Erhürman: "Mahkeme tartışılır noktaya geldi"

Pazartesi gergin geçen Meclis Genel Kurulu’nun ardından dün sabah ki programıma CTP genel Başkanı Tufan Erhürman ile Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay’ı telefonla konuk aldım. Her iki parti başkanı da belli ki hayli dolmuşlar, oldukça uzun telefon bağlantıları oldu.

Her iki parti başkanı da ortak bir dil kullanarak dertlerinin erken seçim tarihi olmadığını açık bir şekilde Meclis İç Tüzüğünün ve Anayasanın çiğnendiğini söylediler.

Erhürman “Benim anlatmaya çalıştığım şey şu; hükümetin şu anda önerdiği seçim tarihi ülkenin yoksullaşmasını daha da arttıracak bir tarihtir. Aralık ayının sonunda bütçe geçecek bütçe açılmadan, Şubat ayında seçim yasaklarına girilecek. Bu ülke 7 ay kaybedecek, ekonomi de maliye de korkunç bir şekilde bu durumdan etkilenecek. Az önce ortaya koyduğum takvimlendirmenin de bu ülkeye 7 ay kaybettireceğini, ne kadar değerli olduğunu ya düşünemiyorlar ya da bunu anlamıyorlar ben bunu sorumsuzluk olarak görüyorum. Kurultay hesapları yüzünden ülkenin  7 ayının ipotek altına alınacakb u kadar ciddiyetsizlik ve sorumsuzluk olamaz.

Kamuoyuna baktığınız zaman, mesele bu noktada tartışılmıyor. Herkes açsın gözünü! Pandeminin yarattığı ekonomik yaralar, pandemi bittiğinde hemen kendiliğinden ortadan kalkmayacak. Bu ülkenin ekonomik kalkınmasını kafasına takmayan bir yapı ve zihniyetle karşı karşıyayız. Bütün bunları da ne için yapıyorlar, UBP kurultayı için. Ülkeyi UBP kurultayının kuyruğuna bağlayıp dolaştırmaktan bahsediyorlar" dedi. 

"MAHKEME ARTIK TARTIŞILIR NOKTAYA GELDİ"

Tufan hoca, İç Tüzüğün ve Anayasanın açıkça ihlal edildiğine işaret ederek, “Bu ülkede mahkemeler çeşitli nedenlerden ötürü bu davaya bakmıyorsa, bunun sonucunda bazı şeyler hukuka aykırı olmasına rağmen denetlenemez noktaya getirilir. Bizim mahkemelerimiz geleneksel olarak yasamanın işlerine karışmayı çok tercih etmiyorlar. Bu mahkemelerin genel teamülüdür. Bu teamüllerden hareket etmek isteniyorsa, yasama da hiç mahkemelere bu işin düşmeyeceği şekilde hareket etmek zorundadır.  Mahkeme artık tartışılır noktaya geldi. Hâlâ ara seçim yapılmadı, erken seçim tarihi de belirlenmedi, mahkeme bu yüzden tartışılmaya başlanmıştır.  Çünkü mahkeme de bu konuda 'Meclis halleder' düşüncesiyle harekete geçmedi. Ara seçim ortada yok, erken seçim tarihi de ortada yok. Hem mahkemenin hem yasamanın itibarı sarsıldı. Hükümetin zaten itibarı yoktu, onun için yine kurumlarının itibarının sarsılması kendisinin derdi değil. Hükümet bu kafayla giderse her şeyi diyebilir. Uyuşmazlıklar yargı olarak çözülmeyecekse, sokakta çözülecektir…” dedi.

Tufan Erhürman: "Uyuşmazlıklar yargı yoluyla çözülmeyecekse sokakta çözülecektir"

“İŞ ARTIK DİKTATÖRLÜĞE GİDİYOR”

Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay da “Hükümet onu da alayım bunu da alayım diyerek işi diktatörlük noktasına getirmiştir” diyerek başladı sözlerine.

Özersay, “Buradaki sorun komitenin kurulması değil, kurulmaya çalışılan komite anayasaya ve Meclis iç tüzüğüne aykırıdır. Muhalefet ne isterse desin, muhalefeti ve meclisi baypas ederek, dilediği kararı aldıracak. Yapmaya çalıştığı budur” dedi.

Geçtiğimiz günlerde Saner’in imzasını taşıyan bir başvurunun Meclis’e sunulduğuna da işaret eden Özersay, Saner’in komitelerde çoğunluk olmak için başvuru yaptığını belirtti ve “Bir azınlık hükümeti olduğu gibi çoğunluğu eline geçirmeye çalışıyor. Bu güç zehirlenmesidir. Onu da alayım, bunu da alayım diyerek bu iş artık diktatörlüğe kadar gider. Bu olabilecek bir şey değil. Ad-Hoc Komitenin kurulması, Anayasaya da aykırı olduğu için biz buna üye vermedik, dava da ettik” dedi.

"HP TELKİN KABUL ETMEZ"

Kudret Hoca’ya son zamanlarda HP’ye bazı telkin ve baskılar olduğunu duyduğumu sorduğumda ise Özersay “HP'nin kurulduğu günden itibaren eleştiriyi kabul etmiştir ancak telkin kabul etmediğimizi siyasete atıldığımız ilk günden beri her zaman gösterdik. Asla telkin kabul etmedik etmeyeceğiz” dedi.

“DERDİMİZ SEÇİM DEĞİL”

Özersay, "Bizim derdimiz seçimin tarihi değil. Biz bu davayı seçim tarihi bizim istediğimiz tarih olsun diye açmadık. Bu komiteyi kurma yetkileri olmadığı için açtık. Çoğunluk kendilerinde olmadığı için Ad-Hoc Komite kuruyor. Mecliste benim çoğunluğum yok, Mecliste istediğim yasayı geçiremiyorum başka Meclis kuruyorum demek gibi bir şeydir. Böyle bir dünya yok. Seçim ile ilgili değil bu yaşanan tartışma, demokrasiyle ilgilidir. Zorla çoğunluğu eline geçirmeye çalışan, empoze eden bir yaklaşım var karşımızda. Her konuda bu hükümet her istediğini yapacak demektir. Meclise getirilen her şey geçecek. Tek başına iktidarmış gibi davranıyor Saner, bu kabul edilebilir bir şey değil.  Bizim derdimiz seçim tarihi falan değil. İstediği zaman yapsın seçimi, istiyorsa hiç belirlemesin seçim tarihini. Ne muhalefet, ne meclis bırakıyor, demokrasiyi yerle bir ediyor.”

“BU GELİŞMELER ENDİŞE VERİCİDİR”

Bu gelişmeler endişe vericidir, hukuk tanımazlıktır. Çok tehlikeli bir şey yapıyorlar” diyen Özersay, “Hukuk Komitesi’nin gündemindeki konuyu gasp ediyorlar. Bu halkın iradesini, devletin iradesini yok saymadır. Biz buna karşı çıkıyoruz.

“SİZ BÖYLE BİR HÜKÜMET KURARAK, ÜLKEYİ HÜKÜMETSİZ BIRAKTINIZ”

"Böyle bir saçmalık görmedim. UBP habire övünür ya; marifet, o devleti yaşatmaktır. Devleti itibarsızlaştıran bir dönem yaşatıyorlar bize. Halkın iradesini eziyorlar. Her şeyi kurultay kavgalarına kilitlediler.  Muhalefet partisi lideri olarak vakıflarla ilgili bir soru soracağım ve tereddüte düştüm. Kürsüden söyledim, Erhan Beye mi, Ersan Beye mi Bertan Beye mi soracağım? Vakıflar, Başbakanlığa bağlıdır ancak koalisyon pazarlığı çerçevesinde ilk olarak YDP’ye verildi. Yeniden yapılan pazarlık çerçevesinde de Bertan Beye verildiği ortaya çıktı. Vakıflar idaresine ilişkin bir şeyi sorgulayacaksam, Erhan Beye mi Ersan Beye mi yoksa Bertan Beye mi soracağım?  Siz böyle bir hükümet kurarak, memleketi hükümetsiz bıraktınız. Ersan Bey, hükümet kurmadı, hükümete benzer bir şey kurarak, memleketi hükümetsiz bıraktı" diye konuştu.

Kudret Özersay: “Onu da alayım, bunu da alayım diyerek bu iş artık diktatörlüğe kadar gider”

Günün Sözü

Yalnızlık, bir daha kırılmayacağın ve üzülmeyeceğin bir huzurdur. Onu çekilmez yapan tek şey ise yenilmişlik duygusudur.

Descartes