Zirveden sadece Akıncı mutlu

Yayın Tarihi: 27/11/19 07:00
okuma süresi: 10 dak.
A- A A+

Berlin zirvesini hep birlikte izledik. Açık konuşmak gerekirse ben bu işten bir şey anlamadım. Yani anladım da anlamadım. En azından ben ne anladığımı kaleme alayım. Cumhurbaşkanı Akıncı’nın açıklamalarını izledim dinledim ve çok yadırgadım ve bir o kadar da tuhaf geldi bana. Birazdan buna değiniriz. İlk önce Berlin zirvesi neden yapıldı ona bir bakmak lazım. Yazının başında hemen belirtmek isterim ki Cumhurbaşkanı Akıncı’nın Kıbrıs’ta kalıcı bir çözüm bulunması için çalışmalarını ve çabasını takdir ediyorum ve destekliyorum. Ancak bu zirve sanki de Akıncı, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olabilsin ve elinde seçim malzemesi yapabilsin diye yapılmış bir zirve gibi algıladım ben. Cumhurbaşkanı bu zirveden mutlu ayrıldığını söyledi. Şimdi şu açıdan bakarsanız; iki yıldır taraflar arasında kayda değer bir buluşma ve yakınlaşma olmadı. Yine Akıncı’nın çabaları doğrultusunda BM Genel Sekreteri Guterres bu zirveyi yaptı ve tarafları davet ederek yemek yedi, konuştu. Guterres oldukça temkinli bir Genel Sekreter. Hele hele Crans Montana sonrasında Rum Lider Anastasaides’in isteksiz olduğunu ve çözümle ilgili çabaların aslında havanda su dövmekten başka bir şeye yaramadığını net görmüş birisi. Bu nedenle “Ciddi değilseniz beni ne arayın ne uğraştırın” noktasında. Öyle anlıyoruz ki Lute gerçekten ev ödevini iyi yapmamış olacak ki iki yılın ardından Genel Sekreter “Gelin bakalım bir nedir son durumunuz” diye buluşma ihtiyacı hissetti.

Emin olun bu davetin yapılmasında Cumhurbaşkanının çabası olmuştur.

Anastasiadis zirveyi anında itibarsızlaştırdı

Şimdi Cumhurbaşkanı Akıncı kendisi mutlu olabilir ama onun dışında bu zirveden mutlu olan tek bir kişi yok. Çünkü yazının başlığında yazdığım gibi bu zirve sadece Akıncı’ya yarayacak. Rum lider zirve biter bitmez çok çirkin bir açıklama yaparak; Türkiye’nin yasal olmayan doğal gaz aramalarını durdurmaması halinde görüşmelerin başlamayacağını açıkladı. Bunun gerçekleşmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Bunu Nikos da biliyor ve zirveyi berhava etmek için bu açıklamayı yaptı. Bu açıklamasıyla Anastasiadis bir kez daha çözüm istemediğini ve samimi olmadığını herkese göstermiş oldu. Taraflar ya da Guterres her ne kadar bu sefer farklı olacak dediyse de farklı olacak olan nedir biri bize anlatsın. Eğer farklı olacak denilirken son bir kez daha denenecek ve bu deneme sonrasında yani beşli konferans olur da gerçekleşirse ki bu oldukça zor görünüyor ya federal çözüm gerçekleşecek ya da bu iş kopacak. Aslında bu sefer farklı olacak derken anlatılmak istenen bu.

Türkiye bu zirveyi destekliyor mu?

Bir başka önemli konu da bu başlık. Berlin zirvesini Ankara Hükümeti desteklemiyor diye biliyoruz. Elbette Cumhurbaşkanı bu görüşmeye giderken Türk Dışişleri ile istişare etmiştir ama Ankara’nın samimi olmayan görüşmelere bakış açısı zaten belli. İşte bu nedenle beşli konferansın gerçekleşmesi öyle kolay olmayacak. Daha zirvenin hemen ardından Türkiye doğalgaz araştırmalarını durdursun diyen bir Rum liderle siz nasıl ve ne şekilde beşli konferans yapacaksınız?

Bildiğim kadarıyla beşli konferansın hazır hale gelmesi için her iki taraf da bu süreçte bir görüşme ve hazırlık yapmayacak.  Bu süreci Guterres’in götüreceği açıklandı ama bu nasıl olacak o da ayrı bir konu.

Yani bir diğer deyişle çözüm isteyen bir yurttaş olarak Berlin zirvesinin iş ola yapıldığını söylemek zorundayım.

Akıncı’nın açıklaması tuhaf!

Cumhurbaşkanının beşli konferans için zaman vermemesinin yanı sıra Yunanistan’da hükümet yeni kuruldu, İngiltere’de yakında seçim var Nisan’da bizim seçimimiz var, Türkiye’de pozisyonlar belli olacak gibi bir açıklama yapması çok kapalı ve açıklamaya muhtaç bir açıklama oldu. Bu işleri seçimler etkilemez bir kere, hükümetlerin yeni kurulması da etkilemez. Tarafların ve garantör devletlerin Kıbrıs konusuyla ilgilenen ayrı birimleri vardır. Ama Cumhurbaşkanı üç garantörün ve iki tarafın hazır olmadığına kanaat getirdi. Bunu neye göre yaptı bilemeyiz ama buradan bakıldığında “Beşli konferans için zaten beş taraf da şu ya da bu nedenden dolayı hazır değil, biz de bakalım Cumhurbaşkanlığı seçiminde bu zirveyi de kullanırız” tarzında bir açıklama yapması hiç şık durmadı.

Dediğim gibi Akıncı mutlu ama ne Rum tarafı ne Türkiye bu zirveden memnun değil. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Akıncı’nın artık çözüme yakınız tarzında bir seçim malzemesi artık elinde mevcut. Bakalım ne kadar işe yarayacak.

Bence olmamış ama onu söyleyeyim.

 

****************

Anıtkabir’in yanı başına Kıbrıs Anıtı Projesi

Kıbrıs Barış Harekâtına teğmen rütbesiyle katılan ve önemli bir mücadele veren Emekli Albay Ali İhsan Gürcan’ı artık hepimiz yakinen tanıyoruz. Ali İhsan Albay her 20 Temmuz ve 15 Kasım kutlamalarında ülkemize gelerek kutlamalara katılıyor, çeşitli TV Programlarına çıkıyor ve önemli ziyaretlerde bulunuyor. En az bizim kadar Kıbrıslı ve bu ülkeye aşık. Ali İhsan Albay gibi Kıbrıs Türk halkının özgürlük mücadelesinde kader birlikteliği yapmış insanlara bir gazeteci olarak her zaman bir vefa borcum olduğunu hissetmişimdir. Bu devletin vatan olabilmesi için bu insanlar ailelerini arkada bırakarak canlarını ortaya koymuş insanlardır. Emekli Albay Gürcan 15 Kasım KKTC’nin kuruluş yıldönümünün ardından ülkemize geldi ve her yıl yaptığı gibi heyecanla beni ziyaret etti. Oldukça heyecanlıydı zira ajandasına bu sefer birçok kişinin aklına gelmeyen bir projeyi koymuştu. Ankara’daki Anıtkabir’in daha ilerisinde bulunan bir araziye Kıbrıs Şehitleri Anıtı yapılmasını ve Kıbrıs Türk Özgürlük Mücadelesinin sergilenmesini ve asla unutulmamasını istiyor. Bunu bir proje haline getiren Gürcan, KKTC’ye gelir gelmez Başbakan Ersin Tatar başta olmak üzere bazı üst düzey devlet yöneticilerini ve bazı zengin işadamlarını ziyaret ederek projesini anlattı. Proje maliyeti yaklaşık beş milyon lira. Gelin görün ki görüştüğü her devlet görevlisi ve her zengin işadamı projeyi mükemmel bulmasına karşın parasızlıktan yakındı bu Kıbrıs kahramanına.

Ama aldığı olumsuz cevaplara karşın yılmayan Gürcan Albay soluğu Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın yanında aldığı ve aynı projeyi ona da sundu. Mansur Yavaş projeyi son derece olumlu buldu ve inceleyip değerlendirmek için teslim aldı.

Bizim ülkemizde adettir; kendi geçmişine ve tarihine sahip çıkmamak. Dr. Fazıl Küçük anıtının akıbeti ortada, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın henüz anıt mezarı dahi bitmedi. Bunu yapmayan KKTC Yönetimi ve hayırsever geçinen zenginler, Ankara’da bir Kıbrıs Savaşı Anıtı mı yapılmasına destek çıkacaktı.

Bu işleri yine yapacaksa Türkiye’deki Türk dostlarımız yapacak. Ne yazık ki savaşmayan hiçbir asker ya da gerçek anlamda milliyetçi olmayan kimsenin geçmişi, tarihi pek de umurunda olmuyor.

Umarım hem Türkiye Cumhurbaşkanı Fuat Oktay, hem Kıbrıs sevdalısı olan Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kıbrıs Savaşı kahramanı Emekli Albay Ali İhsan Gürel’e destek verir ve bu projeyi hayata geçirir. Bir gazeteci olarak Gürcan almaya bir nebze olsun yardım etmek ve sesinin duyurulmasına vesile olmak için bu çağrıyı yapıyorum bende.

***************

Günün Sözü

Kadını güzel yapan Tanrı sevimli yapan ise şeytandır.

VICTOR HUGO

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları