Saçma kavga yine başladı!

Yayın Tarihi: 10/02/20 07:00
okuma süresi: 10 dak.

Açıkçası Türkiye ile Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı arasında son zamanlarda sıkça yaşanan sert söz düellosunu, daha doğrusu kavgayı yazmaktan son derece rahatsızlık duyuyorum. Her iki tarafta da hatalar var çünkü. Bir gazeteci olarak ne Ankara Hükümeti’ne ne de Cumhurbaşkanı Akıncı’ya yalakalık yapacak değilim. Yaşanan olayların halk gözünden, objektif bir şekilde nasıl görüldüğünü anlatmaya çalışacağım. İsteyen kırılsın isteyen gücensin.

Aslında Cumhurbaşkanı Akıncı’nın The Guardian gazetesine verdiği demeçte bir sıkıntı yok; Akıncı’nın anlatmaya çalıştığıyla ilgili de bir yanlış yok ama sorulan sorulara cevap verirken Cumhurbaşkanının kendini destekleyen kitlenin korkularına odun atacak, ateşleyecek cevap vermesini kesinlikle doğru bulmuyorum.

Sn. Cumhurbaşkanı kusura bakmasın ama çok daha farklı cevaplar verebilirdi istese. Hepimiz biliyoruz ki Türkiye’nin KKTC’yi ilhak gibi bir düşüncesi yok, var sanılıyor ama yok. Olduğunu sananlar yanılıyor, bunu açıkça ortaya koymak lazım.

Cumhurbaşkanının da bunun böyle olduğunu düşündüğünü düşünüyorum. Kaldı ki yarın sabah referandum olsa ve tüm KKTC nüfusu Türkiye’ye bağlanalım dese Türkiye bunu reddeder. İlhak demek işgalci durumuna düşmek demektir ve hepimiz biliyoruz ki Kıbrıs’ta son sözü Türkiye değil Amerika-İngiltere gibi büyük devletler söyler.

1974 Mutlu Barış Harekâtı Amerika’nın onayı olmasa kolay kolay yapılamazdı. Bunu hepimiz biliyoruz, çocuk olmayalım.

Niye yazıyorum bunu; ilhak konusunun ya da Türkiye’ye bağlanma konusunun kesinlikle söz konusu olmadığını anlatmak için.

“Tayfur Sökmen olmayacağım, Hatay Cumhuriyeti” örnekleri Cumhurbaşkanı Akıncı’nın tek kelimeyle seçimlere oynamasından başka bir şey değil. Kendisi bunu böyle yorumlamayabilir belki ama sokaktaki herkes tarafından böyle yorumlanır. Bir gazeteci olarak ben de bunu böyle yorumlarım.

Türkiye yönetimlerine tepki ve korku gütme politikası yapar bir şekilde hareket etmek ve Kıbrıs Türk halkını da bu çizgiye çekmeye çalışmak çok tehlikeli bir iştir.

Cumhurbaşkanı seçimlerini ilk turdan kazansa bile sonrasında bu davranışlarının kendisine ağır bedelleri olur.

Demem o ki yanlış bir çaba içindedir Sn. Başkan.

Ankara’nın da hataları var

Cumhurbaşkanı Akıncı’nın yanlışlarını söyledik. Aynı orantı da Ankara Hükümeti’nin de hataları var. Akıncı seçildiği ilk günden bugüne, hatta seçim aşamasında Akıncı’nın seçilmemesi için Ankara Hükümeti çok açık bir tavır sergiledi. Seçilir seçilmez de zaten ilk kavga yaşandı. Yani işin özetine bakarsanız Ankara Hükümeti, Akıncı’yı hiçbir zaman istemedi. Son bir yıl içerisinde de bu durum tavan yaptı. Günün sonunda Akıncı da kendini istemeyenleri istememe durumuna geldi ve o da yanlış ama kendine göre haklı tavırlar içerisine girdi.

Uzun yıllardır nasıl ki Amerika, Türkiye’nin siyasetinde, askerinde aktif bir güç haline gelmiş ve sıkça müdahale etmektedir, aynı oranda KKTC içinde Ankara hükümetleri bunu yapmaktadır.

Ortada belki Türk hükümetinin istemediği ama Kıbrıs Türk halkının seçtiği bir Cumhurbaşkanı vardır.

Hal böyle olunca da işte Cumhurbaşkanı, halkın Türkiye’ye karşı kırgın ve zayıf olduğu tüm yanlarını son koz olarak kullanmaktan çekinmeyecektir.

Yani olması gereken Ankara Hükümeti’nin, Kıbrıs Türk halkının seçtiği kişilere saygı göstermesi zorunluluğudur. Ankara bunu yapmadığı için karşı tarafta başka yanlışlara başvurmaktadır.

Meselenin özü budur ve bu kavga kimseye bir fayda sağlamamaktadır.

Olması gereken

Bir kere Ankara Hükümeti istediğinde samimi olmalıdır. Yani ekonomik anlamda kendi kendine yeten bir KKTC Devleti istiyorsa kendine biat eden ya da kendi düşüncelerinin etrafında koşturan siyasetçiler istememelidir. Bu durum yıllarca böyle devam etti ancak son iki yıldır işler bozuldu. Türkiye artık KKTC’ye dirhem dirhem yardım ediyor; bunun gerekçeleri çok açıktır; kendi kendinize yetin artık mesajıdır bu. Haklı mıdır Türkiye elbette ki haklıdır. Ama sana para vermekten vazgeçtim sen yine benim emir erim ol yaklaşımı da orta yerden haliyle kalkacaktır.

Kabahatli kimdir? Yüzde yüz Türkiye’dir. Bu halkı ve bu siyasetçiyi tembelliğe Türkiye alıştırmıştır. Biri size sen işleme ben her şeyini alırım derse ve bunu 40 yıl yaparsa tembelliğe alıştırılan o ülkeden artık adam olmaz. Kimsenin gücüne gitmesin ama gerçek budur.

Türkiye bir şeye karar verecek. Ya bakmaya alıştırdığı bu ülkeye tonla para gönderip her istediğini yaptıracak, geçmişte olduğu gibi ya da hiç para göndermeyecek ve içişlerine de artık karışmayacak. Seçimlerine müdahale etmeyecek.

Öte yandan memlekette Türkiye düşmanı birçok insan var ve bu kesim diğer kesimleri de etkileyebilmektedir.

Siyasilerin Türkiye’den Türk halkından Türk hükümetinden nefret eder hale getirilmesi ya da getirilmeye çalışılması kabul edilebilir bir durum değildir.

Bu tek kelimeyle Türkiye’ye karşı yapılan bir ihanettir. Bunun adı budur.

Bizim en nihayetinde tek dostumuz Türkiye’dir. Kıbrıslı Türklerin Türkiye’den başka dostu yoktur. Bunu toplumun bir kesimi anlamamakta ve bazı Rum iş birlikçiler de toplumu bu yönde kullanmaktadır.

Rumların yatağından çıkmayan, bardağından su içenlere yarın sabah Rum askeri saldırsa bizi koruyacak tek güç Türkiye’dir.

Yalnızca buna bile gereken sadakat ve saygı gösterilmelidir.

Rumların vahşice öldürdüğü masum Türklerin acılarını bugünkü gençlik bilmeyebilir ama bilenler gayet iyi bilir.

KKTC Devleti’nin tüm makamları ve Türkiye’nin tüm makamları birbirine saygı ve sevgi içerisinde olması gerekiyor. Bu tartışmaların hiç kimseye bir faydası yok.

İşte bunları yazmaktan usandığım için yazıyı bile yazarken rahatsızlık duyuyorum.

Şimdi basit bir örnek vereyim. Diyelim ki Akıncı bu seçimi kazandı. Ne olacak? Uçağa binip, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ziyarete gitmeyecek mi?

Ee nasıl olacak?

İnsanlar sonradan birbirlerinin yüzüne bakabileceği oranda dillerini kontrol etmeyi bilmeliler.

Sn. Akıncı’nın yaptığını tasvip etmediğimi söyledim zaten; peki Türk hükümetinin tepkisine ne demeli. Koskoca Türk hükümeti işi gücü bıraktı top yekûn Akıncı’ya her ikide bir tepki gösteriyorlar. Ağır sözlerin biri bin para havada uçuşuyor. Türk hükümetinin ağırlığına da yakıştırmıyorum. İstemedikleri Akıncı’ya oy topluyorlar benden söylemesi.

Sözün sonuna gelecek olursak. Bunlar yanlış işlerdir. Türkiye’nin Kıbrıs Türk halkına, Kıbrıs Türk halkının da Türkiye’ye ihtiyacı vardır. Biz dostuz, soydaşız, İslam Dinine mensup iki milletiz.

Hoşgörümüzün ön planda olması gerekirken düştüğümüz durumlara bakın.

***************

Günün Sözü

Her insanın hayatı aynı şekilde sona erer. Bir insanı diğerinden ayırt eden, nasıl yaşadığı ve nasıl öldüğünün ayrıntılarıdır.

Ernest Hemingway

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

issmail bülent türer 10/02/20 17:32
yazarın yazısını sevinerek okudum,ancak bizim istanbul ilinin bakırköy ilçsi kadar nufusunuz bile yok,toplumun bukadar bölünmüşlüğü iyi değil.!! rumlara koz veriyorsunuz.!

Diğer Gökhan ALTINER yazıları