Türk - Rum çatışması çıkabilir...

Yayın Tarihi: 11/06/19 07:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Polisin ihmali, hırsızlık vakaları derken aslında hepimizin duyduğu fakat pek önemsemediği bir durum var. Yaklaşık bir haftadır hızla tırmanan ve sonuçlarını pek de kestiremediğimiz bir gerginlik yaşanıyor Akdeniz'de.

Amerika ve İsrail'den aldığı gazla "destekle" doğalgaz arayan Rum tarafı küçük boyuna bakmaksızın Fatih gemisi personeli ile ilgili tutuklama kararı çıkardı. Bu gerçek bir bilgi ya da güçlü bir iddia. Türk Dışişleri Bakanlığı "eğer doğruysa" diye açıklamaya yapmışsa güçlü bir iddia diyelim.

Böyle konular üzerine çok yazı yazmayı sevmem. Çünkü büyük devletler gündüz kavga eder gece aynı yatakta uyurlar. Bu nedenle yazacağınız her şey suya yazılmış bir yazı gibi kalır.

Ama uzun bir aradan sonra olası senaryoları kaleme almak istedim. Çünkü durum gerçekten kritik!

Adeta ateşle oynuyor Rumlar ve yazının başında da ifade ettiğim gibi; belki pek farkında değiliz ama çatışma çıkması an meselesi. Birçok kişi "savaş çıkabilir" diyecek noktaya gelmiş durumda.

Savaş çıkmaz çıkmasına ama bir çatışma çıkması çok yüksek olası. Çünkü denizde hızla yükselen bir gerginlik var ve bu gerginliğin ya gazı alınacak ya da patlayacak. En azından şimdilik patlayacak gibi duruyor.

S 300 füze krizini hatırlayın

Hatırlayın yıl 1997. Rum tarafı hiçbir gerekçe göstermeksizin Rusya'dan S 300 füzesi satın almış ve bu füzeleri Kıbrıs'a kurmak istemişti. Türkiye'nin açık bir şekilde 'Kıbrıs'a konuşlandırılırsa füze rampalarını vururum' açıklamasıyla ortam gerilmiş adeta Yunanistan ile Türkiye savaş noktasına gelmişti.

Amerika o dönemler Ankara'nın yanındaydı ve Atina ile Rum kesimine ciddi baskılar yapmıştı. Gelin görün ki şimdilerde Türkiye'ye karşı Rumları kışkırtan Amerika.

Neyse o yıllarda bir şekilde sulh yolu bulunmuş ve füzeler Girit adasında ta ki 2013 yılına kadar hangarların içerisinde kurulmadan bekletilmişti.

2013 yılında baş gösteren Rusya tehdidi üzerine, Yunanistan S 300 füzelerini kurmuştu.

Hatta hatta 2018 yılında başlayan Türkiye-ABD S 400 Füze krizini bahane gösteren bazı Rum çevreler, parasının Rum halkı tarafından ödenen S 300 füzelerinin Kıbrıs'a getirilmesi için etkili bir propaganda yapmışlardı.

Nato'nun başını çeken Amerika, İngiltere gibi ülkelerin Kıbrıs'ın güneyine Rus yapımı bir füze sisteminin kurulmasına razı gelmemeleri üzerine bu propaganda sonuçsuz kaldı. En nihayetinde Rus askerlerinin ve mühendislerinin İngiliz üslerinin hemen yanı başında düşman Rusya askerlerinin at koşturtacak olması haliyle batı dünyasını rahatsız etmişti.

Güney Kıbrıs, Nato üyesi değil… Dikkat…

Burada çok önemli bir nokta var. Öyle tahmin ediyorum ki gözden kaçıyor. Bunu biraz konuşalım istiyorum. Şu sıralar ABD ile flört eden Rum tarafı bildiğiniz gibi bir Nato ülkesi değil ama Türkiye, Nato'nun ikinci büyük ordusuna sahip kritik ve önemli bir üye.

Bu nedenle Akdeniz'de hızla yükselen Rum-Türk gerginliğinin çatışmaya dönmesi durumunda ABD, Rum tarafının yanında yer alamaz. Önemli bir müttefik olan Türkiye'yi hiçbir şekilde karşısına alamaz. Böylesine bir durum Nato'nun… Maddesine aykırı olacağı gibi Türkiye'yi tam anlamıyla Rusya'nın müttefiki durumuna sokar ki bunu Washington hiçbir şekilde arzulamaz.

Savaş çıkacak da Amerika Rumların yanında savaşa girecek anlamında söylemiyorum, duruş olarak yanında yer alamaz.

Zira bir Nato ülkesi olan Türkiye'ye yapılacak her hangi bir saldırıya tüm Nato üyesi ülkeler tepki koymak zorundadır. Aksi durumu Nato'nun itibarını zedeler ve çatlaklar oluşturur.

Hali hazırda Nato'da çatlaklar olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Yunanistan'ın savaş korkusu

Daha önce de kaleme aldım. Yunanistan Başbakanı Çipras, Akel Genel Sekreteri Kiprianu'ya Türkiye ile savaş durumunun oluşabileceği endişesini bizzat iletmiş ve "Nikos beni dinlemiyor, Rusya çok rahatsız, Türkiye ile savaşacak durumumuz yok ancak hızla oraya sürükleneceğiz bu adam yüzünden" dediğini bizzat ikinci ağızdan ben duydum. Bunu teyit de ettim.

Yunanistan ile Türkiye bildiğiniz gibi iki Nato ülkesi ve Yunanistan'ın Türkiye'ye yakın adaları var. Olası bir savaşta Yunanistan bu adaları kaybedeceğinden ciddi anlamda endişe ediyor. Bu nedenle hiçbir şekilde Türkiye ile sıcak bir çatışmaya girme yanlısı değil.

Dahası Yunanistan Başbakanı Çipras sosyalist bir siyasetçi olduğu için Moskova ile daha yakın ilişkilere sahip.

Nato üyesi Türkiye, AB üyesi Güney Kıbrıs

Aslında olaylar çok karışık olduğu gibi bir o kadar da basit. Şöyle ki; Türkiye sürekli savaş halinde olan güçlü bir ülke. Ekonomi önemli olduğu kadar askeri güç de önemli. Unutmayın Amerika bugünkü zenginliğini askeri gücüne borçlu. Ayrıca bir Nato üyesi. Bu nedenle batı dünyası Türkiye'yi pek sevmese de, Amerika şu sıralar hoşnut olmasa da Türkiye'den vazgeçmek gibi bir niyetleri yok, asla da olmayacak.

Öte yandan Rum tarafı bir AB ülkesi. Bu nedenle bir tür dokunulmazlığı var. Zaten Rum tarafı da bu zırhın altına saklanıyor ama bilinmesi gereken bir şey var ki savaş çanları çaldığı zaman daima taraflar büyük müttefikten yana tavır alır, almak zorundadır.

1974'te de böyle oldu, 1997'de de böyle oldu, bugün içinde aynı durum geçerlidir.

Mesele basittir. Türkiye'yi dışarda bırakarak petrol zenginliğini Amerika, İsrail-Rumlarla paylaşmak istiyor. Hatta Rumlara bu işten kalacak olan üzerinde birazcık et olan bir kemikten başka bir şey değil.

Türkiye de diyor ki "kavga çıkarırım hakkımı vereceksiniz"... Hakkını da alacak buna emin olabilirsiniz.

Zaten aksi düşünülemez, aksini düşünmek 2019 yılı içinde yanı başımızda Savaş çıkması demektir.

Asıl sıkıntı hızla oraya doğru gidiliyor olmasıdır…

***************

GÜNÜN SÖZÜ

"Biz aslında savaş için değil, barış için, yalnız Türklere değil, Rumlara da barış getirmek için Ada'ya gidiyoruz."

Bülent Ecevit

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları