Bir ay daha mı beklesek?

Yayın Tarihi: 25/06/20 07:00
okuma süresi: 7 dak.

1 Temmuz’da Türkiye’den seferler başlıyor. Gerçi bunun 15 Temmuz’a erteleneceğini duydum. Rum tarafına zaten geçişler başladı, bakalım başımıza neler gelecek. Gerçi bizden ziyade Rum yönetimi işi sıkı tutuyor. Her defasında PCR testi istiyor ki bizimde istememiz lazım ama biz o kadar sıkı tutmuyoruz işi.

Şimdi gündemde Türkiye var. Türkiye’nin durumu hala kritikliğini koruyor ve artışlar devam ediyor. Her gün Türkiye’nin 1300-1400 vakası var. Bu demek oluyor ki Türkiye ile uçuşların başlaması doğru değil.

İyi de işin daha ilginç yanı başta Başbakan Yardımcısı Kudret Özersay olmak üzere birçok vekil ve bakan “endişeliyim, kaygılıyım” diye paylaşımlarda bulunmaya başladı dünden itibaren.

Açıkçası bende endişeliyim; ee o zaman açılmayalım, başlamasın seferler. Biraz daha bekleyelim. Bakınız rahatız. Kucak kucağa bir hayat sürüyoruz. Bu rahatımız kalmayacak hatta belki de birkaç ay içerisinde onlarca Covid 19 hastası dolacak KKTC’nin içi. Rum tarafıyla kapılar açıldığı gibi kapanacak. Çok dikkatli olmamız gerekiyor dostlar. Bence bir ay daha beklemekte fayda var. En azından 15 Temmuza kadar bekleyelim diyeceğim ama bu işin garantisi bir ay. Sonrasında tamamen uçuşların durması gündeme gelecektir; getirilmek istenmese de baskı kurarak bunu yapmak durumunda kalacağız.

Çünkü olası bir ikinci dalgada bizim bu şiddeti kaldırabilecek bir sağlık sistemimiz yok...

Bildiğiniz gibi rahatlamaya zaten dünden hazırdık. Çünkü biz rahatına çok düşkün bir milletiz. Her zaman yaşanan trajik kaza örneklerini veririm. Diyelim ki çok kötü bir trafik kazası oldu ve 5-6 kişi hayatını kaybetti, Allah korusun. Bir hafta sosyal medya yıkılır. Diyelim ki bu kaza pazartesi günü olsun, tüm hafta sosyal medya yıkılır, biz gazeteciler de buna dahil ama Cuma gecesi o sosyal medyayı yıkanları birçok meyhanede yiyip içip gülerken, eğlenirken bulursunuz. Bakın gerçekten bulursunuz ve kızamazsınız da çünkü hayat devam ediyordur. Ama gelin görün ki bu toplumun kendi içinde ciddi anlamda çelişmesidir.

Kıbrıslı Türklerin yapısıdır bu, her şeyi en dorukta yaşamak ister. Korkuyu da, sevinci de öfkeyi de, sonra da hiçbir şey olmamış gibi hayatına döner.

Bu korona meselesi örneğin. En iyi atlatanların başında Çin geliyor. İnternete yerde yatan ölü resimlerini ve can çekişerek ölen insanların videolarını attılar. Oradan kabus, korku ve panik başladı. Korkunun sermayesi yoktur derler, doğrudur. İnsanları aldı bir korku. Herkes sanıyor ki bu hastalığa yakalandı mı can çekişerek ölecek.

Hastalığı tarif etmeye lüzum yok çünkü bilmiyoruz. Gençleri öldürüyor yaşlılar kurtuluyor. Tam tersi demeyin, çok vaka var bu şekilde. Niye yazıyorum bunu, bu hastalığa yakalandınız mı sonunuzun ne olacağını Allah’tan başka bilen yok.

Devam edelim. Hastalık çıktı ve yayılmaya başladı. Biz Kıbrıslı Türkler öyle bir panik olduk ki aman Tanrım. Ne market kaldı ne eczane, jeller, kolanyalar, tepki göstermelerin sınırı yok.

Peki, ne oldu? KKTC bu işi gerçekten ucuz atlattı ama şimdilik. Çünkü ne uçuşlar başladı ne Güney Kıbrıs’la iletişim.

Şimdilik temiz durumdayız ya kimse maske takmıyor. Takılacak denildi, zorunlu denildi.  Ben hiçbir gittiğim mekanda takan görmedim. Marketler zorunlu olduğu için girerken takılıyor, Allah bilir o maskede kaç günlüktür.

Eczanelerde de takılmıyor, Sağlık Bakanlığının dikkatine.

Restoranlarda yok dediğim gibi.

Buluşmalar her zaman ki gibi kucak kucağa; “gardaşşcığımnaanyaauuu” deyip elinizi sıkıyorlar ve bırakmıyorlar. Okşayacak, elleyecek, sarılacak. Kıbrıs Türkü böyle… Hükümet dedi ya virüs yok, tamamdır ama daha düne kadar korkuyorduk, paniktik hani biz. O dündü ama geçti artık.

Şimdi sarılma zamanı.

Anlıyor musunuz ne demek istediğimi? Açılalım tabi açılmasına da dikkat edelim bir yerimiz açıkta kalıp üşümesin.

İKİNCİ DALGA GELECEK

Çünkü dostlarım ikinci dalga kesinlikle gelecek. Er ya da geç Rum tarafında ve Türkiye’de salgın bitmemesine rağmen gelişler gidişler başlayacak ve bulaşlar yaşanacak. Bunu yaşayacağız göreceksiniz.

Ölenler de olacak hastaneleri dolduranlarda.

Muhtemelen hastaneler al şu antibiyotiği git eve yat uyu diyecek ama eve gidenler 10 gün sonra hastaneleri dolduracak.

Türkiye’den ve dünyadan ve Rum tarafından gelişler başlayana kadar, gezin tozun, yiyin için, denize de girin, elleşin de ama ne zaman ki gelişler başlayacak işte korona salgını var gibi davbranmaya başlayın hemen çünkü bu hastalık çok ama çok sağlam geri dönecek ve çok can yakacak.

Umarım olmaz, bakın umarım olmaz diyorum ama Pazartesinin gelişi de pazardan belli dostlar.

Açılalım saçılalım ama unutmayalım bu virüs bir grip virüsü değil, başınıza ne geleceğini bilemiyorsunuz.

Dikkat Allah aşkına dikkat...

***************

GÜNÜN SÖZÜ

Birini seveceksen, onu her şeyinle sevme. Çünkü bittiğinde; onu unutamamana değil, unutamayacak kadar çok sevdiğine yanarsın.

Can Yücel

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları