KKTC’ye gelmeyin...

Yayın Tarihi: 10/08/22 07:00
okuma süresi: 9 dak.

Dünyada bazı güvenli olmayan ülkeler vardır. Zaman zaman haberlerini okursunuz. Örneğin Meksika çok güzel bir ülkedir ama kesinlikle güvenli değildir. Yolları sokakları çetelerle doludur ve eğer dikkatli olmazsanız ölebilirsiniz. Keza Venezuela da öyledir. Yaşanan ağır ekonomik koşullar yüzünden ister turist olun ister kendi vatandaşı her an bir soygun girişimi ya da yaralama yaşayabilirsiniz.

Bir zamanlar Bulgaristan da rüşvetler ülkesiydi. Avrupa Birliği'ne girdikten sonra azalma olmuştur belki.

Dün bir açıklama yapıldı ve ortaya yeniden KKTC’de işlenen suç oranları ifade edildi. Cezaevi ağırlıklı olarak üçüncü dünya ülkelerinden gelen suçlularla dolu. Üniversiteye öğrenci diye geliyorlar ve suça karışıyorlar. Elimizde çok güncel veri yok ancak geçmiş yazılarımdan hatırladığım bazı verileri sizlerle paylaşmak istiyorum. Normalde Polis Genel Müdürlüğü her yeni yıl başlangıcında ya da sonunda suç oranlarını ve şekillerine yer veren uzun veriler açıklardı. Son birkaç yıldır ben bu tür açıklamalara rastlayamadım.

Örneğin 2018 yılında gerçekleşen suç oranlarıyla ilgili yayınlanan bir istatistik var elimde. İstatistiği incelediğinizde aslında bir yılda şu küçücük ülkenin nasıl bir açmazın içinde olduğunu, hiç güvenli olmadığını ve yolda yürürken, kafede otururken başınıza her an bir şeyin gelebilme ihtimalinin olduğunu anlarsınız.

Eğer kadınsanız ve yalnızsanız birileri size tecavüz etmek için her an saldırabilir, sözlü ya da fiziki tacize uğrayabilirsiniz.

Örneğin size ait olmayan bir kavganın ortasında dayak yiyebilir ya da ölebilirsiniz.

Benim evime hırsız girmez demeyin; örneğin 2018 yılında 325 ev veya binada hırsızlık yapıldı, diğer hırsızlık suçlarının sayısı 1479 olarak kayıtlara geçti. 254 dolandırıcılık suçu işlenirken, 606 da mala hasar suçu var.

Düşünebiliyor musunuz bir yıl içinde yaklaşık olarak 1800 kişi hırsızlık mağduriyeti yaşadı. Bu rakamı bir yıla böldüğünüzde yaklaşık olarak her gün beş kişinin evine hırsız girdi ya da bir şekilde hırsızla karşılaştılar.

Bakın şaka yapmıyorum her gün beş hırsızlık olayına denk geliyor bu oranlar.

Ölebilirsiniz dikkatli olun.

2018 yılında tam bir cinayet furyası esti memlekette. Ülkemizde 2018 yılında 9 kişi öldürüldü, 2017 yılında ise 8 kişi öldürüldü. Bu yılı da hesaba katarsak toplam sayı 18 yapıyor. iki yıl içinde 22 kişiye karşı da katle teşebbüste bulunuldu. Yine iki yılda 261 kişi yaralanırken, 3750 kişi fiziki saldırıya uğradı.

Şimdi bana biri söyleyebilir mi acaba burası neresi? Yani KKTC'yi hangi ülkeyle kıyaslayalım acaba?

Diyebilirsiniz ki her ülke de bu tür olaylar olur; ama hiçbir ülke KKTC gibi küçük nüfusa sahip değil. 205 bin seçmen var. Bu ülkenin taş patlasın nüfusu 350 bin olsun. Hadi diyelim 400 bin.

Olayın vahametini anlatmak için tabloya bir de şöyle bakın derim;

KKTC'de ayda yaklaşık olarak 1,5 kişi ya öldürülüyor ya da katledilmekle karşı karşıya geliyor, ayda 10,75 kişi yaralanıyor, her Allah'ın günü en az beş insan fiziki saldırıya uğruyor.

Turizm Bakanlığı da bu ülkeye turist getirecek diye uğraşsın.

Ne kadar acı ki KKTC artık güvenilir ve yaşanabilir bir yer olmaktan çıktı.

Ne oluyor bu ülkeye diye soruyor herkes.

Aslında durum çok ciddi.

Polis yetersizliği!

Ülke de yaşanacak ve yaşanan tüm güvenlik sorunlarının bağlandığı merkez Polis teşkilatıdır. Ülkenin iç güvenliğini ilk önce polis, polisin yetersiz kaldığı durumlarda ise asker sağlamakla görevli.

Peki, polis teşkilatı şu an ülke güvenliğini sağlayabiliyor mu?

Kesinlikle bu konuda ciddi sıkıntılar var ve bu sorunun cevabı hayır. Şu an polis teşkilatı ülke güvenliğini sağlama konusunda yetersiz. Suç işlemeye meraklı olanlar bundan cesaret bulsun da suç işlesin diye yazmıyorum. Birileri suç işlerse polis onların icabına bakar ama önemli olan suçu işlemeden engellemek.

Peki, ülke asayişinden sorumlu olan Polis Genel Müdürü Ahmet Soyalan ise ve biz Soyalan’ın son derece başarılı ve değerli bir polis olduğunu biliyorsak ki öyledir neden suçlar engellenemiyor.

Bunun cevabı hükümette kendisinde yatıyor.

Polis teşkilatının çok ivedi olarak tüm muhaceret kapılarına polis istihdam etmesi gerekiyor. Tüm geçiş ve liman kapılarındaki polis sayısı yetersiz. Çok kısıtlı personel ile iş çevriliyor ve biz sürekli bu polis arkadaşlardan mesajlar alıyoruz.

İşini bırakmayı düşünen bile var.

Devam edelim. Şu an için tüm ilçelerdeki kontrolü tam anlamıyla sağlayacak polis sayısı yani halk diliyle ifade edecek olursak tüm ilçeleri çevirecek polis sayısında çok ama çok ciddi sıkıntı var.

Hükümetin derhal bu açığı kapatması ve bunun için Polis Genel Müdürlüğü ile bir çalışma yaparak kaç personel gerekliyse istihdam etmesi gerekiyor.

Bu konuyu defalarca kez yazdık. Hiçbir hükümet yetkilisinden ne de Başbakandan ses çıkmadı.

Polisin gece devriyeleri şart. Gerekirse şüpheli gördüklerine kimlik kontrolü yapıp deport etmesi gerekiyor. Yollar sokaklar sapık ve katil doldu.

Bakınız bu soru çok ama çok önemli. Ercan Havalimanı’nı sadece bir örnek olsun diye veriyorum. KKTC'nin her ilçesinin ciddi polis ihtiyacı var. Nüfus hızla artıyor ve hızla artan bu nüfus artışının nerden bakarsanız bakın %30'u suçlu ve kalitesiz bir nüfus artışından oluşuyor. Sizin polis sayısınız bu ülkedeki asayişi sağlama konusunda yeterli değil.

Eğer yeterli olsa her yıl defalarca kez şahit olduğumuz kurşunlanma olaylarına şahit olmayız, memlekette kol gezen mafyalara da şahit olmayız.

Bakınız olası bir olayın ardından yapılacak müdahalenin gücünden bahsetmiyorum, olmaması için yapılacak caydırıcılıktan bahsediyorum.

Gerek Girne gerekse Lefkoşa'da ki mevcut polis sayısı şehrin işleyişini çevirebilecek sayıda değil.

Turist sayısının arttığı açıklanıyor sürekli. Peki, bu turistlerin güvenliğini kim sağlayacak. Özellikle yoğun turist bölgelerinde polis devriyesi görmüyoruz, ellerinde otomatik silahlarla bekleyen birkaç polis görmüyoruz. Dünya bu işi böyle yürütüyor.

Polis Genel Müdürü Soyalan’ın elinde yığınla polis mi varda yollamadı. Elde ne varsa o sayı ile çark döndürülmeye çalışılıyor.

Aynı sorun trafikte de yaşanıyor. Defalarca kez yazdım. Bu ülkenin köşe başında bekleyip trafik cezası yazacak polise değil, yol güvenliğini sağlayacak polise ihtiyacı var.

Burada polis devletinden değil polis teşkilatının güçlendirilmesinden bahsediyoruz.

Polis Genel Müdürü Ahmet Soyalan son derece başarılı ve işini iyi yapan bir polistir. Herkes Soyalan'a ve teşkilatına sonuna kadar güvensin. Ama hükümette bu teşkilatı güçlendirsin. Kullandıkları araçlar kaç yıllık bir sorun bakalım, mesailerini alıyorlar mı bir sorun bakalım!

Motivasyonları yerinde mi, bu işi yapmaktan mutlular mı bir sorun bakalım. Alacağınız cevap hayır olacaktır. Polis konuşamaz, açıklama da yapamaz, ben yazıyorum işte buradan.

Bütçe belli diyorlar; kardeşim her şeyi Türkiye'den istediğiniz gibi yapın bunun da bütçesini gidin bunu da Türkiye'den isteyin. Otursun başbakan ile Polis Genel Müdürü ve önümüzdeki on yılı planlasın. Kaç polise ihtiyaç var, nasıl araçlara ihtiyaç var, mevcut imkânlar ne kadar güncel ve yeterli?

Bakın bakalım KKTC ne kadar güvenli bir yer. Bakın bakalım yılda kaç kaza, kaç cinayet, kaç olay yeri kurşunlama oluyor.

KKTC değişti fakat devlet gelişmekte ve bunu yakalamakta gecikiyor.

Biz hâlâ ala franga yaşıyoruz.

**************

Günün Sözü

"Adları unut, yüzleri, sesleri, kokuları falan. Geçmişine bir asfalt dök. Yürüyebilmek için ihtiyacın olacak."

Burak Aksak

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.