BİRAZ AYDINLIK

Mert MAPOLAR, C.Ht.
mertmapolar@gmail.com
Mert MAPOLAR, C.Ht.

Hayatınız, zamanınız ve beyniniz birilerine değil, size ait olmalıdır...

Yayın Tarihi: 19/08/22 07:00
okuma süresi: 13 dak.

Eğer KKTC'de ve dünyada, gerçek anlamda içsel ve dışsal barışa ulaşmak istiyorsak, buna çocuklarla başlamalıyız...

KKTC'de yıllardır sürdürülmeye çalışılan ve nesilden nesile aktırılan çıkar savaşları, yaratılan "yukarıdakiler ve aşağıdakiler" arası savaşa değil, nesiller arası savaş ile birlikte çok daha ciddi sorunlarla evrimleşmeye doğru gitmektedir... Yani anlayacağınız, şartlanmış mevcut zihniyetli yaşlı güç kesiminin, genç zihniyetlere savaş açacağı, gençlerle karşı karşıya geleceği günler, yakından da daha yakın görünmektedir...

İster iş yaşamlarında olsun, isterse de siyasi yaşamlarda olsun gençlerin görüşleri ve katılımcılığı, ciddi anlamda ülkemizde değer ve karşılık maalesef bulamıyor... Ne siyasetçiler, ne de iş insanları gücünü gençlerle paylaşmak istemiyor... Bu zihniyet KKTC'de yıllardır hakim ve nesilden nesile de devam etmektedir...

KKTC gençliği de, maddi ve manevi yönden karşılık görmedikleri bir ülkede yaşamak yerine, ülkelerini terk etmeye, göç etme yoluna şimdi daha fazla yönelmeye başladı... Son zamanlarda ülkeden göç eden genç nüfusta çok ciddi anlamda artışların olduğu gözlenmektedir...

Ülkeyi yönetenler hamaset siyaseti yapmaya ve vatan, millet, sakarya edebiyatının arkasında durmaya devam ederken, gerçek hayatlarda KKTC, gençlerini kaybetmeye son sürat devam ediyor...

Günbegün daha fazla Kıbrıslı Türk genci bu adayı terk ediyor...

Gerçeği, olmasını istediğiniz gibi değil, olduğu gibi görmeniz gereken ciddi günlerden geçiyor KKTC...

Bu ülkede, hayal dünyasında yaşayanlar var, gerçeklerle yüzleşenler var; ve sonra birini diğerine çevirenler var...

Gerçek şu ki, gençler ülkeden gidiyor... Hayat pahalılığı, işsizlik, değersizlik, geleceği görememek beyin göçünü tetikliyor...

KKTC'de kendisi için bir gelecek göremeyen gençlerin sayısında ciddi oranlarda artışlar devam ederken, bu ülkeyi yönetenlerin bunu gerçekten görmek istememeleri ve gerekli önlemleri almayışları oldukça düşündürücüdür...

Ülkeyi yönetenlerin artık kendileriyle gerçek anlamda yüzleşmeleri gereken yeni ve ciddi bir sürece girilmiştir... Kendinizle yüzleşmeye başladığınızda kim olduğunuz gerçeğiyle de yüzleşmeye başlıyorsunuz... Kendi gerçekliğinizden, birilerinin arkasına sığınarak artık kaçamazsınız...

Bu aşamadan sonra ortada tek bir gerçek vardır o da, her geçen gün daha fazla Kıbrıslı Türk genci ülkesinden umudunu kesiyor...

Bu kafayla ülke yönetilmeye devam edilirse, KKTC'de gün gelecek göç nedeniyle sadece yaşlılar geride kalacak... Ülke yönetimi sadece yaşlı zihniyetlere idare edilmeye devam edecek, zihniyet değişikliğine asla gidilemeyecektir... Göç mağduru KKTC, dünyaya ayak uyduramayacak, yüksek düzeyde gelişim sağlayamayacak ve hep birilerine muhtaç bırakılmaya devam edilecektir...

Sizce istenen bu mu?

Peki bunun sorumlusu kim veya kimler?

Unutulmaması gereken, gençliğin gücü tüm dünyanın ortak zenginliğidir... Gençlerin yüzleri geçmişimizin, bugünümüzün ve geleceğimizin yüzleridir... Toplumun hiçbir kesimi gençlerin gücü, idealizmi, coşkusu ve cesaretiyle boy ölçüşemez...

Her devletin temeli, gençliğinin değeridir...

Gençlik, geleceğin umududur...

Üzülerek görüyoruz ki, KKTC'de ciddi anlamda "gençlik politikaları" geçmişte de olmadı, bugün de ortada yok, bu kafayla gidilirse gelecekte de tam anlamıyla olmayacağı kesindir...

Peki, "gençlik politikaları" nedir? Gençlik politikalarının en temel amacı, gençlerin beceri, bilgi ve yeteneklerini geliştirmelerini sağlayan öğrenme, fırsat ve deneyim için koşulların yaratılmasıdır...

Bu, gençlerin demokrasinin aktörleri olmalarına, topluma entegre olmalarına ve özellikle de hem sivil toplumda hem de iş gücü piyasasında aktif rol oynamalarına olanak tanır...

Gençlik politikalarının temel ölçütleri, vatandaşlık öğrenimini ve bütünsel politika yaklaşımlarını teşvik edecek yönde olur...

KKTC'de gençlerin yaşam şanslarını iyileştirmeye yardımcı olacak politikalar ve uygulamalar neden bu ülkede yıllardır yeterince uygulanmıyor ve geliştirilmek istenmiyor?

Ülkesel gençlik politikalarının amacı; gençlerin ülke çapındaki gelişimleri için ortaya bir çerçeve koyabilmektir... Kadın ve erkek olarak tüm genç bireylerin toplumda aktif katılımcılar olarak tam potansiyellerine ulaşmaları için bunu, anlamlı ve haklı fırsatların verilmesini sağlamaya çalışmak olarak da değerlendirilebilinir...

Peki ülkemizde bu imkanların ne kadarı direk gençlerimize verilebiliyor? Bu konulara yönelik ülkesel gençlik politikalarımız nerede?

Gençlerin toplumsal faaliyetlere katılımcılığı önemlidir çünkü toplumsal katılım, gençlerin yetişkin olduklarında, empati yapabilecekleri vatandaşlık özelliklerine katkısı olur, liderlik becerilerini geliştirir, yardım etmenin önemini öğrenerek, iş deneyimi konusundaki kazanımlar sağlar...

Gençlerin, ülkenin can damarları olduğunun unutulduğu bir KKTC'de yaşıyoruz...

Gelişen dünya düzeninde gençler mutlaka toplumsal gelişime dahil edilmelidir...

Gençlik gelişim programları oluşturarak bakanlıkların ve paydaşların programları ile politikalarına entegrasyonu geliştirilmeli, pozitif bir KKTC gençliği ortaya çıkarmak için, sektörler ve paydaşlar arasında gençliğin gelişimini kolaylaştırmaya yönelik, çalışmalar hemen başlatılmalıdır...

Devlet birimleriyle birlikte gençlik hizmetlerinin entegrasyonu ve koordinasyonu hemen sağlanmalıdır...

Gün geçtikçe üniversite mezunu Kıbrıs Türk genç işsizin, daha fazla artmaya devam ettiği ülkemizde, bugünden itibaren gerekli ülkesel gençlik politikalarının ortaya konmaması halinde, gelecekte toplumu çok daha büyük devasal sorunların beklediği kesindir...

Her ülke neyin gençlik politikası olarak kabul edeceğine kendisi karar vermelidir...

Ülkenin gençlik politikaları aynı zamanda hükûmetlerin gençlerine nasıl baktığını da göstermektedir...

Peki ülkemizde bu durum sizce, nasıl görünüyor?

Ülkemizdeki gençlik, günün şartlarına göre insan haklarına ve demokratik standartlara dayalı, fırsat odaklı formüle edilebiliniyor mu? Uygulama süreçlerine Kıbrıs Türk gençliği, doğru anlamda ve doğru oranda sisteme dahil edebiliyor mu?

Yoksa, KKTC gençliği ülkede, parti etiketine göre mi değer bulmaya devam ediyor, sizce bu durum ülkemizde nasıl değer görüyor? Peki bu durum ne kadar daha bu şekilde devam edebilir?

Üzülerek görüyoruz ki, şu anki ve gelmiş geçmiş tüm hükûmetlerin de "gençlik politikaları" bu ülkede olmamıştır...

Neden olmamıştır, sizce? Neden gençlere yönelik politikalar bu ülkede geliştirilemiyor?

Bu ülkeyi yönetenler, gençlerin yaşam şanslarını artırmaya yardımcı olabilmelidir...

Bu ülkede, üniversite mezunu genç işsiz sayısı her geçen gün daha fazla artmaktadır...

Bu ülkede, gençler arasında uyuşturucu ve alkol kullanımı da daha fazla artmaktadır...

Bu ülkeden, her geçen gün daha fazla genç, başka ülkelere göç etmeye de devam etmektedir...

Peki bunun sorumlusu kim veya kimler? Bu ülkeyi yönetenler, bunun için ne yapıyor? Bu konularda ne tür projeler geliştiriliyor?

Tüm bunlar biliniyor olmasına rağmen KKTC'de, "gençlik politikaları" neden ortaya konamıyor?

Gençlik gelişimi için ülkemizde neden ilerleme sağlanamıyor?

Unutmayınız! gençlik gelişimi, gençlerimizi ergenliğin ve yetişkinliğin zorluklarıyla yüzleşmeye ve tam potansiyellerine erişmeye hazırlayan, önemli ve hayati bir süreçtir...

Ülkeyi idare edenler, gençlik gelişimini ve liderliğini destekleyici ülkesel gençlik politikaları ortaya koyması gerekmektedir... Tüm dünya bu doğrultuda çok yoğun çalışmalar ve etkinlikler yapmaktadır... Gençlerin, öz saygı, öz sevgi, öz değer duygularının geliştirilmesine yönelik sürekli stratejiler geliştirilmektedir...

Peki bunun için ülkeyi yönetenler ne yapıyor?

Anlaşılan KKTC'de bunlara ihtiyaç yok!

"Partiliysen, partin sana iş bulur..." Dönemi artık bu ülkede bitmiştir!

Kıbrıs Türk gençliği, aileden aileye gelen bu acı geleneğin ve şimdi gerçeğe dönüşen bu acı haksız durumun çok daha fazla farkında...

Ve gençlik, ciddi bir yol ayırımında... Yeni nesiller; "göçmen Kıbrıs Türk gençleri" olarak anılmaya başlamıştır bu ülkede...

Kıbrıs Türk gençliği artık ciddi bir yol ayrımında... Kullanılmamış potansiyele sahip nesiller şimdi daha fazla harcanıyor bu ülkede...

Sizce bu, kimin umurunda?

Tabii ki, Kıbrıs Türk gençliğinin umurunda olması gerekiyor...

Bu durumdan çıkarılması gereken tek bir ders var atık;

Hayatınızın, zamanınızın ve beyninizin bir kuruma veya birilerine değil, size yani kendinize ait olmasıdır... Tek çıkış yolu budur!

Kıbrıs Türk gençliği eşit ve adil bir toplumu şimdi daha fazla istiyor... Fırsat eşitliğini daha fazla destekliyor...

Gün gelir yaşlı insanlar savaş ilan ederler... Ama savaşması ve ölmesi gerekenin gençlik olduğunu hep unuturlar...

Her yeni gün biraz daha hayattır... Her uyanış ve kalkış biraz daha doğumdur... Her yeni sabah biraz daha gençliktir aslında...

Fark edilmesi gereken küresel eğitimin daha fazla önemli olduğu bir geleceğe doğru ilerliyoruz... Gelecek, genç nesiller tarafından dünyada inşa edilmeye başlanmıştır artık...

Bugünün Kıbrıs Türk genç nesli küresel olarak bağlantılı, fırsat ve imkan eşitliği olan, istikrarlı bir ülkede yaşamak istiyor artık... Bunun için hazırlanılması ve bunun için çalışılması gerektiğinin bilincinde olan yeni, genç nesiller yetişmeye başlamıştır...

Kıbrıs Türk gençliğine yönelik ciddi devlet politikaları ortaya konulmamasına rağmen, gençlere ilham verilmemesine rağmen, hayatlarının, zamanlarının ve beyinlerinin birilerine değil, kendilerine ait olması gerektiğini bilen, çok daha bilinçli yeni nesiller yetişiyor artık, ülkeyi yönetenler tarafından kabul edilse de edilmese de...

Geçmişin ve bugünün siyasi gücü, yeni nesli dizayn etmede etken rol oynama kapasitesinde yetersiz kalmaya başlıyor artık...

Geçmişten günümüze değer bulmayan Kıbrıs Türk gençliği, hayatına ve evine dönme vakti olduğunu, kötü giden gidişata "dur" deme ve "ortak akıl" olma zamanın geldiğinin şimdi daha fazla anlamalıdır...

Şimdi yaşanabilir kolektif gelecek için, ortamlar ve politikalar inşa etme zamanı...

Şimdi Kıbrıs Türk toplumunun büyükleri olarak, çocuklarınıza, torunlarınıza “yürüyün be gençler!” diye hep birlikte haykırma zamanı...

Ey Kıbrıs Türk gençliği,

Hayatınız, zamanınız ve beyniniz birilerine değil, kendinize ait olsun!

Şimdi, birlik olduğunuzu ve gençlerin durdurulamaz olduğunu, görmezlikten gelenlere, gösterme zamanı...

Şimdi ayağa kalkma, sesinizi çıkarma ve ülkenize sahip çıkma zamanı...

Unutmayınız! Birliğin olduğu yerde her zaman zafer vardır!

Birlikte güç vardır...

Birliğin ışığı o kadar güçlüdür ki, tüm dünyayı aydınlatabilir...

Bizler sizinleyiz ve sizlerle birlikte olmaya devam edeceğiz...

Kıbrıs Türk halkı olarak, koltuk sevdalısı eski zihniyetleri bir kenara bırakarak, yeni ve genç zihniyetlere  her yönden daha fazla destek olma zamanı gelmiştir... Görünmezi, görünür yapma zamanı...

Hayatınızın, zamanınızın ve beyninizin kendinize ait olma zamanı...

Hep birlikte haykıralım, sesimizi yükseltelim; “yürüyün be gençler!”...

Bu gerçeğin sesi olalım, bunu paylaşalım, bunu geliştirelim, bunu büyütelim...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.