Hükümette kriz var...

Yayın Tarihi: 24/10/19 07:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde UBP'nin adayı Ersin Tatar olacaktı olmayacaktı tartışmaları sürerken bir yandan da hükümetin kendi içinde yaşadığı hem bir Özersay'ın adaylığı meselesi hem de İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars'ın Türkiye kökenli vatandaşları da kapsayan yeni vize tüzüğü meselesi hükümeti adeta bozulma noktasına getirdi.

Dün gün boyu hükümet bozuluyor dedikodusu yayıldı, biraz araştırmanın ardından Ayşegül Baybars'la ilgili ciddi sıkıntıların olduğunu ve buna bir de Tatar'ın adaylık meselesinin eklenmesi, Özersay'ın aday olup olmama durumunun tartışılması eklenince ortada patlamaya hazır bir hükümet ortamı yarattı.

Tatar'ın adaylığı kesin mi?

Bu sorunun cevabı son derece karışık. UBP içindeki otoriteler Başbakan Tatar'ın Cumhurbaşkanlığı adaylığının artık kesinleştiğini sadece açıklamak için diğer partilerin de adaylıklarını açıklamalarını beklediklerini ve tarih olarak da Kasım ayının ilk haftası ya da ortalarını bulabileceği söyleniyor.

Ancak öte yandan başka gelen bilgiler de var ve bu bilgiler güvenilir kaynaklardan geliyor.

Örneğin Ankara Hükümeti'nin Tatar'ın adaylığına yeşil ışık yaktığı gibi Türk Dışişlerinin bu konuda henüz olur vermediği ve netlik kazanmadığının da üzerinde duruluyor.

Tatar'ın geri adım atması halinde UBP'den başka bir ismin aday yapılabileceği bilgisi de var.

Özersay teklif de bulundu mu?

Bir başka teyit ettiğim bilgi ise Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay'ın, UBP'ye "Tatar aday olmasın Oğuzhan Hasipoğlu aday olsun, ben de aday olayım hangimiz ikinci tura kalırsak o desteklensin" teklifinin de gittiğini öğrendim.

Bu bilgi nettir, bunu size söyleyeyim ama UBP'nin bu teklife ne kadar sıcak baktığını bilemeyiz. Emin olduğum bir durum varsa o da Tatar'ın henüz net karar vermediği ama bu adaylık meselesine de artık ısındığı yönünde.

Hükümet bozulacak mı?

Geçtiğimiz gün Başbakan Ersin Tatarı Kıbrıs Postası'ndaki canlı yayınıma telefonla bağladığımda hükümette bir kriz olup olmadığını sordum.

Başbakan Tatar ilginç bir cevap verdi "'Ben hükümet krizi olmasını beklemiyorum. Biz uyumlu bir hükümet olduğumuzu söyledik. İki devletten bahsettik. 2020 protokol görüşmelerimiz var. Ekonomi yönetimi konusunda aldığımız kararlarımız var. Koalisyon ortakları tabii ki bulundukları durumu değerlendireceklerdir. Hassasiyetlerimiz de vardır. Hükümet hizmetleri farklı, Cumhurbaşkanlığı farklı. İkisini ayrı değerlendirmek lazımdır" demişti.

Ama hükümette kriz yoktur ya da olmayacaktır demedi, çünkü evet hükümette ciddi sıkıntılar var.

Bu bağlamda kolay kolay hükümetin bozulacağını sanmıyorum; en azından Türkiye hükümetin bozulmasına izin vermeyecektir. Bundan son derece eminim diyebilirim.

Ankara Baybars'tan rahatsız

Özellikle vize tüzüğü ile ilgili olarak Ankara Hükümeti'nin İçişleri Bakanı Baybars'tan son derece rahatsız olduğunu hatta bir süreden beridir de Başbakan Yardımcısı Kudret Özersay'a görevden alınması için baskı yaptığını duyuyorum. Özersay'ın bunu net bir dille reddettiği de bir başka bilgi.

Baybars ile Ankara Hükümetinin arasından esen soğuk rüzgârlar eğer dinmezse öyle tahmin ediyorum ki Halkın Partisi ya çok yakında hükümetten atılacak ya da bir operasyonla karşı karşıya gelecektir.

Bunu bir yana yazın günü geldiğinde yine konuşuruz.

Bir zamanlar Ankara'nın prensi olan Özersay'ın artık bu noktadan hızla uzaklaştığını tahmin ediyorum.

Ayşegül Hanım her ne kadar tüzükle ilgili olarak bir takım yumuşatmalar yaptı ve bir ek genelge yayınladıysa da ciddi bir sorun olmaya devam ediyor.

HP hükümetten çekilecek mi?

Bir başka bilgi ise Halkın Partisi'nin bu gece genişletilmiş bir parti meclisi toplantısı düzenleyeceği ve ana gündem maddesi olarak hem Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunu hem de hükümetten çekilme konusunu değerlendireceğini öğrendim.

Başbakan usandı

Bakınız bunu net olarak söylüyorum size; Başbakan Ersin Tatar, Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın da bulunduğu bir ortamda Halkın Partisi'nin tavırlarından ciddi anlamda usandığını ve Hükümeti bozabileceğini söylediğini çok güvenilir bir kaynaktan öğrendiğimi ifade edebilirim.

Özersay tehdit etmişti

"Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay dün Diyalog TV'de Aytuğ Türkkan'ın sorularını yanıtlarken, hükümet ortağı Ulusal Birlik Partisi Genel Bakanı Başbakan Ersin Tatar ile kendisinin Cumhurbaşkanlığı seçiminde rakip olması durumunda hükümetin devamının sıkıntıya gireceğini ifade etti. Özersay, hükümet etmekle ilgili bir taahhüt ortaya koyduklarını ancak girilecek bir yarışın hükümet etmek ya da konan ilkelerin tersine hareket etmeyi gerektirmesi durumunda hükümetin devam etmemesinin daha hayırlı olacağını ifade etti. http://www.kibrispostasi.com/c35-KIBRIS_HABERLERI/n299404-ikimiz-de-aday-olursak-hukumet-bozulur-10102019

Peki, nedir bunun Türkçesi? "Ya beni UBP-HP Hükümeti olarak aday yaparsınız ya da bu hükümeti bozarım"…

Evet, işte tam da Türkçesi budur. Şimdi buraya daha net bakmak lazım. Ersin Tatar aday olursa mı hükümeti bozar yoksa UBP aday gösterirse mi hükümeti bozar?

UBP ellerini yıkayıp bu işten çıkabilir

Başbakan Tatar geçtiğimiz gün bana canlı yayında yapmış olduğu değerlendirmelerde hem adaylığı hem de genel sorumlulukları çerçevesinde önemli açıklamalarda bulunmuştu.

Tatar "Partiye olan sorumluluklarımız var"

Başbakan Ersin Tatar Cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili net açıklama konusunda Kasım ayını işaret ederken parti yetkili organları ve parti tabanından gelen sese kulak vereceğini de söylemişti. KKTC'nin kendi dinamikleri içerisinde samimi, kolay ulaşılabilen, herkesin sevdiği, sıcak bulduğu bir lideri bulursa seçeceğine dikkat çeken Tatar: "Partiye karşı sorumluluklarımız vardır. Ben nihayetinde UBP'nin Genel Başkanıyım parti tabanım, kanaat önderlerimiz, partinin önde gelen isimlerini dinleyeceğiz. Enine boyuna düşünüp karar vereceğimiz bir süreçtir. Kasım ayında netleşecek bir süreçtir. Şu an kesin ve net bir şey söyleyemem. Partime kulak vereceğim" dedi.

Kendi devletimize sahip çıkmak zorundayız...

Başbakan Tatar, Kıbrıs konusunda da gelinen süreci değerlendirdiği açıklamasında Kıbrıs'ta 1960 öncesine dönülmenin mümkün olmadığı gibi Annan Planı ve Crans Montana sonrası yaşanan gelişmeler ışığında çözüm yönünde bir umut taşımadığını söyleyerek "Kendi devletimize sahip çıkmalıyız. Yaşanan bir takım gelişmeler vardır. Doğu Akdeniz'de bir mücadele ve Türkiye'nin hassasiyetleri vardır. Oralarda daha güçlü olmak gerekmektedir" dedi.

**************

Günün Sözü

Sen dedi; intihar gibisin. Hem herkes tarafından bir kez düşünülen hem de cesaret edilemeyen.

Cemal Süreya

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları