BİRAZ AYDINLIK

Mert MAPOLAR, C.Ht.
mertmapolar@gmail.com
Mert MAPOLAR, C.Ht.

Kamusal eğitim sistemi karışabilir!

Yayın Tarihi: 01/07/22 12:00
okuma süresi: 14 dak.

KKTC'nin ekonomisinin gün geçtikçe daha fazla çıkmaza girdiği bugünlerde, geçim sıkıntısında olan, krediyle yaşamaya çalışan çok sayıda vatandaş, çocuklarını özel sektöre ait okullardan, devlet okullarına kaydettirme kararı almıştır...

Ülkedeki ekonomik krizin faturasının her geçen gün daha fazla ağırlaşması ile birlikte borçla ayakta kalmaya çalışan çok sayıda aile, kredi borçlarını ödeyemez noktaya gelmiştir... Yapılan anketlerin çoğunda, ülkenin en büyük sorununun "pahalılık ve geçim sıkıntısı" olduğu açıkça öne çıkmaktadır.

Enflasyonla birlikte artan fiyatlardan, gelmiş geçmiş tüm hükûmetler ve muhalefet partileri de sorumludur... Gelmiş geçmiş tüm hükûmetler, "yanlış politikalarından", muhalefet partileri de "etkisiz muhalefet" olmalarından dolayı sorumludurlar... Toplumdaki umutsuzluklar her geçen gün çok daha fazla büyümekte, genişlemekte ve derinleşmektedir...

Kepenklerin daha fazla kapanmaya doğru gittiği, hayat pahalılığının yükselmeye devam ettiği, alım gücünün düştüğü, ekonomik stresin ani ölümleri artırdığı bugünlerde, vatandaş da enflasyonla mücadele etme şeklini, çeşitlendirmeye ve artırmaya çalışıyor...

Çok sayıda ailenin en büyük sorunu olarak karşısında duran, "özel sektör okullarının" kayıt ücretleri konusunda, devlet kanalından şu ana kadar herhangi bir kamu-özel iş birliği çalışması da yapılmamıştır... Bu konuda beklenilen gelişmeyi göremeyen çok sayıda aile, çocuklarını özel sektöre ait okullardan alarak, devlet okullarına kaydettirmeye yönelmiştir...

Peki bu durumda, kamusal eğitim sistemi, okulu ve öğretmeniyle bu yüksek öğrenci talebini karşılayabilecek mi? Karşılama noktasında, istenilen düzeyde kaliteli eğitim verebilecek mi? Bunlara yönelik çalışmalara, hükûmet hız verdi mi? Tedbirler almaya başladı mı?

Bunların cevabı, gözlemlediğimiz kadarıyla koskocaman bir "hayır!"dır.

Peki, bu aşırı öğrenci talebi karşısında, şimdi ne olacak, sizce?

Bu yoğunluk nedeniyle, kamusal eğitim sistemi karışıp, çökmeyecek mi?

Hükûmetin, maaşları artırarak "enflasyon düşecek" algısını yaratmaya çalışmadan önce, bu ciddi sorunlar karşısında acilen önlemlerini artırması, gerekli adımlarını atması gerekmektedir... Aksi takdirde kamusal eğitim sistemi içinden çıkılmaz bir hale dönüşmesi "an" meselesidir...

Hayat pahalılığının engellenemediği, fiyatların yükselmeye devam ettiği bugünlerde, en azından etkilerin, sınırlandırılmasına yönelik hükûmetin çok acil bir şekilde önlemlerini artırması gerekmektedir.

"Okullar" konusu, şu anda en önemli ülkesel konulardan biridir...

Özel sektördeki okulların pahalı olmasından, kamu okullarına ani ve yüksek bir yönelim olması, ne tür sorunları da beraberinde getirebileceğine odaklanılması gereken, çok önemli bir zaman dilimindeyiz...

Özel sektöre ait okulların ücretlerini ödeyemeyecek durumda olan çok sayıda vatandaş, devlet okullarına yönelmeye başlamıştır... Talep, mevcut durumda karşılanamaz haldedir ve tedbirler acilen artırılmalıdır... Devletin, bütçe içerisindeki en büyük payının "personel giderleri" ile siyasi mevkilerdeki bürokratlara yönelik olduğu ve okullar için doğru dürüst bütçe ayırmadığı da ortadadır...

Peki, bu durumda hükûmetin, tedbirleri ve alacağı önlemler ile açılım projeleri sizce ne olacak? Hükûmetin, bu hayati derecede önemli konu hakkındaki sesi, neden hiç çıkmıyor? Bu konuda nasıl bir sorumluluk almayı düşünüyor? Eğitim kalitesini bu şartlarda nasıl artıracak?

Bir taraftan nüfus artışına yönelik yeni kamufle uygulamalar ve bir taraftan da özel sektördeki okullardan devlet okullarına yönelik yaşanacak artışlar ile birlikte, devletin belli okullarına çok daha fazla yığılma olacağı ortadayken, bu yönde hükûmet kanadından adımların atılmaması, tedbirlerin alınmamış olması, oldukça düşündürücüdür...

Devlet okullarının altyapı yetersizliği karşısında, artmaya başlayacak öğrenci sayısına, kaliteli eğitiminin nasıl verileceğine yönelik hiçbir açıklama maalesef yoktur...

Toplum olarak bir yerlere gidiyoruz ama, nereye gittiğimizi hiç kimse bilmiyor!

Devlet okullarının, teknoloji dahil tüm fiziki yetersizliklerinin, gün geçtikçe daha fazla arttığı, kamusal okullara talebin yükselip tavan yapmaya başladığı bugünlerde, diğer bir başka önemli sorun da okullardaki öğretmen sayısındaki yetersizliklerdir... Bu konudaki öğretmen planlamalarının ne olduğunu kimse bilmiyor! Dünya değiştikçe, öğretmenlere yönelik yenilenme ve kendilerini geliştirmelerine yönelik programlar uygulanmıyor, meslek içi eğitimler yeterince düzenlenmiyor... Halen daha sanki bu ülkede hiçbir şey olmuyormuş gibi davranılması ve üzerinde düşünülmemesi, oldukça ilginç ve sıra dışı bir durumdur...

Devlet okullarının cazibe merkezi haline getirilmemesi, ilgisizlik ve ileriyi görememek, çok daha büyük sorunları beraberinde getireceği kesindir...

Okullar ile birlikte öğretmenlere de, önümüzdeki süreçlerde çok daha fazla iş düşeceği ortadayken, öğretmenlere bu yönde gerekli olan motivasyon desteği de devlet tarafından sağlanmıyor...

Ülkemizde kamudaki okul, öğretmen eksiklikleri ve yetersizlikleri ile birlikte öğrenciler de ciddi sorunlar yaşıyor... Bunlardan en önemlisi nedir biliyor musunuz? Öğrencilerimizin büyük bir çoğunluğunun, neden okumanın önemli olduğunu, okumanın en hayati amacının ne olduğunu halen daha bilmiyor! "Amaç eksikliği", kamusal eğitim sistemimizin ne kadar yetersiz kaldığının en somut göstergesidir... En utanç verici yönüdür... Öğrencilerin araştırma, düşünme ve uygulama konusunda yeterince bilinçlendirilmedikleri, yönlendirilmedikleri ve yeteneklerini geliştirme imkânının verilmediği, rahatlıkla gözlenmektedir... Öğrencilere ders çalışma, ders dışı etkinlik ve sosyal ortamlarla ilgili planlamalarını nasıl yapabilecekleri konusunda yol gösterilmiyor... Öğrencilere kaygılarıyla ve başarısızlıklarıyla başa çıkmanın yolları anlatılmıyor... Eğitime değil, öğretime ağırlık veren eski model bir eğitim sistemine halen daha devam edilmesi, öğrenciler üzerindeki olumsuz etkiyi artırıyor, başarısızlığı yükseltiyor... Okullarda moral ve motivasyona yönelik yeterince yol gösterici çalışma maalesef yok! Öğrencilerin halen daha, yetenekleri olmayan, ilgi alanlarının dışındaki konulardan ve derslerden sorumlu tutulması şeklinde takip edilen bir eğitim sisteminin, geleceğin dünyasında yerinin olmayacağını artık tüm dünya biliyor... Bizler halen daha eski sistemlerle ve yöntemlerle bugünün öğrencilerini, geleceğin insanlarını yeni dünya düzenine hazırlamaya çalışıyoruz...

Öğrencilerimiz boş zamanlarını değerlendirme yöntemlerini dahi bilmiyor... Öğrencilerin, düşüncesel, duygusal ve fiziksel gelişim aşamaları yeterince takip edilmiyor... Günümüz dünyasında, sadece öğretim ağırlıklı çalışmalar yapılmamaktadır, "eğitime" dayalı çalışmalar daha fazla artırılmıştır... Bizde eski model öğretim ağırlıklı bir sisteme devam edilmektedir... Bir başka önemli hatalardan biri, hafif ve orta düzeylerde öğrenme güçlüğü çeken öğrencilerimizin, zamanında tespit edilmemesi ve onlara yönelik uygun eğitim yöntemlerinin uygulanmamasıdır... Mutlaka öğrencinin ders ve okul motivasyonun sağlanmasına yönelik çalışmalar da yapılmalıdır... Öğrencilerimize etkin ders çalışma yöntemleri öğretilmeli ve bunlarla ilgili önemli davranışsal özellikler kazandırılmalıdır...

Kamusal eğitim sistemimiz bunlar doğrultusunda geliştirilerek, günün şartlarına ve yeni dünya düzenine göre güncellenerek, idarecilerimizin yetersizlikleri, bu alanlarda yaşanan atamalardaki boşluklar ve tutarsızlıklar ortadan hemen kaldırılmalıdır... Okullarda sosyal, kültürel ve sportif faaliyetler artırılmalıdır... Günübirlik çözümler yerine, dünyanın ortak aklıyla, ileriyi görerek adımlar atılmalıdır... Okul öncesi eğitimin daha etkin olması ve yaygınlaştırılması da bu aşamadan sonra çok daha fazla önemlidir... Bakanlığın, okulun ve ailelerin, eğitimden beklentileri aynı olması gerekmektedir... Eğitim kadrosundaki atamalar kesinlikle torpile dayandırılmamalıdır...

Sosyo - ekonomik problemlerin her geçen gün daha fazla arttığı ülkemizde, çok daha fazla ailenin içinde bulunduğu olumsuz ekonomik koşullarla birlikte artan maddi yetersizliklerden dolayı, özel sektöre ait okullardan, devlet okullarına doğru artacak bir yönelim, kamusal eğitim sistemini çok daha fazla karıştırabilecek nitelikte ve durumdadır...

Böylesine bir karışıklığa ve çöküntüye sebebiyet vermemek adına hükûmete bugün, çok daha fazla görevler düşmektedir... Kamusal eğitim sisteminde bulunacak öğrencilerimizin, gelir düzeyleri düşük çevrelerden geldiklerinden ve buna ilaveten ülkeyi yönetenlerin tedbirsizliğinizden dolayı eğitim kalitesi düşürülerek bu çocukların ücretsiz kaliteli eğitim alma hakları ellerinden alınmamalıdır...

Sosyo-ekonomik koşulların düşük olmasının olumsuz etkileri kamusal eğitim sistemine yansıtılmamalıdır...

Devlet eğitim sisteminde, okul-aile iş birlikleri, bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmaları sürekli hale getirilmelidir... Okul-aile koordinasyonu veli toplantılarıyla en üst düzeye getirilmelidir... Devletin farklı birimleriyle ortak çalışmalar yapılarak, kamusal eğitim altyapısı her yönden çok boyutlu güçlendirilmelidir... Hep birlikte ortaya ülkesel ve dünyasal "ortak akıl" konmalıdır, eğitim standartları artırılmalıdır...

Devlet tarafından okullara verilen maddi imkânlar acilen artırılarak, eğitime yönelik bütçe yükseltilmelidir...

Kamusal kaliteli eğitim hakkı ve özgürlüğü KKTC öğrencisinin elinden alınmamalıdır...

Devlet okulları sistemi, günümüzün modern dünyasında ücretsiz kaliteli eğitim vermeye odaklanmalı, bunun için ne gerekiyorsa yapmalıdır...

Bizler bu ülkenin doğma büyüme Kıbrıslı Türk insanı olarak, yurt dışına yüksek öğrenime gitmeden önce zamanında ülkemizde aldığımız ücretsiz kaliteli devlet eğitimi karşılığında, topluma bir şeyler verme görevinin sorumluluğunda yetiştik... Özel okulların olmadığı, ücretsiz kaliteli eğitimin olduğu devlet okullarından mezun olan o dönemin öğrencileri olarak, bu ülkenin kaliteli ücretsiz devlet eğitiminin geçmişte olduğunu, bunun istenirse bugün de, yarın da olabileceği kesinlikle göz ardı edilmemelidir... Yeter ki gelmiş geçmiş hükûmetler bunu, canla başla istesinler...

Unutmayınız! Eğitim, özgürleşme demektir, eğitim, özgürleştirmek demektir... Kaliteli, parasız eğitim imkânı ve hakkı verilir... Alınmaz! Şu anda tüm dünyada geçerli olan eğitim türü, kısıtlamaya yönelik değil, özgürleştirmeye yöneliktir...

Eğitim ile birlikte kültürlü zihin, demokrasinin koruyucu dehası olduğu hatırlanmalıdır...

Kamusal güçlü bir eğitim sistemi olmadan, ülkesel olarak gelişemez, büyüyemez ve ilerleme sağlayamazsınız...

Günümüzün dünyasında eğitimin sadece okuma ve yazmayı öğrenmek olmadığı da bilinmelidir...

Dinlerseniz, gözlemlerseniz ve farkında olursanız, her gün yeni bir şeyler öğrenebildiğinizi de fark edeceksiniz...

Sayın KKTC yöneticisi,

Kamusal kaliteli eğitim hakkı ve özgürlüğü, KKTC öğrencisinin elinden alınmamalıdır... Eğitim alma imkânı herkese "eşit" verilmelidir... Devlet okullarının kalitesinin korunması ve sürdürülmesi, eğitimin halk arasında yayılmasına ve değer bulmasına dayandırılır...

Asla unutulmaması gereken şeylerden biri de, gerçek eğitim, ne düşünüleceğini değil, "nasıl" düşünüleceğini öğrenmektir... Geleceğin dünyasında var olmak isteniyorsa, ulusal eğitim sistemi hemen buna dayandırılmaya başlanmalıdır...

Devlet tarafından sağlanacak ücretsiz, kaliteli eğitim hakkı, ülkenin en temel sorumluluğudur... Bu büyük sorumluluğunuzun şimdi çok daha fazla bilincinde ve farkında olmalısınız...

Kendinize ait olan kamusal eğitim sorumluluğunuzu, özel sektöre yüklemeyiniz! Eğitimi, özel sektörün sorumluluğu haline getirmeyiniz! Kolaya kaçmayınız... Onlar kendi yolunda, sizler de kendi yolunuzda ilerlemeli ve ortak bir noktada buluşup, ülke çıkarları için bir araya gelebilmelisiniz... 

Hükûmetler, sistemsel iyileştirmeler için halk tarafından görevlendirilir... Kamusal eğitim sistemi de buna dahildir...

Peki, sizin göreviniz nedir? Siz bu konuda ne yapıyorsunuz? Hangi önemli tedbirleri alıyorsunuz?

Kıbrıs Türk halkı şimdi bunu daha fazla bilmek istiyor...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.