Kazanamayacaklarını bile bile!

Gecenin bir yarısı Girne’den yakın bir dost aradı…

Nezaketen özür diledi ama sabahın erken saatlerinde karar vermesi istendiği için rahatsız etmiş!

Uykulu gözlerle 'buyur kardeş' dedik…

Bir partiden adaylık teklifi almış büyük de heyecan yapmış!

Hatta heyecan aile boyutundaymış…

Olsun mu olmasın mı diye sordu;

Benim bu seçimlerde uygulayacağım şeyi ona da sordum…

Projelerin nedir, sen aday olur ve kazanırsan bu topluma neler vereceksin!

Abi valla bunu hiç düşünmemiştim, dedi…

O konuda bana yardımcı olamaz mısın diye sordu!

Yahu dedim, aday olacak olan sensin, kazanırsan da yine sen meclise gireceksin, meclis kürsüsüne çıkınca da mı bana sorup öyle konuşacaksın…

Tek bir kelime bile söyleyemedi!

Rahatsız ettiği için özür dileyip telefonu kapattı…

Dün akşam saatlerinde öğrendim!

Adaylığı kabul etmiş…

Sosyal medyada da paylaşmış;

Her şey ülkem için diye de slogan ilave etmiş…

Duyunca kendi kendime güldüm!

Vay memleketimin haline diye…

…

Aday adaylarının başka türleri de yok değil…

Hem de bunlar çoğunluktalar!

Parti merkezlerinde kuyruk oluşturup müracaatta bulunuyorlar…

Ardından da bir fotoğraf paylaşıp, ilan ediyorlar!

Ülkem için, partim için, gençlerimizin geleceği ve refahımız için çalışacağı sözünü veriyor…

Bir de oylarımızı esirgemememizi rica ediyorlar!

Bir ayrıntı daha bütün adaylara başarı diliyorlar…

İşte burası yalan!

İçi başka dışı başka bunların…

Aslında öncelik kendi partisindeki adayların önünü kesmek!

Bu konuda listeler şimdiden hazırlanmaya başladı…

Birbirlerinin üstüne basacaklar ki şansları o kadar fazla olsun!

Siyaset acımasız bir savaşa döndü bu ülkede…

En yakın yol arkadaşını ezip geçeceksin ki koltuğa oturabilesin!

Ama hiçbiri samimi değil…

Hatta aday olup kapı kapı gezmeye başladıkları arkadaşlarını bile perde gerisinde silmek için hain planlar yapacaklar!

…

Bir de gözü aslında vekillikte filan olmayanlar var…

Onlar aslında daha profesyonel düşünüyorlar!

Aday adayı olduklarını sırıta sırıta açıklıyorlar ama, seçilemeyeceklerini onlar da biliyorlar…

Zaten amaçları da seçilmek değil ki!

O partiden aday olsunlar da ne olursa olsun…

Onların planları seçimden sonrası için!

Seçimlerde sözde partileri için ter döktüler ya…

Kaybetmeleri hiç önemli değil!

Bir de seçimler sonrası var…

Seçim sonraları yeni kurulacak olan hükümette nemalanmak onların tek tutkuları!

Müdür müsteşarlık var, yönetim kurulu üyelikleri var, kredi var, terfi var, var oğlu var…

Onlar artık tamamen kaşarlanmışlar!

Elbette parti yöneticileri eşek değil ya…

Seçimde canla başla çalışan hiç hediyesiz bırakılır mı?

Sosyal medyadan ayırmıyorlar gözlerini…

Hatta bunu profesyonel ekip tutarak yapanlar da var!

Ciddi paralar ödüyorlar yaptıkları paylaşımların fazlasıyla okunması için…

Ne kadar çok paylaşım, o kadar çok oy diye hesaplıyorlar!

Tabi ki çok yanılıyorlar…

Eğer bana da gelecekseniz kolunuzun altında projeleriniz de olsun, tamam mı?

…

Hafta sonu bu kez sağlam partili bir dost geldi kahveye çoktandır gelmediği için sorduk kendine;

Hayırdır, hangi dağda kurt öldü diye sordu!

Biraz gevezelikten sonra yardımcı olmamı istedi…

'Olur paşam' diye cevapladım gülerek, sanki de aday tacirliği işimizmiş gibi!

Onun derdi de bambaşka…

Doktor aday istiyorlarmış seçimlerde!

Parti yöneticileri talimat vermiş illa ki doktor olsunmuş…

Kontenjandan üst sıralar da garanti!

Ağzındaki baklayı çıkardı ve aynen şöyle dedi;

'Hani senin samimi olduğun birkaç tanınmış doktor var ya' diye başladı söze…

Anında susturdum…

'Buyur telefon numaralarını vereyim sana git ziyaret et ama beni karıştırma bu işlere' diye de biraz sertçe söyledim!

Kahvesini bile bitirmeden telefon numaralarını alıp gitti…