Meclis üyeliklerinde “temsiliyet” sorunu 

Belediye seçiminin sonuçlarını değil ama belediyelerin durumunu konuşmaya devam edeceğiz. 

Seçim öncesi ve sonrası tablolara bakılmalı. 

Özellikle mali açıdan, seçim sürecine yakın zamanlarda harcamalar iyice incelenmeli. 

Seçim öncesi ve seçim sürecinde yapılan her harcamanın, seçim sonuçlarını etkilemeye yönelik kullanılmış olma olasılığı yüksek. 

Birleşen belediyeler, seçim kaybeden başkan ve yönetimler, yetkili kurumlarca denetlenmeli. 

Hiçbir belediye, bir başka belediyeye bağlanmadı. 

Bunun altını çizelim, bir belediye, bir başka belediyeye katılmadı. 

Artık herkesin anlaması gerek; 

Hiçbir belediye, bir başka belediyeye bağlanmadığı gibi birleşen belediyelerin her biri kapandı, yeni belediyeler, yeni tüzel kişilikler oluştu. 

Coğrafi olarak, nüfus, borç, alacak, verecek, çalışan, envanter, her şeyiyle yeni ve tek tüzel kişiliği olan belediyeler ortaya çıktı. 

Nüfus olarak daha küçük bölgelerin, yeni oluşturulan belediyelerde nasıl temsil edileceği düşünülmedi, bu konuda bir düzenleme yapılmadı. 

Bu eksiklik yanlış bir algıyı besliyor. 

Kapanan belediyelerden, nüfus olarak daha küçük olanlar, nüfus olarak büyük belediyeye bağlanmış gibi bir görüntü yarattı. 

Oysa altını çizdiğim gibi, bu birleştirmelerde ilgili bölgelerde bir uzlaşı aranmadığı gibi kimsenin tercihi de olmadı.  

İlk eksiklik, daha önce ayrı ve kendi adıyla bir belediyesi olan insanların yeni oluşturulan belediyelerde temsil edilmesinin gerekliliği. 

“Belediyeler birleştirme yasasında, birleştirilen bölgelerle ilgili pozitif ayrımcılık yapılmadığı için, yani nüfus olarak daha küçük bölgeler korunmadığından, yeni oluşturulan belediyelerde temsiliyet sorunu yaşanıyor.  

Örneğin kendi belediyesi olan Alayköy'ün bugün, Gönyeli-Alayköy belediye meclisinde temsiliyeti bile yok.  

Bu yasal bir boşluk.  

Bu saatten sonra değişir mi bilmem.  

Ama büyük bir hata yapıldığı kesin.” 

İşin içine siyaset, başka başka konular ve öncelikler de girince, böyle bir durum ortaya çıktı. 

Bu sadece bir örnek. 

Yazımın içine, “tırnakla” paylaştığım yorum, konuyla ilgili olarak sosyal medya hesaplarımdan paylaştığım bir ileti. 

Bu iletiye çok sayıda yorum ve özel kanallardan da birçok mesaj geldi. 

Pek çok bölgede aynı sorun yaşanıyor. 

Bugün için yapacak bir şey yok. 

Ancak yeni bir düzenlemeye ihtiyaç olduğu da bir gerçek. 

Evet, birleştirilen belediyelerin, bölgelerine, nüfusuna ve ekonomisine göre bir korumacılık sağlanmalı. 

Seçilecek belediye meclis üyelikleri, genel olarak tüm bölgeden değil, sadece ilgili bölgeden alınacak oy oranına göre belirlenmeli. 

Nüfusa göre, coğrafik alana göre, belirlenecek, belediye meclis üyelikleri, bir kontenjanla korunmalı, bölgenin, bölge halkının temsil edilmesi, sorunlar, istek ve beklentilerin, belediye meclisinin gündemine taşınmasının sağlanması gerek. 

İnsanlar temsil edilmediği meclise, belediyeye neden gidip oy versin, benimsesin. 

İleriki zamanlarda, yapılacak yerel seçimlerde, siyasi beklentisi olmayanlar dışında kimse sandığı gidip, yerel yönetimini seçmeyecek. 

Çünkü nasıl olsa, nüfus olarak daha büyük bölge, tüm bölgeye ve önceliklere hâkim olacak. 

Bu katılım, demokratik hak, siyasi irade ve hizmete etkin katılım düşüncesine olumsuz bir darbe vuracak.