Kamu Hizmeti'nin kararı mahkemelik!

8 Aralık 2015 tarihinde Kamu Hizmet Komisyonu II. Derece Basın ve Dış İlişkiler memurluğu için iki kişilik bir münhal açılarak 04/01/16 tarihine kadar başvuru kabul edilmiş ve ilgili sınav tam 10 ay sonra gerçekleştirilmiştir.

İlgili sınava 9 ay kadar işsiz kalarak büyük umutlarla girmiş olanlar, sınavda tam bir hayal kırıklığı yaşamışlar, daha sınav sırasında girdikleri bölümü sınamayan, yanlış sorularla dolu, ehil kişiler tarafından hazırlanmamış, tam bir fiyasko olan sınavla karşılaşarak emin oldukları sorularda dahi ikilemler yaşamışlardır.

Gençler onlarca soruya itirazlarda bulunmuş olmalarına rağmen bu itirazların küçük bir kısmı değerlendirilerek doğru kabul edilmesine rağmen, muhataplarına herhangi bir dönüş yapılmamış, puanlar ve sıralamalarda bir takım değişiklikler yapılmış, listeler ve sıralamalar defaten değiştirilmiş ve 26 Mayıs 2017 tarihinde kesin listeler açıklanmıştır.

Sınav sorularına itiraz edenler halen onlarca itirazın hangilerinin doğru kabul edildiği ile ilgili bihaberdirler.

Yanlış veya cevabı olmayan sorular bir yana, ilgili sınav münhal konusu bölümü sınamaktan uzak, gayriciddi, alelacele hazırlanmış, AB Dönem Başkanı olarak dahi sınavın yapıldığı tarihten önceki ülkeyi doğru kabul eden, insanların emekleri ve duyguları ile oynayan bir sınavdı.

Büyük emekler ve büyük umutlarla girilen bu münhal tam bir yılan hikayesine döndürülmüş, ilgili sınav tüzüğü "başarıların 6 ay süre ile sınav yapılan kadro için geçerli olacağını" düzenlenmesine rağmen ve yapılan ciddiyetsizliğin düzeltileceği ve sınavın insanımıza daha saygı çerçevesinde sınayan ve emeğe saygı gösteren bir çerçevede tekrarlanacağı beklenirken, hukuken sınavın geçerliliğini yitirdiği bir tarihte, 1 Haziran 2017 tarihinde iki kişi mülakata çağırılmıştır.

İki kişilik münhale iki kişilik mülakat ise tam bir fiyasko karardır ve hukuken de yasa dışıdır. Madem her şey usulüne uygundu, neden 6 aydan fazla beklendi?

Birçok insanımızın duyguları ile oynanan bu münhal senaryosu 2015'ten 2017'ye kadar insanların duyguları ile oynayarak adil olmayan, yasalara, tüzüklere, ve anayasaya aykırı tamamen politik finali koymaya hazırlanıyor.

İnsanların bütün emeklerine hiçe sayan tamamen hayaller üzerine kurgulanmış politikalar yapmaya çalışan bu düzene son vermenin zamanı gelmedi mi artık?

İYİCE ABARTTINIZ ARTIK!

Et fiyatları tamamen çıldırdı…

Fotoğrafı bir okurumuz gönderdi, önceki gün 1 kilo pirzolanın markette 65 TL olduğunu görünce almakla almamak arasında kalmış!

Ev halkı mangalda pirzola isteyince paraya kıymak zorunda kalmış…

Ama epey sitem etti!

Dört kişilik bir ailenin mangal yakabilmesi için en az 2 kilo et alması lazım diyor…

Bu fiyata göre toplam 130 TL sadece et parası vermiş, diğer masraflar hariç!

Yetkilileri uyarmamızı rica etti, bu gidişle evine et girenlerin sayısının hızla düşeceğine olan inancını belirtti.

Gerçekten de gidişat iyi değil!
Kesin olan şu, ha üretici ya da kasaplar bu işi abartmaya başladı…

BAĞIMLI BAĞIMSIZLAR!

UBP'nin cuma günü gerçekleştirdiği Genel Yönetim Kurulu toplantısı…

Hükümete nisap desteği veren bağımsız vekillerin aslında bağımsız filan olmadığını da gösterdi!

Hasan Taçoy, Menteş Gündüz ve Hakan Dinçyürek bu toplantıya katılarak deşifre oldular…

Hatta Hakan Dinçyürek kürsüye çıkarak bir konuşma da yaptı!

Yasal ve etik konusu pek tabi…

Yaptıkları yasal değil çünkü yeni yasaya göre bağımsızlar başka partilere üye olamaz, konuşamaz falan filan!

Etik de değil çünkü bunun adı sadece bir kandırmaca…

Yasaları yapıyorlar ama kendileri uymuyorlar!

İmam-cemaat meselesi yani…

SAĞLIK KARNESİ OLMAYANA İHBAR MI DEDİNİZ!

LTB ekiplerinin kent genelindeki denetimlerini ilgiyle izliyoruz…

Yüzlercesini denetmeyip sonuçları kamuoyuyla paylaşıyorlar!

Son bir denetleme dikkatimizi çekti…

Bazı işletmeler sağlık karnesi olmayan çalışan bulundurduğu için ihbar yediler!

Adı üstünde sağlık bu, şakası yok…

Elbette ortada hoşgörü de olacak ama şu sağlık karneleri alınıncaya kadar bu çalışanlar evine, işletme de birkaç günlüğüne istirahata gönderilmeliydi diye de düşünmeden edemiyoruz!

DENİZ MEVSİMİNDE AYNI TERANE!

Bir yaz sezonu ile birlikte deniz mevsimi de başladı ya…

Halkın plajlara izin almadan girip girmeyeceği bir kez daha tartışılmaya başlandı!

Bir yanda yatırım yapan işletmeler, diğer yanda aktivistler ve tabiî ki bu konudaki yasalar…

Burada en iyisi empati yapmak olmalı, çünkü içinden çıkılmaz bir hal alacağa benziyor!

Hükümet bu konudaki tavrını belirlemelidir, aksi halde tüm plajlarda polislik olay bizi bekliyor…