Sihirli değneği daha çok beklersiniz!

Eğri oturup doğru konuşmak gerek…

Yeni asgari ücret beklendiğinden daha fazla kabul edilince çalışan kesim bir hayli mutlu oldu!

Hemen hesap kitap yapmaya başladı herkes…

Kötü bir rakam değildi çünkü!

Ama ardından tepkiler de gelmeye başladı…

Önce iş insanları bayramlık ağızlarıyla açıklama yapmaya başladılar!

Eğer bu rakam aşağıya çekilmezse mahkemeye götüreceklermiş konuyu…

Çünkü öyle bir dönemden geçiyoruz ki herkesin haklı olduğu bir dönem bu!

Dün de yazmıştık, iyi kazanan işletmeler var, batma noktasına gelenler var…

Bu asgari ücreti salgında bile servetlerini katlayanlar öder de ya diğerleri!

Bunun imkan ve ihtimali yok…

Zaten birçoğu, çalışanlarının sayısını azaltmış durumda, maaşları ödemekte zorluk çekiyorlar, yeni asgari ücret onlar için yıkım demektir!

Bu arada bazı siyasi partiler de işverenden yana tavır koymaya başladılar…

Oysa bu konuda hükümete destek verip bunu bir seçim propagandası haline getirebilirlerdi!

Hele de Serdar Denktaş’ın dünkü açıklaması…

Bu rakama onay veren partisine ağır bir tepki göstererek, bunun bedelinin önümüzdeki aylarda ödeneceğini ifade etti ve kafalarda çeşitli soru işaretleri yarattı!

Oysa daha birkaç gün önce seçimlerde oyunu DP’den yana kullanacağını açıklıyordu…

Ama tepkisi hayli kayda değer doğrusu!

…

Sevgili okurlar son iki yıldır salgınla birlikte gelen çok ciddi bir ekonomik kriz yaşamaktayız…

Buna bir de dövizdeki dalgalanma eklenince bu ülkede her şey alt-üst olmuştur!

İnsanların borçları bir gecede ikiye katlanıyor…

Kimse önünü göremiyor!

Devlet bile ne yapacağını şaşırmış durumdadır…

Önce Cumhurbaşkanı ardından da Başbakan nihayet Ankara’ya gidiyor!

Ziyaretin amacı da tamamen ekonomi olacak…

Türkiye verirse ne ala!

Aksi halde yandığımız gündür…

Tamamen Allah’a emanet, altta kalanın ezilip yok olacağı günler bizi bekliyor!

Şu anda yaşadığımızda tabi ki bunda Türk Lirası'nın da payı büyüktür, belirsizlik hemen hepimizin korkulu rüyası haline gelmiştir…

Zaten asgari ücrete yapılan, aslında yapılması gereken ama çok kesimi de zora sokacak olan artıştan sonra yaşanan kaos ortamı bile içler acısı halimizi göstermektedir!

Çünkü biz baştan hata yaparak, yukarıdan gelecek olan sihirli değneği bekledik ama imkansız olduğunu ancak şimdi görebildik…

…

Dünya ülkelerinin tarihinde yaşanan krizlerin çözüm formülü hep birtakım tedbirler ve bedel ödeyerek bulunmuştur…

Ama kimse bedel ödemeden bu krizi atlatmak gibi kolaycılık tavırları tercih edilince belirsizlik hat safhaya çıkmıştır!

Aslında bunun bir bedeli olduğu gerçeğiyle birtakım tedbirler bundan iki yıl önce başlamalı ve bugünlere yatırım yapılmalıydı…

Ama bizde kimse elini taşın altına koymak istememiş, toplumsal görüş açısı ile çözüm formülü aranmamıştır…

Şimdi de bu kez toplum olarak bunun bedelini ödemekteyiz!

TL’nin artışı konusunda Kıbrıs Türkü bir bedel ödemek zorunda kaldıysa, Türkiye de artık elini taşın altına sokmak zorundadır…

Aynı şekilde bizim devlet de har vurup harman savuracağına, iki sene önce gereken tedbirleri almalı ve popülizm yerine gerçekler ışığında politikalar üretmeliydi!

Vatandaşlarımız da ona keza…

Eski rahat günleri artık kimse hayal etmesin!

Her kesimin bedel ödemeden bu krizi atlatmanın mümkünatı yoktur, olmayacaktır da…

Sihirli değnek hiçbir zaman gelmeyecek ve kendi sorunumuzu kendimiz çözmekten öte bir alternatifimiz yoktur!

Daha çok çalışacağız, daha az harcayacağız, eski birtakım lüks alışkanlıklarımızdan taviz vererek, sihirli değneğin sadece kendimizin elinde olduğu gerçeğini kafamıza sokacağız…

Ülke olarak ayağa kalkmanın başka bir formülü yoktur!

Var diyen yalan söyler, ancak kendini kandırır…