Onlar sadece konu mankeni…

Dünya engelliler günüydü dün. Bizim ülke de birşeyin günü oldu mu klişe şeyler hemen yerine getirilir. İlgili bakan bir de başbakan hemen ilgili günle ilgili olan insanlarla buluşur ve bir fotoğraf çektirir. Sonra bu fotoğraf yayınlanır tüm basına. Bakın bu fotoğraflara. Karenin ortasında gülen bir bakan ve bakanlık görevlileri vardır, onun dışında ne olup bittiğinden başka kimsenin haberi yoktur.

Örneğin dün engelliler günüydü değil mi, fotoğraflarda siyasiler dışındaki herkes yani engelli kardeşlerimiz konu mankeniydi. Bunu Bakan Sucuoğlu’nu ya da ekibi eleştirmek için yazmıyorum. Her Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanı bunu yapıyor.

Bilmiyorum acaba yapacak başka birşeyleri yok mudur ?Yok mudur derken gerçekten sınırlı mıdır bakanlığın yapacağı işler onu kastediyorum.

İnanın ki bana üzülüyorum.

Dünya otistikler günü de öyle yaşlılar haftası da öyle. Klişe bir fotoğraf ve ertesi gün başka bir gündem. Örneğin bugün artık başka bir gündem vardır. Engelliler, otistikler, yaşlılar kendi yalnız dünyalarına geri dönmüşlerdir.

Bilemedim..bu bir yazgı mı ?kim bilir belki de yazgıdır.

Açıkçası engelli, otistik çocukları görünce beni ağlama buluyor, çok üzülüyorum, üzülüyorum ve siyasileri eleştirirken bir gazeteci olarak onlar için sen ne yaptın ki diye soruyorum kendi kendime. Aslında koca bir hiç.

Belki her şeyi devletten beklememek lazım ama unutmayın devlet anadır babadır, himaye edendir.

Neyse ki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faiz Sucuoğlu hem duygusaldır hem yufka gönüllüdür umarım ihtiyaçlı insanlarımız için daha fazlasını yapar.

“DERİN BİR NEFES ALIN, EĞER VEREMEMİŞSENİZ ÖLDÜNÜZ DEMEKTİR”.

Son günlerde kısmi olarak elektrik kesintileri yeniden başladı. Kıbrıs deyince insanın aklına ya sıcaktan ya da kuru soğuktan başka hiçbir şey gelmiyor.

Yaşamı elektriğe bağlı insan sayısı bu ülkede her geçen gün artıyor. Birçok engelli ya da Solunum yetmezliği rahatsızlığı yaşayan vatandaşlarımızın sayısı artış gösteriyor ki ben bunu çokça işitiyorum artık. Son günlerde yaşanan elektrik kesintileri muhtemelen aşırı yüklenmeden kaynaklanıyor. Havaların bir anda soğuması sonrasında herkes ister istemez klimalara asılıyor. Elektrik de çekmiyor ne yazık ki. Ne yazık ki diyorum çünkü hala aşamadık bu ülkede önemli olan birçok şeyin yolunda gitmemesine.

Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy’u eleştiri yağmuruna tutsam boşuna. Bu iş vizyon ile kapasite meselesi. Bu kadar yapılabiliyorsa bu kadar yapılabiliyor. Yazının başında da ifade ettiğim gibi oksijen makinesine bağlı yaşamlar var bu ülkede. Elektrik makinesi durdu mu; yaşamsal panik de başlayıveriyor.

Elektrik bu ülkenin olmazsa olmazı. Kesilmemesi için BakanTaçoyelinden geleni yapmalı. Biliyorum KIBTEK, ya da yönetim kurulu ya da bakanlık bazı şeylerin başı kıçı kaçtı, davul başkasında tokmak başkasında ama alınganlık göstereceğinize şu cümleyi iyi okuyun “DERİN BİR NEFES ALIN, EĞER VEREMEMİŞSENİZ ÖLDÜNÜZ DEMEKTİR”. Elektrik kesilince Solunum yetmezliği yaşayanlar böyle oluyor işte.

Bilmem anlatabildim mi?

**************

SUÇ CENNETİ VE BİR HATIRLATMA

Dünya engelliler günü dolayısıyla önceki gece meydana gelen ve ülke genelinde infial yaratan yaşlı kuyumcu kadının darp olayı bana yeniden bir istatistik yayınlama ihtiyacı hissettirdi. Bu istatistikler KKTC’nin nasıl bir kabusun içinde olduğunu net olarak bir daha ortaya koyuyor. Daha geniş bir yazı kaleme alacağız.

2018 yılında tam bir cinayet furyası esti memlekette. Ülkemizde geçen yıl 9 kişi öldürüldü,  2017 yılında ise 8 kişi öldürüldü. Bu yılı da hesaba katarsak toplam sayı 18 yapıyor. Son iki yılda  22 kişiye karşı da katle teşebbüste bulunuldu. Yine son iki yılda  261 kişi yaralanırken, 3750 kişi fiziki saldırıya uğradı. Şimdi bana biri söyleyebilir mi acaba burası neresi ? Yani KKTC’yi hangi ülkeyle kıyaslayalım acaba ?

Diyebilirsiniz ki her ülke de bu tür olaylar olur; ama hiçbir ülke KKTC gibi küçük nüfusa sahip değil. 190 bin seçmen var. Bu ülkenin taş patlasın nüfusu 350 bin olsun. Hadi diyelim 400 bin.

Olayın vahametini anlatmak için tabloya bir de şöyle bakın derim;   KKTC’de ayda yaklaşık olarak 1,5 kişi ya  öldürülüyor ya da katledilmekle karşı karşıya geliyor, ayda 10,75 kişi yaralanıyor,  her Allah’ın günü en az beş insan  fiziki saldırıya uğruyor.

Benim evime hırsız girmez demeyin; örneğin 2018 yılında  325 ev veya binada hırsızlık yapıldı, diğer hırsızlık suçlarının sayısı 1479 olarak kayıtlara geçti. 254 dolandırıcılık suçu işlenirken, 606 da mala hasar suçu var.

Düşünebiliyor musunuz bir yıl içinde yaklaşık olarak 1800 kişi hırsızlık mağduriyeti yaşadı. Bu rakamı bir yıla böldüğünüzde yaklaşık olarak her gün beş kişinin evine hırsız girdi ya da bir şekilde hırsızla karşılaştılar.

Bakın şaka yapmıyorum her gün beş hırsızlık olayına denk geliyor bu oranlar.

******************

Günün Sözü

Adları unut, yüzleri, sesleri, kokuları falan. Geçmişine bir asfalt dök. Yürüyebilmek için ihtiyacın olacak…

Burak Aksak