Başarının cinsiyeti yoktur
Kota, yani “sınırlı bir miktar” günlük hayatta kullanılan bir söylemdir.
Daha çok ekonomik konularda kullanılır.
Belli bir miktar, bir sınır, sınırlamak.
Yurt dışından getirilecek ekonomik ürünlere ilgili olarak duymaya alışkın olduğumuz bir uygulamanın anlatımı.
Bunun siyasete de hatta günlük işlere, hayatın içine, yaşamın her alanına girmiş halleri var.
“Kadın kotası” ya da “cinsiyet kotası” bu yaklaşımdan oldum olası, hiç hoşlanmadım.
Başlı başına bir ayırımcılık dili.
Söylem olarak bile ayırımcılığı çağrıştırıyor.
Tam tersi de mümkün “erkek kotası” yaklaşım ve çağrışım olarak hiçbir fark yok.
Son derece gereksiz, zayıflık, gerilik, çağ dışılık.
Elbette, kadın ve erkek olarak bir tanımlama vardır.
Ancak bunun en üstünde insan veya insanlık vardır.
En başta gelen insan ve insancıl olmaktır.
Siyasal Partiler Yasası, 2015 yılında kabul edildi.
En önemli değişiklik, siyasi partilerin hem genel hem de yerel seçim adaylarını belirlerken her cinsiyetten en az %30 aday belirlemeleri.
Bunlar 27 ve 28’inci maddelerle düzenlendi.
Amaç edinilen ise, bir başlangıç yapılmasıydı.
Temsiliyet oranının artırılmasına yönelik bir adımdı.
Bu amacın, yasal kısmı dışında kalan sosyal adımlar ise atılmadı, üzerine gidilmedi, eksik bırakıldı.
Yapılacak olan her ne ise, hangi alanda ise, sonuç odaklı olmalı.
Başarının, cinsiyeti yoktur, başarılı kadın veya erkek, bir bütün olarak başarılı insan olarak, kısaca anlatılabilir.
Tabi ki henüz o noktaya gelmiş değiliz, ne yazık ki gelmemiz çok da yakın değil.
Teşvik etmek, cesaretlendirmek, kadın “evdir” gelenekselliğinden, çıkaracak adımları, yasalardan çok, hayat dair adımlarla sağlamak için yapılabilecekleri yapmak.
Toplumsal yaşam içinde, herkesin, her bireyin, her görüşün katkısı olmalıdır.
Bu toplumsal üretimin hayat bulması anlamına gelecektir.
Kıbrıslı Türk toplumu gibi küçük bir toplumsal zümrenin bu başarması zor olmamalı.
Geçmiş zamanlara göre daha iyi bir noktada olunsa da, beklenildiği düzeye gelinmediği aşikâr.
Öncelikle, bu konularda ne yapılacaksa, laf ola, iş ola, sırf olsun diye değil, sonuca, adım adım gidilsin diye yapılmalı.
“Yüksek Seçim Kurulu (YSK), belediye meclisi üyeliğine aday gösteren bazı siyasal partilerin, Siyasal Partiler Yasası’ndaki düzenlemeye uymadıkları ve her cinsiyetten en az yüzde 30 aday göstermedikleri gerekçesiyle bazı ilçelerdeki aday listelerini oy çokluğuyla iptal etti. 5 belediyede bazı partilerin meclis üyeliği listeleri iptal edildi.”
Hazırlığı dahi yapılamayan seçim sonuçlarından ne bekliyoruz ki.
Bu düpedüz, ciddiyetsizlik, yasa yapıcıların yasayı bilmemesi, uygulayamaması, hazırlanamaması.
“Yapılan oylamanın ardından Seçim ve Halkoylaması (Geçici Kurallar) Yasa Önerisi genel kurulda oy birliğiyle kabul edildi.
Bahse konu Yasa Önerisi, belediye meclisi üyeliklerine aday gösteren bazı siyasal partilerin Siyasal Partiler Yasası’nın yüzde 30 cinsiyet kotası kuralına uymadığı gerekçesiyle iptal edilen listelerini yeniden düzenlemesine olanak sağlıyor.”
Her ne kadar sorununun çözülmesi adına girişim yapılsa da, bu ayıp ortadan kalkmış değil.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.