Korkunun sermayesi yoktur...

Yayın Tarihi: 30/03/20 07:00
okuma süresi: 6 dak.

Son birkaç gündür sokağa çıkma yasağı olduğundan mıdır yoksa insanların en nihayet ceplerindeki paranın bitmesinden midir yoksa olayın ciddiyetini anlamalarından mıdır; bakın üç tane sebep saydım size, yollar sakin. Sakin olmasına sakin ama genellikle vatandaş olayın ne olduğunu ya da nereye varacağını anlamaya çalışıyor, ki anlamadılar. Olaya çok rahat bakan olduğu gibi beş dakika sonra öleceğini sanıp panik yapanlar da var. İkisi de yanlış elbette ki ama gözlemlediğim bir şey var ki herkesin canı çok ama çok sıkkın. Ve bu olayın bir an önce son bulmasını bekliyorlar.

6 Nisan’dan sonra ne olur diye düşünürken herkes sokağa çıkma yasağı 10 Nisan’a kadar uzatıldı. Uzatılması bir yandan iyi bir yandan kötü bir durum. Hükümet sokağa çıkma yasağını uzatmak zorunda çünkü her gün için yeni vakalar çıkıyor karşımıza. Yeni vakalar çıktıkça aslında iki şeyi fark ediyoruz. Birincisi Sağlık Bakanlığının bu işi gerçekten savsakladığını ve ağırdan aldığını, ikincisi de Korona virüsünün aslında ülkeye yayıldığını ve yapılan testler sonucunda tespit edildiğini anlıyoruz.

Yani bir başka deyişle büyük ihtimal birçok insan Korona virüsünü taşıyor ama hissetmeden bulaştırıyor olabilir. Çünkü bu virüs son derece ilginç bir yapıya sahip. Öyle ilk başta anlatıldığı gibi İnfluenza A tipi bir virüs değil. Hatta bir ayı aşkın süredir dinlediklerimizden öğrendiğim kadarıyla normal grip ile yakından uzaktan alakası yok. bazı insanlarda semptomları son derece hafif giderken bazı insanlarda öldürücü olabiliyor. Zaten normal gripten farkı üst Solunum yoluna saldırması değil alt Solunum yoluna saldırarak zatürreye çevirmesiyle tehlike saçıyor.

Örneğin Domuz Gribi şiddetli bir virüs olmasına karşın Korona kadar farklı, belirsiz ve tehlikeli değil.

Bu virüsün hızlı yayılması ve saldırgan olması ciddi tehlikeye yol açıyor.

PEKİ NE OLACAK?

Severim böyle sorular sormayı. Çünkü genelde böyle soruların cevapları yoktur. Siz sadece tahmin edersiniz. Biliyorum birçoğunuz virüsün yayılacağına inanmıyorsunuz, gelin görün ki korkunun sermayesi yoktur. 10 Nisan’a kadar vaka sayısı 100 olursa, hükümet belki de bir on gün daha uzatacak sokağa çıkma yasağını. Yani bu durum 20 nisanı bulabilir. Hal böyle olunca da iki şeyin kapısı ağır ağır aralanacak. Birincisi ekonomik çöküşün belirginleşmesi, ki hala çöküş başlamadı. Herkes cepten tüketiyor, ama en önemlisi ve ikincisi Hükümetin sonunu getirebilir.

Eğer 10 ya da 20 Nisan’a kadar virüs sakinleşmez ve vakalar durmazsa bir süre sonra başlayacak olan hem psikolojik gerginlik, hem hükümetin kendi içindeki sorunları, dahası bazı işadamlarının hükümet ortaklarına yaptıkları baskılar, hükümetin bozulmasına ve bir mutabakat hükümetinin kurulmasına vesile olabilir. Şimdilik bu mümkün değil ama bu konuda da çalışanlar ve istekli olanlar yok değil hepimiz görüyoruz.

EKONOMİ NİSAN’A KADAR DAYANIR

Asıl önemli konu virüsten ziyade virüsün yaptığı en büyük yan etki; yani ekonomik çöküşün başlayacak olması. Nisan sonu maaşlarında hükümet bir zorlanma yaşamayacaktır büyük ihtimal ama Mayıs ayı sonu için bunu söyleyemeyiz. Eğer Türkiye’den bir para katkısı gelmezse Mayıs ayı maaşlarını hükümet maaşlarda yine bir tadilat yaparak ödemek zorunda kalabilir. Bu aşamada ille ki Türkiye’nin maddi desteği sağlanmalı. Geçtiğimiz gün bir uçak dolusu ilaç geldi. Elbette ki bu güzel bir gelişme ama sosyal medyadan bazı kişiler öyle bir yansıttı ki uçakla gelen sanki de kasalar dolusu paraydı. Hükümet bir şekilde Ankara Hükümeti ile diyalogunu artırıp en azından önümüzdeki 3-4 ay maddi desteği sağlaması gerekiyor.

Aksi takdirde ister bu hükümet ister başka hükümet hiçbir şey yapamaz. Biri size bende formül vardır derse de inanmayın. Olmayan paranın, çalışmayan ekonominin formülü olmaz.

****************

GÜNÜN SÖZÜ

Attığın tüm zarlar kaybettirdi bana. Hani sen benim düş eşimdin.

Küçük İskender

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları