Uyutuluyoruz adeta…

Belediyeler reformuyla ilgili kavgalar ve tartışmalar, akaryakıtın birkaç gün arayla ucuzlaması ve pahalı olması, gelir dağılımındaki uçurumlar ve sessiz sedasız artan Koronavirüs vakaları memleketin gündemi. Gelin görün ki iki önemli detay var; birincisi Koronavirüs her hafta ortalama iki kişi hayatını kaybediyor. Keza trafik kazalarında da aynı durum var. Son bir haftaya hayli trafik kazası sığdı ve iki ölüm, ağır yaralanmalar, hafif yaralanmalar gerçekleşti. Ama bu iki önemli konu önemsizmiş gibi algılatılıyor. Düşünsenize bir belediye reform için sendikaların eylemleri ya da Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Futbol Federasyonu Başkanı Hasan Sertoğlu arasındaki mahkemeye taşınan kavga çok daha yer işgal ediyor. Halbuki ülkenin başta ekonomik geçim sıkıntısı olmak üzere Koronavirüs vakaları ve trafik kazalarında hayatlarını kaybeden insanlar var. Ama her ne halse bu önemli sorunlar yokmuş gibi görünüyor.

KKTC’ye gelmeyen yazım çok okundu. Yazıyı beğenenler olduğu gibi beğenmeyip güzel şeyler yazın diyen yorumlarda geldi. Halbuki bu yazı bir KKTC gerçeğini ortaya koyan bir yazıydı. Bu konuda da yine belki farkında değiliz ama her gün ciddi hırsızlık vakaları, şiddet vakaları ve yaralanmalar okuyoruz. Uyuşturucu haberleri de işin cabası.

KKTC’nin dışarıdan bakıldığında nasıl bir algısı varsa adamlar yüz binlerce nakit parayla adaya girmeye çalışıyor, giriyor da çoğu zaman. Polis Teşkilatının Ercan Havalimanı’ndaki polisleri gözden geçirmesi ve sıkı bir denetlemesi gerekiyor; o kadar para nasıl oluyor da memlekete girebiliyor. Unutmayın ortada işlenen bir suç varsa devlet çoğu zaman bu suçun ortağı olabiliyor.

MARKETLER ÇOK PAHALI

Alın size gerçek bir gündem maddesi. Belediyelerin sayısı kaça düşecek konusu güncel konuya hem muhalefet hem de sendikaların her gün eylemleri var. halbuki doğrudan insan hayatını etkileyen marketlerdeki pahalılık. İnsanlar market market geziyor. Filanca market kampanya yapıyor biz daha ucuzuz diye. Deyim yerindeyse biz size daha az kazıklıyoruz demiyorlar. Devletteki ve özeldeki maaş artışı daha hayata geçmeden marketler pahalı oldu. Çok paraya az eşya alabileceğiniz dönemdesiniz. Allah’ın elmasının otuz lira gittiği bir dönemden geçiyoruz. Sebze meyve ve diğer gıdaları yazmıyorum bile. Küçücük bir alışverişe 300 kağıt bırakmadan marketten çıkamazsınız. Herkesin ağzında her şey çok pahalı ne yapacağız demekten başka bir şey gelmiyor elinden. Her şey çok pahalı. Halbuki piyasalar denetlense piyasalar ucuzlatılabilir. Bunu yapmak yerine serbest piyasa denilip maaşlar artırılıyor. Sonuç olarak bir şey değişmiyor. Artık cebinizde pahalı bir alışveriş yapabilmek için sadece daha çok para var. Günün sonunda aynıya geliyor. Piyasaları denetlememek suç ise devlet bu işlenen suçun birinci sınıf ortağı konumunda.

ÇOK ALAN ÇOK AZ ALAN AZ MAAŞ

Evet bu da işin bir başka kısır döngüsü. Hükümet ne açıklamamıştı az alan çok çok alan az maaş artışı alacaktı. Bir kavgada onun için çıktı ve az alan az artış alırken çok alan çok artış aldı. Maaşlar arasındaki uçurum daha da büyüdü. Halbuki çok alan da az alanda aynı marketleri ve aynı benzincileri aynı eczacıları kullanıyor. Hele hele ilaçlardaki artış akıllara zarar. Bunları yasmak lazım. Biliyorum örneğin bir Tatar-Sertoğlu kadar okunmaz böyle yazılar ama onların gündemi gelip geçici ya da belediye sayıları kaç olacaktı? Kaç olacaksa olacak vatandaşın konusu bu değil ki. Zaten yarısı batmış durumda, maaş ödeyemeyen ya da hizmetlerini yerine getiremeyen en az 10 belediye var; adı sadece belediye ama bu çok önemli bir konuymuş gibi yansıtılıyor halbuki hiç önemli bir konu değil.

Anlayacağınız bu ülkenin önemli gündemleri çok başka ama kavgası verilen gündemler başka. Daha çok önemli olarak algılanıyor. Karnı aç olan insanın karnını doyurmak için pasta yemesi gibi saçma bir gündemle karşı karşıyayız ve bu halkın belki kesimlerine ekmek yerine pasta yemek keyifli geliyor.

Kıçımızdan donumuzu çalmışlar ama biz farkında değiliz. Uyutuluyoruz adeta. Mesele bu kadar basit.

****************

Günün Sözü

İyi bir kadınla iyi bir erkek birlikte değildir çünkü kadınlar, kötü erkeklere aşık olup iyi erkeklerle dertleşir.

Victor Hugo