Hesabı Akıncı’ya yazın...

Yayın Tarihi: 25/11/19 07:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

Berlin’de bugün önemli bir zirve gerçekleşiyor. Öyle anlıyorum ki hem Cumhurbaşkanı Akıncı’nın hem de Rum Lider Anastasiades’in böyle bir zirveye ihtiyaçları vardı. Burada işin kötü tarafı, tarafların isteklerinin, sıkıntılarının ve beklentilerinin farklı oluşu.

Açıkçası hiç ama hiç umudum yok. Bunun sebepleri var; anlattığımda sizlerde anlayacaksınız. Yabancı şehirlerin ortasında parklar, bu parkların bazılarında oldukça küçük yapay göller bulunur. Bu göllerin içinde onlarca kayık vardır ve gerek yerli halk gerekse turistler oldukça güzel süslenmiş yemyeşil parkın ortasındaki bu yapay gölün kıyısında sevgilileriyle birlikte kayık gezintisi yaparlar.

Manzara çoğu zaman güzeldir ama bir süre sonra bu kayık gezintisi hem yorucu hem de sıkıcı hale gelir. Çünkü kayığın küreklerini hep bir taraf çeker durur. Manzara güzel olmasına güzeldir ama bir vakitten sonra tek taraflı çekilen bu kayık da manzara da bir tarafa sıkıcı gelmeye başlar ve bir süre sonra kürekleri çeken taraf artık çıkalım mı der ve çıkılır.

İşte Kıbrıs müzakerelerini ben aynı buna benzetiyorum. Bu süreçte ne yazık ki manzaranın tadını çıkaran Rum Lider Nikos olurken tek taraflı yorulan Cumhurbaşkanı Akıncı olmuştur.

Çiftler bu kayık gezintisinden sonra en yakın restoranda soluğu alır ve bir yemek yerler. Küreği çekeni erkek manzarayı seyredeni de kız olarak betimlersek, yemeğin hesabını da az önce kürekleri çekip yorulan erkek tarafı öder. Kız tarafı göl manzarasının tadını çıkardıktan sonra bir de istediği yemeği beleşe yemenin tadını çıkarır.

Sonra da derler ki kadın ile erkek eşittir. Sadece bu basit örnekten kadın ve erkeğin eşit olmadığını anlayabilirsiniz.

İşte Berlin de gerçekleşen toplantı da hesabı ödeyecek olan da Cumhurbaşkanı Akıncı’dır kürekleri çeken de Akıncı’dır. Her şeyin tadını çıkarmak, uluslararası arena da arkası sıvazlanan da Rum tarafıdır.

Bu da yetmezmiş gibi Akıncı’yı hem kendi halkından hem Türkiye’den fırçalamaya çalışanların sayısı da çoktur.

İşte dostlarım bugün Berlin de gerçekleşecek olanın adını ister zirve ister yemek koyun karşılığı bu anlattığım hikâyedeki gibidir.

Yol aynı dünyalar farklıdır

İlişkileri zorla yürüyen bir evlilik düşünün. Çiftler geçinemese de ayrılmak istemezler. Her iki tarafın kendine göre haklı nedenleri vardır bu evliliği bitirmemek için. Aynı arabada aynı yere birlikte giderler, aynı masada birlikte yemek yerler ama her ikisinin de aklında başka şeyler gezer durur.

Yine yazımıza bu örnekle devam edelim. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı dört kusur yıl önce seçime giderken Kıbrıs Türk halkına çözüm sözü vermiştir. Bu yönde de uğraşmıştır. Kimse bunu inkâr edemez. Elbette ki hataları olmuştur ama defalarca kez Anastasiades tarafından aldatılsa da yine çözüm için uğraşmıştır. Çözüme çok yaklaşılsa da çözüm gerçekleşmemiştir ve gerçekleşmeyecektir de aynı zamanda.

Diğer taraftan Anastasides hep tribünlere oynamayı tercih etmiştir. Türkiye’nin Crans Montana’da inanılmaz tavizler vermesine karşın çözüm yapmaya yaklaşmamış ve bundan kaçmıştır.

Adeta alay etmiştir tüm ortak devletlerle; hatta bu da yetmezmiş gibi dönemim Yunanistan Dışişleri Bakanı Kocias’la birlikte bir olup yine dönemin Yunan Başbakanı Çipras’ı tehdit de etmiştir.

Bugün Berlin de belki bir zirve gerçekleşiyor ama Rum tarafının duruşu değişmemiştir. Anastasiades Berlin’e çözümden kaçmadığını bir çözüm istediğini göstermek için giderken, Akıncı da halen çözüm için uğraştığını göstermek için gitmiştir.

Her iki taraf da bu çabanın beyhude bir çaba olduğunu bilmekle birlikte bu rolü oynamak zorunda olduklarının farkındadırlar.

Ankara çözümü zorladı ve olmayacağını anladı

Türkiye’nin çözüm konusundaki açıklamalarından birçoğumuz rahatsız oluyoruz. Özellikle Türk Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu’nun iş ola müzakere için masaya oturulmaması yönündeki çağrılarını okuduğumuzda birçoğumuzun canı sıkılıyor ve Türkiye’nin çözüm istemediğini düşünüyoruz.

Gelinen durum aynen böyledir ama Türkiye son derece haklıdır. Kırılma noktası Crans Montana zirvesidir ve bu zirvede gerçekten Türkiye inanılmaz açılımlar yapmış, bugüne kadar kabul etmediği birçok şeyi kabul etmiştir. Sırf çözüm olsun diye bunu yapmıştır. Rum Lider Anastasiades adeta Türkiye ile dalga geçince de Türkiye’nin tası atmış ve ben senin adamın değilim diyerek noktayı koymuş ve bu işin içinden ellerini yıkayıp geri çekilmiştir. Bu süreci çok iyi takip eden biri olarak Türkiye’nin duruşunu sonuna kadar destekliyorum. Bir açıdan Ankara hükümetinin tavırları Akıncı karşıtlığı gibi görünse de ki bir parça öyledir aslında Türkiye’nin tavrı samimiyetsiz ve yalancı olan Rum tarafınadır. Cumhurbaşkanı Akıncı ısrarla çözümü zorladığı içinde Akıncı’ya sitem etmektedirler.

Şunu da yeri gelmişken söylemek lazım. Her ne olursa olsun Cumhurbaşkanı Akıncı’nın da çözüm çabasını destekliyorum ve desteklemek lazımdır. Çünkü iki ayrı devlet ya da şöyle çözüm böyle çözüm gibi unsurlar mümkün değildir. Mümkün olmamasının sebebi de Akıncı’nın bu çözüm şekillerine karşı olması değil, Rum tarafının federasyon dışında bir çözümü istememesidir. Aslında Rumlar üniter devlet dışında hiçbir çözümü istemiyorlar.

Artık Rum halkının bölünmüş bir Kıbrıs, iki devletli bir Kıbrıs istediği söylemlerine de kanmayın. Rumların gündeminde çözüm olmadığı için herhangi bir şey de istememektedirler.

Berlin kısa bir zirve ve bu zirvenin ardından ne yazık ki Berlin’in faturası yani hesabı yine Akıncı’ya yazılacak.

Ne diyeyim…

*******************

Günün Sözü

Ben hiç böylesini görmemiştim, vurdun kanıma girdin, itirazım var.

Attila İlhan

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları