Parti mi önemli, aday mı önemli?

Yayın Tarihi: 28/11/22 07:00
okuma süresi: 4 dak.

Yerel seçimlere günler kaldı. 

Ortam ısınacak, daha da sıcak olacak, eleştirilerin dozu artacak. 

Görevde olan belediye başkanları hedef tahtasında, bir yandan geride bırakılan dönemin muhasebesi yapılıyor, bir yandan gelen eleştirilere cevap veriliyor. 

Başkanlığa aday olanlar, hem seçmeni ikna etmeye çalışıyor, hem de mevcut belediye başkanının eksikliklerini, yanlışlarını gündeme taşıyarak, avantaj elde etmeye çalışıyor. 

Kamuoyu yoklamaları, TV programlarındaki performanslar, sosyal medyadaki algı operasyonları, sokak ve mahallelerdeki nabız, birçok bölgede tabloyu, net olmasa da belli ediyor. 

Az bir süre var, elbette bundan sonrasında yönelimler değişebilir. 

Net olan birkaç bölge var, değişme olasılığı olan bölgeler de var. 

Propaganda süreci başlamadı, ama özellikle sosyal medyada her alan da, her konuda söylem var. 

Adayların da, seçmenin de ayakları yere basmalı, gerçekçilik ön planda olmalı. 

Bazı bölgelerde seçmen kararını verdi, görünen o. 

Peki, neye göre, henüz ortada bir şey yok. 

Bir de şöyle bir tartışma var. 

Bazı adaylar için, aday oldukları parti üzerinden bazı eleştiriler yapılıyor. 

Seçmen, parti işaret edilerek korkutulmaya çalışılıyor. 

Bu mu politika üretmek? 

Siyasi görüş, siyaset yapma tercihi yapılan siyasi partinin, siyasi alışkanlık ve yöntemleri, elbette önemlidir. 

Ancak yerel seçimlerde başkan adayı ve ekibi de önemlidir. 

Çok başarılı belediye başkanları geldi geçti, görev yaptı, halen yapanlar var. 

Başarılarının en önemli merkezi “parti rozetini” çıkarmak oldu. 

Seçmen siyasi tercihini, öfkesini, sempatisini, genel seçimde zaten yansıtıyor. 

Siyasi parti üzerinden, adaylara yapılan eleştiriler, söz konusu adayı eleştirecek bir nokta bulamamaktan kaynaklanıyor. 

Seçmen ise, hala daha adayların yaşam boyunca yaptıklarına, başarı ve başarısızlıklarına, bakmıyor. 

Ezbere bir destek, ezbere bir karşıtlık var. 

Hiç mi ders almadık, almıyoruz. 

Hani proje, hani gerçekçilik, hani program, planlama, finans yaratma ve etkin kullanma, hani inandırıcılık. 

Siyasi parti partizanlığı ne kadar yanlışsa, aday kişiselliği üzerinden yapılan partizanlık da o kadar yanlış. 

Sağdan sola, CTP’den, UBP’ye veya başka siyasi partilerden seçilerek görev yapan belediye yönetimlerine bakalım. 

Hangi belediye başkanı, seçim kazandığı, aday olduğu siyasi partinin, ideolojisini, yönetim anlayışına bire bir yansıttı. 

Hiçbiri, iddia ile söylüyorum, her belediye başkanı sadece bir sonraki dönemi kazanmanın hesabını yaptı. 

Bunun önceliğinde, belediye kaynaklarını yönetti. 

Tablo ortada, ciddi belirsizlikler ve bekleyen sıkıntılar var. 

Kısa bir süre sonra, yeni oluşturulan belediyelerle, yeni bir dönem başlayacak. 

Kimin ne kadar borcu var, kimin borcu, alacağı kime nasıl geçecek. 

Araçlar, envanterler, taşınmazlar, personeller, nasıl bir sistem oluşturulacak, bu sistem nasıl oturacak. 

Kim ne kadar farkında, kimin ayakları yere basıyor ve en önemlisi seçmen bunları ne kadar farkında. 

Proje, plan, program, finans kaynakları, etkin kullanım. 

Bunları yapabilecek, eğitimli, deneyimli, toplumsal beklentiye duyarlı, ekip çalışmasına yatkın isimler. 

Üzgünüm ama bu beklentileri karşılayacak isimler az. 

O zaman, yapabilecek isimleri desteklemek gerek.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları