İlhak ve barış ironisi...

• Türkiye’nin KKTC’yi ilhak gibi bir derdi ve isteği yok ama biz Kıbrıslı Türkler en tepeden en aşağıya kadar sanırım Türkiye’ye ilhak olmak için uğraşıyoruz; bir halimize bakın, beklentilerimize bakın. Daha iyi anlarsınız ne demek istediğimi.

• “Madem askerin burada, vatandaşın burada bize de bakacaksın” mantığının üzerine “Kıbrıs’ta barış engellenemez, ilhaka hayır” söylemleri ne ilginç bir ironidir…

Seçimin son birkaç gününe girdik. Gerçekten bitsin de kurtulalım noktasındayım bende. Aşırı stres beni hayli yordu ve programlarıma bir süre ara vermek durumunda kaldım. Kendimi iyi hissedersem gelecek pazartesi yeniden yayınlara dönebileceğim. Bir taraftan da gündemi takip ediyorum. Başbakan Faiz Sucuoğlu’nun, Binali Yıldırım ile yaptığı görüşmeden yola çıkarak KKTC’nin iç hat sayılması ve biletlerin 37 euro ucuzlaması açıklaması başta Eski Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı ve bazı çevreleri rahatsız etti.

Hatırlayanlar olacaktır geçmiş yıllarda da KKTC’nin iç hat seferi sayılması gündeme gelmişti Türkiye tarafından.

Pandemiden dolayı uçak bileti fiyatları zaten aldı başını gitti, petrol madem ki dolar ile bu bilet fiyatları da daha da artacak demektir. Yani bir diğer yandan olur da Başbakan Sucuoğlu Ercan Havalimanını iç hat vergilendirme sistemine sokabilirse ve Türkiye bu jesti yapar çok güzel haber demektir bu. Çünkü uçak biletleri gerçekten aldı başını gitti. Bunu teslim etmek lazım.

TÜRKİYE’YE ZATEN ENTEGREYİZ

Şimdi bu ilhak konusu ya da vilayet konusu zaman zaman ısıtılır ve eski bir yemek olarak masaya sunulur. İlk önce sormanız gereken konu şudur; yıllardır Türkiye’nin KKTC’yi bir vilayet haline getireceği hatta ilhak edeceği söylenmiştir bu tehlikeye işaret edilmiştir. Peki oldu mu böyle bir şey?

Olmadı. Ne bir vilayeti olduk Türkiye’nin ne de ilhakına maruz kaldık.

Entegre miyiz peki? Evet Entegreyiz. Ben bunda da bir sıkıntı görmüyorum. Buradaki asıl sorun şudur aslında; burayı doğru okuyun örneğin Sn Mustafa Akıncı vilayet değerlendirmesi yapacağına şunu söylemeli ; Türkiye yerine Rum’a, İngiliz’e Amerikalılara entegre olalım ama Türkiye’ye entegre olmayalım. Bakın o zaman Sn Akıncı’nın söylemleri mantıklı bir söyleme dönüşür. Bunu anlayabiliriz hepimiz ama bu gidişle vilayete dönüşeceğiz değerlendirmesi tamam bir değerlendirme değil.

Şimdi olaya bir de şu açıdan bakın ; güvenliğinizi Türk askeri sağlıyor, maaş, sağlık, yol gibi önemli alanlarda Türkiye’nin ciddi desteği var ve biz tanınmamış bir ülke olmamızdan dolayı Türk lirası kullanıyoruz yani KKTC lirası yok mesela, evet bu bir nevi Türkiye’ye entegre olmadır.

Peki bunun diğer versiyonu nasıl olur? Türk askeri çıkar İngiliz askeri girer sizi Türk askeri yerine İngiliz askeri korur, sonra TL yerine Pound kullanmaya başlarsınız ve İngiltere sağlık hizmetleri yol gibi hizmetleri size sağlar, o zamanda İngiltere’ye entegre olmuş olursunuz.

BAĞIMSIZ BAĞLANTISIZ OLALIM

İşte işin zor kısmı bu. Bağımsız bağlantısız olalım; olalım da nasıl. Bu komünist kitapları  okumak kadar basit bir mesele değil ki; hani askerin, hani silahın, hani kendi kendine yetecek ekonomik gücün, hani kendi sağlık sistemini yönetebilecek maddi gücün, bunların hiçbiri yoksa nasıl bağımsız bağlantısız bir devlet olacaksın? Bu kadar yıldır neden bunların hiçbirinde bir ilerleme olmadı, neden biz Kıbrıs Türk halkı ve siyasiler bunu çözemedi ya da çözmedi.

O nedenle seçimleri boykot da bana saçma geliyor, bir bilet indiriminden vilayet söylemine çıkarım yapmak da bana son derece yanlış ve manipüle geliyor.

İlhak konusu da değinelim de öyle kapatalım yazıyı; Türkiye’nin KKTC’yi ilhak gibi bir derdi ve isteği yok ama biz Kıbrıslı Türkler en tepeden en aşağıya kadar sanırım Türkiye’ye ilhak olmak için uğraşıyoruz; bir halimize bakın, beklentilerimize bakın. Daha iyi anlarsınız ne demek istediğimi.

“Madem askerin burada, vatandaşın burada bize de bakacaksın” mantığının üzerine Kıbrıs’ta barış engellenemez, ilhaka hayır söylemleri ne ilginç bir ironidir…

Bilmem anlatabildim mi?