Tatar'ı rahat bıraksan(ız) yeter...

Yayın Tarihi: 04/04/19 07:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

Tatar'ı rahat bıraksan(ız) yeter...

Bizim ülke de öyle sanıyorum ki emekli olmayan tek kurumun adı siyasetçidir. Siyasiler yıllarca başkanlık, başbakanlık yapsalar da gün gelip emekliye ayrıldıklarında yine rahat durmaz partilerinin içlerini karıştırıp dururlar. İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat mesela bunu pek yapmayanlardan biridir. En son dört beş sene önce artık partisine karışmaktan ve parti içi operasyon yapmaktan artık vazgeçmiştir. Yakışanı yapmıştır. Örneğin yine Ferdi Sabit Soyer adabıyla siyasete noktayı koymuş daha sakin bir hayat sürmektedir. Ancak bir UBP var ki kimseler bu partiyi paylaşamıyor, paylaşmıyor, bırakmak istemiyor.

İrsen Küçük ve sonrasında parti yenilenmeye başlamıştı ki yazının başında verdiğim örneğe bağlı olarak Üçüncü Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu yine sahneye çıktı ve yaşananlar yaşandı. Kaç kez yazdık.

Ardından Hüseyin Özgürgün dönemi geldi. Kim ne derse desin günahıyla sevabıyla Özgürgün de UBP'ye ciddi katkılarda bulundu. Sonra ne oldu; Özgürgün söz dinlemediği için Özgürgün'e de operasyonlar yapıldı ve Özgürgün de gitti.

Ben bunları kaç kez yazdım, ben yazdıkça birileri rahatsız oldu ve açıkça rahatsızlığını dile getirdi. Bu rahatsızlığı dile getirenler de UBP'li dostlardı. Bazı dostlarda küçük sesle mırıldandı ama ben doğru yazdığımı düşündüm her zaman.

Yaklaşık bir haftadır UBP'nin içinden gelen telefonun haddi hesabı yok. Ne statülerini yazayım ne kim olduklarını, hepsinin bir çekincesi var ki aman benim adımı verme diye de eklediler.

Kaç gündür başka konulara yoğunlaşmaktan bir türlü yazma fırsatı bulamadım ama yazmak bugüne kısmetmiş ve bunların yazılması lazım.

Derviş Eroğlu rahatsızlığı

Derviş Eroğlu iç siyaseti ve parti içi operasyonları mükemmel yönetebilen bir politikacı. Bence kendine bir asistan tutup birçok şeyi kaleme dökmeli ve kitaplaşmalı. İnanın ders kitabı bile olabilir üniversitelere. Şaka yapmıyorum. Hemen son UBP kurultayına gidelim. Özgürgün'ün devrilmesi için üç aday sahneye çıkarıldı. Derviş beyin gönlünde yatan her zaman Ersin Tatar olmuştur; öyle tahmin ediyorum ki Ersin beyin hırçın olmaması ve sabırlı bir kişiliğe sahip olmasından kaynaklanıyor bu durum. Hani kabaca söz dinleyecek politikacıdır demek istemiyorum. Bu ayıp olur Ersin Beye karşı. Benim nazarımda yeri çok ayrıdır ve önemlidir. Ersin Bey tek kelimeyle benim dostumdur.

Ancak kurultay döneminde herkes bu yarışın Faiz Sucuoğlu ile Hüseyin Özgürgün arasında geçmesini beklerken tüm istihbaratlarımız Derviş Beyin Tatar'ı desteklediğini söylüyordu. Gerçek öyleydi de. Bir önceki kurultayda yaptığını yapmıştı Derviş Bey, adaylara mavi boncuk dağıtıp asıl mavi bocuğu yine Ersin Beye saklamıştı.

Haliyle kurultay bittiğinde ve Tatar bu yarışı kazandığında, Tatar'a bu yarışı Derviş Bey kazandırmış algısı yaratıldı hem de hızlıca. Ersin Beyin kendisi de bu durumdan son derece rahatsızdı.

Halbuki parti meclisinde Derviş Eroğlu'na olan anti patiyi anlamak için Hasan Taçoy ile Dursun Oğuz arasında gerçekleşen yarışın sonuçlarına bakmanız yeterli olur. En nihayetinde Taçoy'un da kendi bazası olduğunu unutmamak lazım.

Derviş Bey aslında parti içinde artık bir güç değil ama öyleymiş gibi gösteriliyor.

Burada tüm sorumluluğu ben Tatar'a bağlıyorum. Efendilik de bir yere kadar olmalı.

Derviş Beyin yanılmıyorsam Değirmenlikte yaptığı bir konuşma vardı önceki gün; "tecrübemden yararlanın" diyordu. Çok garipsedim. Perde gerisinde UBP'yi yöneten bir siyasetçi bunu nasıl söyler ki diye düşündüm.

Derviş Beyi çok eleştiren bir gazeteci olarak kendisini sevmediğimi düşünenler çoktur keza çok da saygı duyduğum birisidir. Siyasetini desteklemediğimi kaç kez ifade ettim.

Bu konuyu daha çok yazacağız ama şunu dipnot olarak söylemekte fayda görüyorum, Sayın Eroğlu'na karşı milletvekilleri arasında öyle bir kalkışma hazırlanıyor ki aklınız şaşar. Bunu yazın bir yana ve bu karşı sert tavırdan Ersin Bey de nasibini alabilir.

UBP içerisinde hızla öfke seli oluşuyor.

Özer kanlı rahatsızlığı… Görevden alınır mı?

Özer abi meslektaşımızdır. Pek bir hukukumuz yoktur, olması içinde öyle bir zemin hiç oluşmadı. Öyle tahmin ediyorum ki birçok gazetecinin böyle bir hukuk ortamı oluşmamıştır kendisine. Ancak büyüğümüzdür, mesleki abimizdir, asla saygısızlık da etmek istemem.

Ancak geçtiğimiz hafta UBP MYK'sında yaşananlardan sonra UBP MYK'sı yine MYK üyesi olan Kanlı'ya karşı net bir tavır aldı ve Ersin Tatar'a "ya görevden alırsın ya da MYK artık toplanmaz" uyarısını net bir şekilde yaptı.

Tatar bu konuda çok zor durumda, canı da hayli sıkkın. MYK'da çok sert bir kavga yaşandı ve "hırsızlar" kelimesi zikredildi. İddiaya göre ortam çok gerildi. Fazla detay da verecek değilim zira Kanlı ile bu konuyu konuşmadım, tek taraflı da yazmak istemem ama Kanlı'ya karşı tepki çok büyük onu biliyorum.

Tatar'ın da bu noktada düşünme aşamasında olduğunu düşünüyorum deyip bırakacağım…

Ne isterse olsun UBP Genel Başkanı Eroğlu olmuş olsaydı hiçbir MYK üyesi Eroğlu gibi bir genel başkanın önünde bağıramazdı, sesini yükseltemezdi. Ama Tatar'a bu saygısızlık MYK ortamında üyeler arasında yapıldı. Tatar da bu durumu sessizce izledi.

Tatar'ın bu konuda gerekli olan neyse onu yapması gerekiyor. Aksi takdirde otorite kuramaz.

UBP-HP koalisyonu meselesi… Heyecanlanmayın

Bildiğiniz gibi ben bu konuyu bir ay önce günlerce yazdım. Yazdım çünkü elimde net istihbaratlar vardı ve yazdıklarım da kimse tarafından yalanlanmadı. Birkaç gündür bu konu yeniden konuşuluyor ama net olarak şunu söylemem gerekir ki benim kaynaklarım susmuş durumda ve elimde herhangi bir istihbarat yok.

Yani Nisan ayında bu hükümet bozulur mu derseniz, pek emin değilim. İlerleyen aylarda bozulur mu derseniz, evet bozulur. Çünkü Mali protokol imzalanmadı ve imzalanması için iddiaya göre iki önemli maddede anlaşmazlık devam ediyor.

Asıl mesele HP'nin bu hükümetten nasıl çıkacağı ve ateşten gömleği nasıl giyeceğidir. Yarına başka bir yazım var ama pazartesine net bir yazı yazabilirim diye düşünüyorum.

Özellikle Maliye Bakanı Denktaş'ın topu elçiliğe atması bazı şeylerin kopma noktasına geldiğini hissettiriyor bana.

Hala konuşmak için çok erken ve şimdilik bir hükümet bozulması yok gibi…

**************

Günün Sözü

Ve… Bir gün herkes anlar, sevdiğinin kıymetini… Ama gidince, ama bitince, ama ölünce… Kısaca; iş işten geçince!

Anonim

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları