Memleketin tadı kaçtı...

Memleketin tadı kaçtı hem de ne kaçtı. Bölündük desek yeridir. Neresinden tutup yazsak ki bu yazıyı. UBP Kurultayından omuz omuza yürüyen Faiz Sucuoğlu ile Sunat Atun’un artık arası açık, hatta belki artık düşman oldular birbirlerine. Keza Cumhurbaşkanı Tatar ile Başbakan Faiz Sucuoğlu’nun da arası açık, hem de öyle bir açık ki UBP binasında Başbakan lehine Cumhurbaşkanı aleyhine sloganlar atılabiliyor, halbuki daha düne kadar Tatar ile Sucuoğlu da omuz omuza mücadele ediyorlar, Tatar Ankara Hükümetine, Faiz Sucuoğlu’nu şirin göstermek için dil döküyordu.

Birileri bizi fena böldü ama bu sanıldığı gibi Ankara Hükümeti değil. Biz kendi kendimizi böldük ve bölmeye devam ediyoruz.

Bir protokol imzalandı ciddi ciddi ortada yok. Sayfalar alt alta mı kaymış ne olmuş geri göndermişler protokolü. Düzeltip geri gönderecekler, pek inanmadık ama inanır gibi yapalım.

Hele hele Ankara Hükümeti ile Sucuoğlu Hükümeti arasında tam bir uçurum var; bu öyle bir uçurum ki nasıl kapanacak, kim kapayacak, kim nasıl köprü kuracak bilen yok. Tam bir dağınıklık ve tam bir kaotik durum var.

Eski Maliye Bakanı Sunat Atun KIB-TEK'teki parasızlıktan dem vururken yeni Maliye Bakanı Olgun Amcaoğlu sorun para değil yönetimdir diye açıklama yapıyor. Hangisi doğru bilmiyoruz.

Bir ülke düşünün ki sabahtan akşama kim bakan olacak onu konuşuyoruz. Sabahtan akşama hükümetin akıbeti ne olacak, Başbakan bugün ne açıklayacak, menüde yine bir müdahale söylemi var mı? Tam anlamıyla yaşadığımız bu. Memleketin pahalılıktan, zamlardan anası ağladı bunu konuşan tartışan kimse yok acaba kim bakan olacak kim bakanlık alamayacak. Son bir haftadır gece gündüz bunu merak edip bunu sorguladı insanlar.

Ankara para verecek mi vermeyecek mi? Ankara Sucuoğlu’nu ister mi istemez mi? Cumhurbaşkanının Ankara ile arası düzeldi mi düzelmedi mi? Fuat Oktay telefonlara çıkıyor mu çıkmıyor mu? Türkiye bize küstü mü küsmedi mi? Bu ay maaşlar ödenecek mi ödenmeyecek mi? Hükümet kaç ay daha gider ömrü ne kadar?

Bir gazeteci olarak her Allah’ın günü bu soruların hepsini duyuyorum, o kadar çok insan benzer soruları soruyor ki sanırsınız koca memleket Monaco prensliği hiçbir derdimiz yok bunları konuşuyoruz.

Cebimizdeki paranın kıymeti kalmadı, marketlerdeki pahalılık aldı başını gitti, vatandaş gerçekten geçinemiyor ama sanki de bu dertler yokmuş gibi yaşıyoruz.

MÜDAHALE VAR MI?

Şu müdahale meselesine de açıklık getirelim; müdahaleyi davet ederseniz müdahale etmek alışkanlık haline gelir. Para alan icazette alır, bu mesele bu kadar basittir. Müdahale edilmeyen ülke yoktur. Bugün Amerika, Rusya’ya müdahale ediyor, Türkiye’ye Almanya’ya müdahale ediyor. Önemli olan bu müdahalenin dozunu ayarlamanızdır. Bizim yöneticiler nasıl oturacağını bile Ankara’ya sormayı alışkanlık haline getirdiler. Sonra bunun düzeyi nedir nerededir, bunlarda birbirine girdi. Akıllı olup kendi işini yapan öğrenciye hiçbir öğretmen müdahale etme ihtiyacı hissetmez.

Eee bir bakın bizim yöneticilere tepeden tırnağa, hepsinin davranışları faul değil mi? Sırıt mıyor mu? Trajikomik değil mi? Saçmalamıyorlar mı? Türkiye’nin yerinde ben olsam tası tencereyi toplar arkama bakmadan kaçarım bu Kıbrıs’tan.

İki ülke arasındaki zemin kaymıştır dostlar. Konuşabilme tartışabilme ve en önemlisi birbirini doğru anlayabilme zemini kaymıştır.

Pek yerine gelecek gibi de görünmüyor... İki ülke arasındaki zemin yerine geldiği zaman her şey yeniden normalleşecektir. Bu oluncaya kadar herşey böyle anormal gitmeye devam edecek...

Mesele bu kadar basit..

***

Günün Sözü

"Mükеmmеl kişiyi aramaktan vazgеç. Tеk ihtiyacın olan sana sahip olduğu için şanslı olduğunu düşünеn biridir."

Anonim