“Adaylara oy verme kriterlerim…”

Hayırlısıyla seçimler için son iki güne girdik…

Ne olacaksa bu son iki günde olacak!

Son gece mevzuları ise ayrı tabii ki…

Hani bizde derler ya seçim son gece kazanılır!

Burada genelleme yapmıyoruz tabii ki…

Pazar akşamı ak koyun kara koyun belli olacak!

Kimileri giderken kimileri de onların yerine gelecek…

Biz de şahsen yenilerden yanayız!

Seçmen olarak sormak hakkımızdır, eskiler ne yaptı da memleket düzlüğe çıktı…

Zaten öyle bir şey olsaydı memleket şimdi bambaşka yerlerde olurdu!

Bir kısım siyasetçiyi tabii ki bir yere koyuyoruz…

Ama şu anda öyle bal yapmaz arılar var ki!

Umarız onlar bir daha hiç gelmemek üzere giderler…

Yeni yüzler de bu ülke için umut olur, tünelin ucundaki ışık olur!

Bir kere şu kesin, dün de yazmıştık;

Adına ister boykotçu deyin, isterseniz siyasete küsüp siyasilerden hiçbir beklentileri olmayanlar…

Hoş küsüp sandığa gitmemek çözüm değil ama bir anlamda onlara da hak verir saygı duyarız!

Önümüzdeki Pazar günü en önemlisi seçmenin iradesi olacaktır…

Eş, dost ve ahbap derlerse herkes kaderine razı olacak!

Kızdığın, arkasından sövdüğün siyasetçiye gidip de oy verirsen suç tamamen senin…

Aksine ülkeyi doğru yönetmeleri için kriterlerini belirledinse işte o bambaşka bir meseledir!

Şahsım adına söylersem, benim liste yavaş yavaş netleşiyor…

İş yapmayan gidecek, seçim öncesi lafazanlıktan başka bir şey yapmayan yine gidecek!

Yerlerine yenileri gelecek…

İnandığımız, çorbada tuzu olanlar da kalacak!

Böyle düşünen vatandaşlarımız da yok değil…

Uzun yıllar kamu görevinde üst düzey çalışan ve şu anda sendikacı olan değerli dostumuz Seher Güneş de kendi kriterlerini belirlemiş ve bizimle paylaştı!

Altına imzamızı atarız…

Biz de sizlerle paylaşıyoruz;

…

…

“Selam Levent Bey

Seçimler için adayların ortaya çıkmasıyla sürekli düşündüm.

Adaylar hangi kriterlere göre kendilerini aday olarak gördüler. 

Gerçekten bu toplum için, bu ülke için mi aday oldular.

Sonra ben nasıl bir aday isterdim diye düşündüm.

İlk olarak;

Benim için adayın toplumun sorunlarına eğilmesi faaliyet göstermesi önemli.

Yani, Facebook'ta yaptığı paylaşımların dışında hangisi bir sivil toplum örgütünde siyasi gösteri yapmadan çalışmıştır.

Örneğin çevrenin temizliği ile ilgli eliyle sahildeki çöpleri toplayan gördünüz mü?

Çarpık yapılaşma ve alt yapının olmamamsı konusunda veya kanalizasyon konusunda ilgili bakanlığın önünde bir gösteri yapmış mı?

Kadın ve çocuk şiddetine karşı bir gösteri yapmış mı?

Veya bunların düzelmesi için bir plan proje veya yasa önerisi konusunda bir çalışma yapmış mı? 

Facebook’da herkes yazıyor çiziyor, şikayet ediyor ama bunun düzelmesi için herhangi bir hamle yapılıyor mu?

İkincisi; 

Bu adaylardan kaç tanesi gerçekten ekonomiyi, maliyeyi, hukuk hatta bütçe hakkının ne olduğunu biliyor mu?

Meclise gittiklerinde bizim olara verdiğimiz bütçe hakkı ile bizden toplanan vergi gelirlerini harcamaları için temsiliyet veriyoruz. 

Bütçenin verimli,etkin,hesap verilebilirlik ilkelerine göre hazırlanıp harcamasının yapılmasını gerektiğini bizim bu nedenle onlara bütçe hakkımızı devrettiğimizi biliyorlar mı?

Üçüncüsü;

Kaç tane aday bugün SOS çocuklarının eğitimine düzenli yardımda bulunuyor. SOS çocuk köyünü söylüyorum… 

Çünkü  oraya yardım yapan kişiler öyle sosyal medyada reklam yapmak için değil gerçekten çocuk okutmak için yardım yapılıyor.  

Halbuki diğer yardım kuruluşları boy boy reklam yapmaktadırlar. Bu kişilere oy yok...

Dördüncüsü;

Adaylar içinden kaç tanesi Daron Acemoğlunun "Ulusların Düşüşü" veya "Dar Koridor" kitabını okumuştur.

Okuyan kişiler gerçekten bu ülkede bazı şeylerin nasıl düzeleceğini  bir nebze idrak edecektir.

Kitapları okumayanlara oy yok!

Beşincisi;

Adayların kamu alacaklarına, sosyal sigortalara, ihtiyat sandığına, kalkınma bankasına, gelir ve vergi dairesine borçları var mıdır?

Olanlar bence aday olmamalıydılar.

Borcu olanlara oy yok!

Bir de kendine bile faydası olmayan, kimi neden, nasıl temsil edeceğini bilmeyenler boy boy resmiler çekip destek istemektedir bunlara da oy yok!

Son olarak da bir kısım aday gerçekten  toplum için mi yoksa kendi ve aile çıkarları için aday olmuşlardır.

Onları da biliyoruz, onlara da oy yok!.

Yani bu ülkede elini taşın altına koymayana da oy yok, toplumu düşünmeyene oy yok, ülkenin kalkınmasını ekonomik çarkın dönmesi için çalışmayana kendi cebine çalışana oy yok.

Ekonomi, döviz, elektrikten bahsetmiyorum bile çünkü üretim olmadığı sürece bu sorunlar hep var olacaktır. Devlet borçları verimli ve etkin kullanılmadığı , mahalli gelirler çar çur edildiği durumlarda, aç gözlülüğün devam ettiği, tarım ve sanayinin olmadığı ülkelerin nasıl kalkındığını görmeyip sürekli şikayet edildiği sürece sorunlar büyüyerek devam edecektir.

Yemede-içmede-gezmede-tatilde-parada Avrupa Birliğini örnek verip AB’nin çalışma düzenini, disiplinini, hesap vermesini, yaptırımını, denetimini görünce hemen itiraz eden isyan bayrağını çeken toplum olursak bunlar da düzelmeyecek. 

Not: kıyaslama yapacaksanız elmayı elmayla karşılaştırın, elmayla karpuzu karşılaştırırsanız hep hüsrana uğrayacaksınız.

Önce mevcut durumunuzu bilin, devlet, hükümet, coğrafi ve toplum olarak altyapınızı bilin ki neyi ne zaman nasıl yapacağınızı öğrenesiniz.

Sorunlar karşısında çözümü daha kolay bulabilirsiniz.

Yaptığım araştırmalar sonucu bu kriterlere uyan çok az aday vardır.

Hade hayırlısı…”

Seher Güneş

Kamusen Yön. Kur. Üyesi