Başarılı 'diaspora' ülke rol modeli: Güney Kıbrıs!

Herhangi bir ulusun veya inanç mensuplarının ana yurtları dışında azınlık olarak yaşadıkları yer olarak ifade edilen "diaspora" kelimesi, son zamanlarda dünyada oldukça fazla kullanılan, önemli bir kavram olarak karşımıza sıkça çıkmaktadır.

Daha önceleri de, çok önemli olduğuna inandığım bu konuyla ilgili bir yazıyı sizlere araştırıp yazmıştım...

Bugün, başarılı "diaspora" ülke rol modeli: Güney Kıbrıs! Başlıklı yazımda, rotamızı hemen yanı başımızdaki komşumuza çevirip, lobicilik konusunda "diaspora" yapılanmasıyla, başarılı çalışmalar geliştiren, Kıbrıs'ın güneyine, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) yaptıklarına daha detaylı bakacağız...

Gerçek şu ki, KKTC olarak, o kadar çok iç sorunlara odaklanıp, yoğunlaşıyoruz ki, çok uzun yıllardır ülke olarak lobicilik konusunda kendimizi geliştiremiyoruz, dünyaya ayak uyduramıyoruz, kendimizi dünyaya açamıyoruz ve görünür olamıyoruz... Sürekli Türkiye'nin bu konularda bizler için bir şeyler yapmasını, adımlar atmasını ve bizim yerimize açıklamalar yapmasını bekliyoruz...

Peki bu durum, daha ne kadar bu şekilde devam edecek?

Sizce, KKTC'nin "disaporası" hangi durumda?

Güney Kıbrıs'ın "diasporası" geçenlerde yeni bir kararı daha onayladı... Buna geçmezden önce, Güney Kıbrıs'ın "diasporası" olarak örgütlenen ve faaliyette bulunan "Dünya Yurt Dışı Kıbrıs Federasyonu" POMAK'ın kuruluş amaçlarından bahsetmek istiyorum...

Özetle kuruluş amaçlarını şu şekilde sıralayabiliriz:

1. Üye Federasyonların, Kıbrıs'ı ve halkını yeniden birleştirecek ve tek bir egemenlik, tek bir uluslararası kişilik sağlayacak bir çözüme ulaşılana kadar, hükûmetler ve politikacılar ile mümkün olan her şekilde lobi yaparak, "diasporadaki" Kıbrıs sorununu teşvik etme faaliyetlerini koordine etmek ve Türk ordusu ile yasa dışı yerleşimciler olmadan, tek bir vatandaşlık konusuyla mücadele etmek.
2. Federasyonların - üyelerinin, çözümlerini kolaylaştırmak amacıyla görüşlerini ve sorunlarını Kıbrıs Hükûmetine ve yetkililere sunabilecekleri bir kanal olarak hizmet etmek.
3. Federasyon üyelerinin sosyal, insani, eğitimsel, kültürel, vatansever veya diğer benzeri faaliyetlerini koordine etmek.
4. Gerektiğinde veya istendiğinde, Federasyon Üyelerinin faaliyetlerini yetenekleri dahilinde sübvanse etmek.
5. Üye Federasyonlara amaçlarını geliştirmeleri için tavsiye ve yardım sağlamak.
6. Denizaşırı Kıbrıslıların Kıbrıs'a ahlaki, ekonomik ve herhangi bir yardım sağlama çabalarını koordine etmek.
7. Kıbrıs ile Denizaşırı Kıbrıslıların yaşadığı ülkeler arasında dostane ilişkiler geliştirmek, kültürel, ekonomik, ticari ve diğer bağlantıları kurmak ve güçlendirmek.

Yedi madde olarak belirleyebileceğimiz, kısa adı POMAK olan, "Dünya Yurt Dışı Kıbrıs Federasyonu"un kuruluş amaçları, etkin geniş amaçlı uluslararası lobiciliğe hizmet ediyor...

Dünya çapındaki üyelikleri: Birleşik Krallık'taki Ulusal Kıbrıslılar Federasyonu, Avustralya ve Yeni Zelanda Kıbrıs Toplulukları Federasyonu, Güney Afrika Kıbrıs Federasyonu ile Kıbrıs Afrika Federasyonu, Yunanistan'daki Kıbrıs Kuruluşları Federasyonu, Avrupa'nın Geri Kalanındaki Denizaşırı Kıbrıslılar Federasyonu, Kanada Kıbrıs Federasyonu, Amerika Kıbrıs Federasyonu...

Etkin lobicilik konusunda dünyaya dağılan tüm birimler, kesintisiz küresel çapta koordineli olarak sürekli çalışıyor...

Anlayacağınız lobiciliği, sadece Güney Kıbrıs Rum Yönetimi yapmıyor! Lobiciliğin büyük kısmını, hükûmetin desteği ile çok geniş tabanlı, Güney Kıbrıs'ın "diasporası" olarak bilinen; POMAK, "Dünya Yurt Dışı Kıbrıs Federasyonu" ve ilişkili kuruluşlar ile NEPOMAK - Dünya Kıbrıslı Gurbetçiler Federasyonu Gençlik Kolları, PSEKA - Uluslararası Koordinasyon Komitesi Kıbrıs için Adalet gibi oluşumlarla birlikte dünya çapında çok geniş katılımlı etkin çalışmalar yürütülüyor...

Her yıl Lefkoşa'da, çok geniş katılımlı "Dünya Diaspora Kıbrıslılar Kongresi" (POMAK - PSEKA - NEPOMAK) etkinlikleri düzenlenerek, güncel strateji ve politikalar belirleniyor...

Geçenlerde Lefkoşa'da düzenlenen "Dünya Diaspora Kıbrıslılar Kongresi"nde Kıbrıs sorunu için yeni kararlar alındı.

Kısaca alınan kararlar:

1. Yurt dışında yaşayan Kıbrıslılar, POMAK Başkanı Andreas Papaevripidies ve PSEKA Başkanı Philip Christopher aracılığıyla, ikamet ettikleri ülkelere dönüşleriyle birlikte, Kıbrıs sorununun ilerletilmesi için mücadelenin yoğunlaşacağı güvencesini verdiler. Yurt dışında yaşayan Kıbrıslılar Dünya Kongresi, onaylanan kararında Türkiye'yi yasa dışı eylemlerine son vermeye, uluslararası camiayı, toplumu ve AB'yi de sorumluluklarını üstlenmeye çağırıyor.
2. Papaevripides'in yaptığı açıklamada, Kıbrıs sorununa yönelik daha yoğun bir şekilde çalışmalara devam etme kararlılığını vurgulayarak, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik istilâsının Kıbrıs sorunuyla olan ilişkiyi vurgulamak için bir fırsat olduğunu söylüyor.
3. Papavripides’e göre, uluslararası camianın Ukrayna konusunda daha endişeli olsa da parametreler aynı olduğunu ve Türkiye'nin herkes tarafından kınandığı bu günlerde, Kıbrıs konusunda bir şeyler yapmak için bir fırsat olduğu vurgulanıyor ve bu yöndeki iradeye geri dönme çağrısı yapılarak, Kıbrıs'ı Türkiye’ye teslim etmeyeceklerine yönelik açıklamalarda bulunuluyor.

Güney Kıbrıs'ın diasporasının iki örgütü tarafından ortaklaşa imzalanan kararlarda, Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm bulunması çabalarının, Türk tarafının olumsuz ve uzlaşmaz tutumu nedeniyle başarısızlığa uğramasından duyulan hayal kırıklığı dile getirilerek ve BM'ye görüşmelerin yeniden başlaması için çalışması çağrısında bulunuluyor...

Ayrıca kongreye katılan örgütlerin, Türkiye'yi ve Kıbrıslı Türk liderliğinin işgal altındaki topraklarda yasa dışı varlığının tanınma çabalarını, adanın %37'sinin işgalinin devam etmesini, statükoyu, Türk askerlerinin varlığını ve Türkiye'nin Maraş ve Kıbrıs Münhasır Ekonomik Bölgesindeki (MEB) tutumları konusundaki ısrarını da kınadıklarını duyuruyorlar...

POMAK ve PSEKA, karar aracılığıyla, Kıbrıs Hükûmeti ve Kıbrıs Rum toplumunun, Kıbrıs'ı Türk işgalinden kurtaracak, ülkeyi ve halkını adil bir şekilde yeniden birleştirecek, tüm Kıbrıslıların insan haklarını, temel özgürlüklerini ve AB'deki ortak geleceklerini güvence altına alacak bir çözüm için çalışma çabalarına tam destek belirtiyorlar...

Bunun yanında uluslararası camiaya Türkiye'ye Kıbrıs sorunuyla ilgili kararları uygulaması için baskı yapması, AB'ye de üye devletinin bütünlüğünü ve egemenlik haklarını koruması ve Türkiye'nin "kışkırtıcı politikasından" vazgeçmesi çağrısında bulunuyorlar...

"Dünya Diaspora Kıbrıslılar Kongresi"nde Kıbrıs sorunu için ortaya çıkan kararların her birine karşılık, KKTC diasporasının da ortaya koyabileceği kararları ve dünyanın her bir köşesine yayılmış olan Kıbrıslı Türkleri de bir araya getirebilecek bir "diaspora" modelini şimdiye kadar çoktan geliştirmemiz gerekiyordu... Yanı başınızdaki komşunuz Güney Kıbrıs bunu, dünyanın bu konudaki en başarılı örnek modellerinden biri olarak uyguluyor... Koordine ediyor ve geliştiriyor...

Son olarak, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ikna edilerek, Güney Kıbrıs'ta bölgesel ofis açılmasına yönelik ön adımlar atıldı... Açılacak ofiste yabancı ve Kıbrıslı bilim insanları görev alacak... Yanı başımızda tüm bunlar yaşanıyorken bizde neler yaşanıyor? Bizdeki durumlar ne?

En önemlisi de, KKTC'nin "disaporası" hangi durumda?

Dünyanın parasının akıtıldığı KKTC'nin yurt dışındaki "temsilcilikleri" ne yapıyor? Hangi çalışmaları ve projeleri yürütüyor?

Peki, KKTC neden onların yaptıklarını yapamıyor? Lobicilikte bu doğrultuda örgütlenemiyor? Stratejiler ve politikalar geliştiremiyor? Organize olup, programlar yapamıyor? Turizmde dahi tanıtma ve pazarlama çalışmalarına katkıda bulunamıyor?

Bizi, kim tutuyor? Kim engelliyor?

KKTC'nin yurt içindeki sorunları kar topu gibi büyüyerek artıyor... Günü yaşayan bireyler haline getirilen bir toplum var karşımızda... Sorunlar içerisinden dışarısını göremeyen içimize sürekli duvarlar örmeye devam ediyoruz...

En son yapılan açıklamalarda; İstatistik Kurumu verilerine göre, Güney Kıbrıs'ta çalışan Kıbrıslı Türk sayısının yakın zamanda "iki katına" çıkabileceği yönünde önemli tespitler ve uyarılar vardır...

Peki, Güney Kıbrıs'ta çalışan Kıbrıslı Türk sayısının "iki katına" çıkacak olmasının anlamı sizce nedir?  

Ülke, dil, din ırk, etnik köken ayrımı yapmadan başarılı olan her modeli araştırmalıyız...

"Başarı, başarıdır..."

Neden "başarılı" olunduğunu, başarının anahtarlarını neler olduğunu her zaman bulmaya çalışmalıyız...

Bu açıdan baktığımızda başarılı olduğu birçok alan yanında tartışmasız, Güney Kıbrıs, ayriyeten başarılı "diaspora" ülke rol modelidir!

Bunu kabul etsek de etmesek de...

İlginç olanı nedir bilir misiniz?

Ülkemizde, başarıyı "başarı" olarak görmek istemeyenlerin, o başarıdan yararlanmaya herkesten önce gitmesidir...

Nasıl mı?

KKTC'de, Güney Kıbrıs Rum Kesimi hakkında en ağır karşı eleştirilerde bulunanların, herkesten önce "Kıbrıs Cumhuriyeti" pasaportu alması, akrabalarına aldırması gibi...

En son yapılan ve bizim medyamıza da düşen habere göre, Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) resmi verilerine göre hazırlanan 2022 "Henley Passport Index" değerlendirmesinde, "Kıbrıs Cumhuriyeti" pasaportu dünyada 15'inci sırada!

Bu da şu demek; bu pasaportla dünyada 176 ülkeye vizesiz giriş yapabiliyorsunuz...

Bu pasaporta sahipseniz, Avrupa ülkelerinde iş insanı olarak çok rahat bir şekilde yatırım yapabiliyorsunuz, o ülkenin yatırımcıya verdiği imkânlarından ve ayrıcalıklarından yararlanabiliyorsunuz... "Kıbrıs Cumhuriyeti" pasaportuna sahip olduğunuz için...

Buna ısrarla karşı çıkanlar, şimdi bu "araçla" yollarına devam etmeye çalışıyor...

Sizce hangisi doğrudur?

Ülkenizin, size sahip çıkması mı yoksa size sahip çıkacak bir ülkenin, ülkeniz olduğuna mı karar vermeniz? Kıbrıs Türk insanı artık bu iki önemli nokta arasında kaldı...

Önünüzü, "neyin"açtığına, iyi bakmalısınız!

Başarı, modellenebilir, yeter ki neyi modellediğinizi ve neden modellediğinizi bilmelisiniz...

Başarı modellerinizi, akıllıca seçmelisiniz!

Ve en önemlisi de, kötü alışkanlıkları değiştirmek için başarılı rol modellerin alışkanlıkları üzerinde çalışmaya başlamalısınız!

Tam da, başarılı "diaspora" ülke rol modeli: Güney Kıbrıs! Olduğu gibi...

Peki, onların bilip de bizim bilmediğimiz ne var?

Unutmayınız! Her insan hayatını, başkaları için bir model olarak yaşamalıdır...

Bu, bireyler için de böyledir, toplumlar için de böyledir, ülkeler için de böyledir...

Peki sizce, Kıbrıs Türk toplumu nerede hata yapıyor?