2025 daha kötü olacak
Ulusal Birlik Partisi’nin (UBP) iç seçimine doğru süreç devam ediyor.
21 Eylül kurultayına doğru giderken, adaylar, destekçileri, her alanda kendilerini anlatarak, en başta parti üyelerini etkilemeye çalışıyorlar.
Pek çok üye elbette kararını verdi.
UBP iç seçimleri her zaman önemli olmuştur, ülkedeki iktidarı, hükümeti, başbakanı, bakanları, hatta Cumhurbaşkanlığını etkileyen bir kurultay.
Binlerce üye, yüzlerce insan, görev almak için yarışıyor.
21 Eylül kurultayında, başkanlığa aday üç isim var.
Mevcut başkan ve başbakan Ünal Üstel, milletvekili Hasan Taçoy ve deneyimli bankacı Ahmet Melih Karavelioğlu.
Ahmet Melih Karavelioğlu, banka ve finans alanında çok uzun yıllar görev yaptı.
Aslında UBP Başkanlığına aday olarak, siyasete bir adım attı ve siyasete girmek için başkan adayı oldu.
Seçim sonucu ne olursa olsun, siyasete bir başlangıç yapmış olacak.
Kurultay propagandasını, ekonomi üzerinden kurguluyor.
Siyasilerin, ekonomiyi bilmeden yönetmeye çalıştıklarını iddia ediyor.
Ahmet Melih Karavelioğlu’nu siyasi tarafıyla değil, bankacı tarafıyla bugünkü yazıma taşıyorum.
Kurultayda nasıl bir sonuçla karşılaşacak bilemem, ama bir bankacı gözüyle söyledikleri bana göre değerli;
Ekonomi ağırlıklı sohbetimizden öne çıkanları özetliyorum.
Karavelioğlu, Türkiye’nin uyguladığı ve ekonomik tedbirlere değiniyor ve şunları söylüyor;
“Türkiye şuan ciddi bir kemer sıkma politikası uyguluyor. Beğenirsiniz beğenmezsiniz, bir planı var ve uyguluyor. Bu planın bedelini elbette ödeyecek.
Biz bu kadar yakın ilişkide olmamıza rağmen bir ekonomi politikamız, planımız yok. Bizim siyasilerimiz 2025 yılı ekonomi açısından daha iyi olacak diyor. Hayır, olmayacak. 2025 daha kötü olacak. İyi hale getirebiliriz, ehil ellerde, iyi bir politika ile iyi bir planlama ile bunu atlatabiliriz.
Bizim bir politikamız olmadığı gibi, enflasyonu körükleyecek, artıracak adımlar atıyoruz.
Sorun var, reçete gerek, ama en önce nüfusu bilmek şart. Nüfusu bilmeden plan yapamazsınız. Gelecekte nüfus projeksiyonu nedir, belirlemek lazım. Aslında gerekli tüm bilgiler merkez bankasında var. Kaç tane üniversite öğrencisi var, otellerin doluluk oranları, pek çok bilgi mevcut. Bunlardan yararlanmak gerek.
Enflasyonu düşürmek için iki yol kullanabilirsiniz. Bir, gelirleri düşürürsünüz, insanlar geliri düştüğü için harcama yapamaz ve enflasyon etkilenemez. İkincisi, arz tarafına dönersiniz mal üretimi artar, insanlar geliri değişmediği için enflasyon artmaz. Bazı gelirlerin vergilendirilmesi tercih edilmiyor. Ama yapılmalı.
Devlet geliyor, vergiyi alıyor. Sesimizde çıkmıyor. Çünkü devlet bunun karşılığını hizmet olarak veriyor, ya da vermesi gerek. Bugün devlet aldığı verginin karşılığında vermesi gereken hizmeti verebiliyor mu? En basit kamu hizmetleri, eğitim, sağlık, ulaşım, var mı? Maalesef yok. Bunları sağlamadıktan sonra, doğal olarak insanlar vergi vermekten kaçıyor, çünkü karşılığını alamıyor. İlk önce kamu hizmetlerinin kalitesi artmalı. Bu da iyi yönetimle olur.”
En çok konuşulan, ekonomi, finans dünyasından önemli kurum ve kişilerin altını çizdiği, kayıt dışı ekonomi, en başta kamusal hizmetlerin yetersizliği ile büyüyor.
Bu önemli bir nokta.
İnsanlar karşılığını almadığı hizmeti finanse etmek istemiyor.
Vergi veriyor, ancak pek çok hizmeti, bir kez daha ödeyerek özelden alıyor.
Bu bir kısır döngü, ekonomiden, sosyal sorunlara, pek çok noktada ciddi sıkıntılara yol açıyor.
Bunları ortada kaldıracak, cesur ve radikal kararlara ihtiyaç var.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.