Kimler uyuşturucu kullanmıyor? El kaldırsın!

Yayın Tarihi: 13/11/19 07:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+
Kim ne derse desin uyuşturucu vakalarının ve psikolojik sorunu olan insanların tedavinde Prof Dr Mehmet Çakıcı tek kelimeyle bir markadır.

Pembe Köşk uzun bir aradan sonra yeniden hayat buldu ve ciddi anlamda madde bağımlılarının tedavisinde aktif bir rol üstlenecek. Başbakan Ersin Tatar ile Sağlık Bakanı Ali Pilli de, Devleti temsilen ellerini, taşın altına koydular ve özellikle uyuşturucu bağımlılarının tedavisinde maddi olarak ciddi destek verecekler.

Bu konuyu dün Kıbrıs Postasında Doç Dr Hüda Hüdaverdi ile uzun uzadıya konuştuk. Bu konuyla daha geniş bir yazıyı pembe Köşk'ü yerinde ziyaret ettikten sonra kaleme alacağım ama şunu söyleyebilirim ki uyuşturucuya darbe vurma konusunda son derece nemli bir adım atıldı.

DEVLET NEDEN BİR ŞEY YAPAMIYOR?

Hükümet yeni yeni bu işe bir el attı ama uyuşturucuyla mücadele konusunda her nedense devlet bir bütün olarak hep hantal kalmıştır. Bir çocuğa ya da bir gence sigaranın da zararlarını anlatırsınız, alkolün de zararlarını anlatırsınız ama zararlı olduğunu bile bile kullanır yine de. Ben adım gibi eminim ki her baba ve anne evladını böyle bir çirkefin içinde görmek istemez ve bunun olmaması için de uğraşır. Ama kimse 24 saat çocuğunun peşinde olamaz ve gençlerin edineceği kötü çevreler bir şekilde o gençleri bu illetin içine çeker.

Polis teşkilatı mümkün mertebe uyuşturucu satışını ya da kullanımını engellemeye çalışıyor ama tabii ki bir yere kadar zira polis teşkilatından da zaman zaman bazı polislerin bu işlere girdiğine tanık olunuyor. Zaman zaman tutuklamalar oluyor ve böylece öğreniyoruz neler olup bittiğini.

Kimlerin kimlerin çocukları yakalanmıyor ki? Burada ilginç olan iki nokta var.

Birincisi şu ki; bu kadar küçük bir ülkede polis neden kullananları yakalayabiliyor ama asıl satıcıları yakalayamıyor? Bakın bu soruyu ben değil herkes soruyor ve yanıtını da veriyor…

İkincisi de; neden devletin adam akıllı bir politikası yok? Öyle ama. Devletin hiçbir zaman uyuşturucu kullanımını engellemek için ciddi bir çabası olmadı.

PEKİ NEDEN?

Bu sorunun cevabını tabii ki bu ülkeyi yönetenler verecek. Devlet bu işe ağırlığını koymadığı sürece bugün komşunun çocuğu yarın da bu ülkeyi yönetenlerin çocuğu yakalanacak.

KAZALARDA ARTIK UYUŞTURUCUYA DA BAKILMALI

Dr. Avcı ile kazaların neden sürekli olduğunu ve bunun önüne geçilemediğini konuşmuştuk. Avcı "Bir kazanın oluş biçimiyle birlikte ardında yatan asıl nedeni de konuşmamız gerekiyor. Neden oldu sorusunun cevabı son derece önemli; yani bu kazanın olmasında yatan asıl etkenler neler. Bunların devlet tarafından ciddi şekilde araştırılması gerekiyor. Acaba alkol mü yoksa uyuşturucu mu, eğitimsizlik mi? Öfke mi? Bu sorular son derece önemli sorular. Bu ülkede gerek alkol gerekse uyuşturucunun ne kadar yaygın kullanıldığını biliyoruz. Kazaları sadece yasalarla ya da kurallarla durduramazsınız, oluş nedenlerini araştırmalı ve tedbir almanız gerekir. Bu da hükümetlerin en önemli görevidir" demişti.

Ne kadar da doğru konuştu. Küçük bir ülke. Biz de bırakın denetim, yasa ya da kuralların uygulanması ne yazık ki trafik kazalarının önlenmesinde devlet son derece yetersiz kalıyor. Trafik kazalarını önleme derneği gibi sivil kuruluşların yapacağı işler de bir yere kadardır zira ne hükümettir böyle kurumlar ne de devlet.

GENÇLER NEDEN UYUŞTURUCU KULLANIYOR PEKİ?

Neden gençler uyuşturucu sorusunu soralım ve yanıt bulmaya çalışalım. Bu aslında insanlar neden süratli araba kullanır sorusunun cevabıyla eş değer. Daha doğrusu bunun bir tane cevabı yok. Bir kere zengin ve mutsuz bir aile yaşantısı olan gençler uyuşturucu kullanır. Zengin ve paranın bolluğundan pusulayı kaybetmiş gençler de uyuşturucu kullanır. Mutsuz ve fakir gençler de uyuşturucu kullanır ama satıcı olarak kullanılırlar tahminimce. Neticede uyuşturucu işi pahalı bir olay. Bir gencin bunu alabilmesi için parası olması lazım.

Özellikle mutsuz olan gençler arasında Hint kenevirinden öte bonzai türü uyuşturucu madde kullanımı son derece popüler oldu ve bunun yaşı 16'lara kadar düştü. İnanılmaz bir artış bu, birçok genç neredeyse Hint kenevirini deniyor, serbest olmasını dahi savunanlar var, bu yetmezmiş gibi bonzai hortladı ve kontrolsüz bir şekilde büyüyor.

Gelin görün ki devletin bu yönde de bir politikası yok.

Eee peki ne olacak? Cevabı çok basit öleceğiz dostlar. Birçok eve giren bonzai gibi uyuşturucu kullanımının da ardında gençlerin kapıldığı içinden çıkılmaz depresyon ve aşırı mutsuzluk sendromu geliyor.

Kimse kusura bakmasın ama birinci görev ailelere düşüyor, kendi çocuklarına bu konularda pür dikkat kesilmesi gereken öncelikli olarak aileler.

Peki aileler ne yapıyor, baba bir film anne bir film birçok ailede, kimse kırılmasın ama ne yazık ki aileler artık dağıldı, birbirlerine kenetlenemiyorlar ve herkes kendi hayatını yaşıyor.

Kimisi alem olsun diye deneyerek başlar kullanmaya, kimisi mutsuzdur, canı sıkkındır, amaçsız bir hayat sürer ve kullanmaya başlar. Neticede kendisine bir sebep bulur ve kullanır ve müptelası olur.

Kırmızı ışıkta geçen bir gençle uyuşturucuyu deneyen genç arasında çok bir fark var mıdır acaba?

Ya da umursuzca sürat yapan bir gençle uyuşturucu kullanan bir genç arasında fark var mıdır?

Her ikisi de hatayı bilerek işliyor. Her ikisi de yaptığı hatadan bir gün öleceğini ve ailesini perişan edeceğini bilerek yapıyor; peki neden?

Neden bu insanlar bu girdaba giriyor ve ölmeyi tercih ediyor ve neden devlet ve polis bunu önleyemiyor?

Bu soruların bir cevabı var ve bu cevap değişmediği sürece gençler zehirlenmeye ve ölmeye devam edecek. Ne yazdığımız yazılar ne yapılan bilgilendirmeler ne verilen eğitimler işe yarayacak.

Bakınız beyler. Bir ülkede kimse devleti yenemez, devlet istemediği sürece.

**************

Günün Sözü

Aslında kadın; erkeğin beğenen bakışlarından çok, hemcinsinin kıskançlık dolu bakışlarını görünce, güzel olduğundan emin olur.

Pablo Neruda

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları