Olmayan paranın toplantısı...

Yayın Tarihi: 23/11/21 07:00
okuma süresi: 6 dak.

Başbakan Faiz Sucuoğlu hafta sonu bir ekonomi toplantısı yaptı. Bildiğim kadarıyla Ekonomi Bakanı Sunat Atun uğrayıp ayrılmış, en azından uğrayacağını öğrenmiştim ben. Bu toplantıda Ekonomi Bakanı Atun’un mutlaka olması gerekiyordu bence.

Başbakan bir açıklama yaptı ve üç sektöre eğileceğinin işaretini verdi. Halbuki şu an vatandaş tarafından beklenen hayatın ciddi anlamda ucuzlatılması. Maaşlar artırılamayacağına göre ucuzlatılması lazım.

Gelin görün ki ay sonu için Türkiye en az 100 milyon TL vermezse maaşlar ödenemeyecek. Hafta sonu gerçekleşen toplantıdan daha altı dolu açıklamalar beklerdim doğrusu. Çıkmadı.

Bir nevi olmayan paranın toplantısı olmuş oldu bu. İyi bir ekonomik vizyon hazırlayıp Türkiye’den ciddi yardım istenmesi lazım. Bu protokol dışında bir durum. Zira dövizin aşırı yükselmesi karşısında Türkiye’den ek bir yardım talep edilmeli.

Edilmek zorunda.

Aşırı yükselen hayat pahalılığı, parasızlık, ödenemeyen bireysel borçlar yalnızca yetişkin vatandaşı değil gençleri de ağır bunalıma sürüklüyor. Bu seçimlere katılım düşük olacağı gibi halk UBP’ye de tepki koyabilir.

Bunlar son derece önemli uyarılarımdır. Ne olmasa UBP açık ara birinci çıkar hayaline kapılmayın ya da kapılın ama ivedi olarak geçinmekte zorlanan vatandaşa yardım eli uzatılması lazım.

Çok ciddi bir sorunumuz var ve bu sorun her geçen gün artarak katlanıyor. Gençler kelime anlamıyla parasız yaşıyor dostlar. Ciddi bir işsizlik var, tabii buna mukabil iş beğenmeyenler de var. Daha da ilgincini söyleyecek olursak her seçim dönemi yaklaştığında “belki sıra bu sefer bendedir, zira söz vermişlerdi” diyerek siyasilerden medet umuyorlar. Belki bu sefer devlet işine gireriz diyorlar.

Birçoğu elbette ki kandırılıyor ama bir kısmı devlete kapağı atıyor. Geçici memur statüsünde. Maliyenin sırtındaki maaş ödeme yükü artıkça artıyor. Günün sonunda ne olmasa Türkiye bir şekilde maaş desteği verecek, bunu hükümet eden herkes biliyor ve Türkiye de bu yardımları canı sıkılsa da yapıyor. Dediğim gibi her ne kadar Türkiye’ye sövsek dahi Türkiye yardım etmeye devam ediyor.

Yardım ediyor etmesine ama KKTC’de değişen pek bir şey olmadığı gibi her şey daha kötüye gidiyor. Bunun birkaç nedeni var. Örneğin bir tanesi halkın artık devletine inanmaması ve geleceğe dair umutlarını kaybetmesi yatıyor. Bir başka önemli gerekçe ise hükümete kim gelirse gelsin sürekli kavga edip erken seçime gitmesi yani istikrarsızlık yaratması ve sadece belli bir zümrenin menfaatini korumaya yönelik strateji kurması. Bundan dolayı değil mi ki KKTC, memurlar için kuruldu diyen zihniyetlerin sayısı az değildir memlekette. Eskiler kendi zamanlarındaki ekonomik zorluklara rağmen neler başardıklarını anlatmayı seviyorlar. Verilen örneklere karşı aksini iddia etmesi oldukça güç. Maaşıyla genç yaşta kendi evini, arabasını alan üzerine de aile kuran bir nesille yarışmak zor. Önceki nesillerin ekonomik refaha erişme hızları ile şimdikilerin ekonomik durumu kıyas kaldırmıyor. Yapılabilecek işler sınırlı. Ya aldığı maaşın yarısını benzine vererek tayin edildiği yerde devlet memuru olacak ya da özel sektördeki maaşını kira ve elektriğe harcayıp ayı kredi kartlarıyla geçirecek...

Çok önemli sorular cevap bekliyor.

Gençler tembel mi? Neden yeni nesil çalışanların ekonomik refahı yok? İşsizliğin getirdiği sosyal sorunlar ile nasıl mücadele edilecek? En önemlisi: Çözüm olunca her şey düzelecek mi?

Devletin yayınladığı istatistiklere göre KKTC'de genç işsizlik oranı yüzde 19,6. Bu rakam iyimser bir tahmin. İçerisinde çalışacak bir iş bulamadığı için göç eden, eğitime devam eden ya da kayıt dışı çalışan gençler yok.

KKTC'de işsiz nüfusa 2022'ye kadar senede 3 bin 500 genç daha katılacak.

Madalyonun diğer yüzünde dar gelirli çalışanlar var. Karı-koca çalışıp ayı çıkaramayanlar.

Neden 15-20 sene önceye göre hayat şartları bu kadar zorlaştı?

Bunları konuşan yok değil ama kısık sesle…

SICAK PARA ŞART AMA NASIL?

Memleketin gelir kaynakları bellidir ve kısıtlıdır. Hele hele bir ada ülkesi oldunuz mu? Ama gelin görün ki çok zengin bir ada ülkesi olmanız da çok kolaydır. Bunun en bariz örneği Malta'dır. Çok küçük bir ülkedir ama geliri çok yüksektir.

KKTC'nin turizm, eğitim ve İnşaat sektöründen oluşan üç ana gelir damarı vardır. Buna ekmeğe sürülen tereyağı gibi bir de maaş gelirlerinin piyasaya yansıması vardır. Bu damarların hemen hemen hepsi tıkanmış durumda.

Başbakan Sucuoğlu’na  tavsiyem, bir başbakan olarak kendisinin de net bildiği bu sorunların üzerine ciddi bir şekilde gitmesidir. Sorun belliyse elbet bir çözümü vardır. Zam yapmak işin kolayına kaçmak olduğu gibi çözülemeyen sorunlara mazeret uydurmaktan başka bir şey değildir.

***

Günün Sözü

“Kalbi kırdıktan sonra gelen özür, doyduktan sonra sofraya gelen tuz gibidir; ‘ihtiyaç’ kalmaz.”

Pablo Neruda

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları