Baybars etkin olamıyor...

Yayın Tarihi: 12/06/19 07:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

Ülkemizde yaşanan soygun, cinayet ve ciddi suçlardaki artışın ne yazık ki önü alınamıyor. Belli oldu ki bu konuları bir süreliğine zaman zaman işleyeceğiz. Ta ki Hükümet bu konuda önemli kararlar alabilsin ve uygulasın.

Örneğin Polisin sivil otoriteye bağlanması gibi. Bu konuyu daha geniş olarak işleyeceğim. Bu kadar yıllık gazeteciyim İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars'ı ancak televizyonda görebiliyorum. Programlarıma birkaç kez davet ettimse de programının yoğunluğu nedeniyle gelmedi.

Ağırlıklı olarak zaten HP'li vekil ve bakanların bana bir mesafesi var. Belki en çok ben eleştirdiğimden kaynaklanıyor olabilir. Demiyorum ki benimle temasları yok. En az partinin yarı seçilmişleri benimle üst düzey bir iletişime sahiptir ama diğer yarısıyla yolda bile karşılaşma durumumuz bile olmamıştır.

Ayşegül Hanımı her ne kadar tanımasam da, İçişleri Bakanı olarak birşeyler yapmaya çalıştığını görebiliyorum ama pek bir şey yapamadığını da görüyorum.

Örneğin Polisin, Sivil'e bağlanması konusunda ciddi bir talebi var. Bu konuyu kendisi Türkiye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile de görüşmüş ve olumlu yanıt almıştır diye duydum. Önemli ve sıkıntılı bir istek bu elbette ki. Hükümet, medya ve halk desteği kesinlikle şart bu konu için.

Ancak Bakan Baybars ne parti içi yeterli desteğe ne medya desteğine sahip değil ama bu demek değil ki bu destek sağlanamaz.

Bakanın ülke asayişinin sağlanması noktasında istekli ve çabalı olduğunu görmesem oldukça ağır bir yazı kaleme alırdım ve bunu sürdürürdüm ama Sn Bakanın istekli ve azimli olduğunu görüyorum, oldukça ciddi eksiklikleri olduğu için hızlı hareket edemiyor.

Onuncu madde meselesi

Her şeyi geçici Onuncu maddeye bağlamaya kalkarsak, ya da her şey Türkiye'nin kontrolünde deyip işin içinden çıkarsak, polis askere bağlı Hükümet ya da İçişleri Bakanı ne yapsın der ve bu işleri savsaklarsak o zaman bir Devletten bahsedemeyiz.

Hukuk devletimiz var diyorsak şayet, tüm eksik ve aksaklıklara karşın bir devletimiz var diyorsak başta İçişleri Bakanı Baybars olmak üzere, Başbakan Ersin Tatar'ın artık kolları sıvama zamanı çoktan geldi.

Zira bu ülke artık güvenli bir ülke olmaktan çıktı. Bu işler üç tane kamera takmakla çözülecek işler değil.

İçişleri Bakanı bunları bilmiyor mu?

Sırayla gidelim. Polisin ya da tüm güvenlik güçlerinin sivil otoriteden emir almaması ciddi bir sorun mudur? Bana sorarsanız bazı durumlar hariç hayır değildir. Bugün polis teşkilatının güçlendirilmesine Polis Genel Müdürü ya da KTBK engel midir? Elbette hayır.

Devam edelim. Yasalarla KKTC'ye gelen öğrenci ya da turistlerin giriş koşullarının ağırlaştırılması Hükümetin ya da daha doğrudan söyleyelim İçişleri Bakanının yetkileri arasında değil mi?

Her ne kadar tanınmamış bir devlet olsak dahi, birçok ülkeden daha iyi korunduğumuz yalan mıdır?

Her ne kadar bir Devlet olmanın vasıflarını tam olarak taşımasak da polisimiz ve ordumuz yok mudur?

Anlatmaya çalıştığım, bugün ülke de yaşanan asayiş sorunlarının temelinde polisin sivile bağlanması değil hükümetlerin duyarsızlığı ve İçişleri Bakanlarının arsa ve izin işlerine bakmanın ötesinde bir şey yapmaması yatıyor.

Hukuk devleti olduğumuzu kabul ederek yola çıkarsak, şu an ki hükümet ülkeye giriş çıkışları sertleştirecek önlemler alırsa, Polis teşkilatının bunu uygulamamak gibi bir lüksü olabilir mi?

Adınız gibi emin olun söz konusu bile değil.

Kimse bana güvenlik önlemi aldık demesin, gördük hırsızlar nasıl geze geze kaçıp gittiler.

İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars siyaseten yeni olduğu kadar daha yeni tecrübe kazanıyor ve seçilir seçilmez oldukça önemli bir bakanlığın başına getirildi. Elinde tabii ki bir sihirli değnek yok ama artık Baybars'ın daha hızlı ve daha önemli adımlar atması gerekiyor. Baybars'ı sadece bir sorun sonrası kameralar karşısında görebiliyoruz. İş yapması lazım, yapması lazım ki hem rüştünü ispatlasın hem de halk hükümete güven sağlasın.

Ortada çok ilginç bir tablo var. Gösterilmek istenen aynen şudur; "polis güvenliği sağlamaktan aciz". Hayır efendim polis güvenliği sağlamaktan aciz değil, memlekette güvenliği sağlayacak yeterli polis, doğru eğitilmiş polis ve teknik donanım yok.

Geri kalmış bir ülke de polis ne yapacak?

İçişleri Bakanına işini tarif etmek benim haddim değil, ancak tavsiyelerde bulunabilirim. Örneğin tüm gelişmiş ülkelerde artık mobese kamera takip sistemi var. Hızlı bir şekilde kalabalık şehirlerin ya da daha da sınırlayalım bunu, kalabalık caddelerin güvenliği kameralarla sağlanabilir. Düşünsenize başınızın üzerinde attığınız her adımı kaydeden birkaç yüz kamera olursa siz kolay kolay suç işleyemezsiniz. Bilirsiniz ki kameralar sizi kaydetmektedir ve suçu işler işlemez yakalanmanız an meselesidir. Geri kalmış ülke diyorum. Eğer bir ülke de suç işlendikten sonra polis dükkandükkan gezip mağaza sahiplerinin kamerasından suçluları bulabiliyorsa, bu suçların işlenmesinde birinci derece suçlu devletin kendisidir.

Devam edelim, hava ve kara liman giriş çıkışları. Ülke de ciddi anlamda muhaceret memuru sıkıntısı var. Güya istihdam yapılacakmış, peki bunun olması için bıçağın kemiğe dayanması mı lazım?

Havalimanlarındaki cihazlar kesinlikle gelişmiş değil, sahte pasaportu çoğu zaman tanımlayamıyor bile! Görevlinin şüpheleri üzerine sahte pasaportla giriş yapmaya çalışanlar yakalanıyor. Muhaceret memurunun önündeki cihazlar hızla yenilenmeli ve modernleşmeli.

Bunun da mı sorumlusu polis? Suçlu yine siyasi erk.

Güvenlik kamera sistemi yok, devriye yapacak polis yok, teknik olarak son derece geri kalmış bir işletim sistemi, memleket sorma gir hanı ama en önemlisi de polis içindeki çürük elmalar. Bunlar hızlıca ayıklanmalı. Bu durum son derece tehlikeli bir hal aldı artık.

Kimse Baybars'tan bir dokunuşla harikalar beklemiyor ama sanırım bir yıl içinde bu saydıklarımın hepsi yapılır ve işler hızla yoluna girerdi.

Bir ülke de suçlular korkmadan suç işleyebiliyorsa bunun sorumlusu polis mi yoksa ülkeyi yönetenler mi?

Hükümet olarak siz polise ne kadar imkan sunarsanız polis de o kadar iş yapar. Siz sunun tüm imkanları, yapın tüm yenilikleri, sonra polis işini ihmal ederse medya o polis teşkilatını yer bitirir.

Aynen bugün yaşanan ihmalde yiyip bitirdiği gibi.

Tanınmamış bir ülkeyiz ne yapalım, ambargo var ekonomimiz kötü deniliyor. Bunu diyerek başarısızlığımızı nasıl ki örtemeyiz, modern dünyanın uyguladığı güvenlik kurallarını uygulamaktan çok ama çok uzaktayız.

Artık ayağa kalkıp sesimizi yükselterek iş yapsak diyorum…

****************

Günün Sözü

Her siyasi parti, kendi yalanını yutarken ölür.

John Arbuthnot

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.