetişen yeni neslin kendilerini evde kabul edilen değerlerle çelişki içinde yaşamalarına neden olmayınız...

En önemlisi de, "güneşin karanlığında" bir ülke yaratmaya asla çalışmayınız...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.