Gönlümüzden geçen bu... İnşallah gerçek olur

Yayın Tarihi: 22/09/22 07:30
okuma süresi: 6 dak.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler konuşmasında ilk kez açık bir dille KKTC’yi tanıyın diye bir seslenişte bulunması son derece önemli bir gelişmedir. Ancak aklımın almadığı ve sormadan edemeyeceğim bazı soru işaretleri var. Türkiye’nin daha doğrusu Türk ordusunun Kıbrıs’ta bulunmasının en temel şartı 1960 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti kurulurken imzalanan garantörlük anlaşmasıdır. Bu anlaşmaya dayanarak 20 Temmuz 1974’te Türkiye Kıbrıs'a haklı bir müdahalede bulundu. Zaman zaman Fransa ile yaşanan gerginliklerde Türkiye’nin “ben Kıbrıs'ın garantörüyüm sen ne oluyorsun da karışıyorsun” dediği ve haklı olarak bunu söylediği konuşmaları unutmadık.

İşte Türkiye garantörlük anlaşmasından doğan haklar ve yetkilerle bugün Kıbrıs’ta haklı bir davanın öncülüğünü yapmakta ve bu haklar karşılığında kimse Türkiye’ye sen işgalcisin diyememektedir.

Kaldı ki Türkiye’den KKTC’yi tanıması ve tanıtmasını istemek yine bu anlaşma çerçevesinde Türkiye’yi uluslararası anlaşmaları ihlal etmesini istemekle ve zora sokmakla eşdeğerdir.

Belli ki Türkiye Kıbrıs konusunda köklü bir politika değişikliğine gitmiştir. BM’nin kararları dururken herhangi bir ülkenin KKTC’yi tanıması söz konusu değildir.

Örneğin Türkiye’nin Azerbaycan ve Pakistan’la çok köklü ilişkileri vardır. Peki neden gardaş ülke dediğimiz Azerbaycan KKTC’yi tanımıyor ya da doğrudan uçuş başlatmıyor. Neden Pakistan KKTC’yi tanımıyor. Neden Türkiye’ye diplomatik açıdan çok yakın olan bu iki ülkeden KKTC’yi tanımalarını istemiyoruz. İstesek de tanımayacaklarını biliyoruz çünkü.

İşte konuşulanlar ve gerçekler çok farklı şeyler.

Örneğin Türkiye’nin KKTC’yi tanıdığını hepimiz biliyoruz ama gelin görün ki Türkiye bile Türk takımları bile KKTC takımlarıyla bir maç yapamıyor ama eşleşmeler olduğunda Güney Kıbrıs'a gidip Kıbrıs Cumhuriyeti'yle futbol maçı yapabiliyorlar.

Dahası Türkiye’nin Rum tarafıyla sanayi alanda gümrük birliği anlaşması olduğu için ticaret yaptığını da biliyoruz. Rum tarafındaki alış veriş merkezlerinde Türk malı ürünlerin satıldığını biliyoruz.

Yani bir diğer deyişle Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler kürsüsünde KKTC’yi tanıyın demesi kulaklara hoş gelse dahi bunun zorluklarını Türkiye’nin kendisinin bile zorluklarla karşılaştığına şahit oluyoruz birçok adımda.

Üzücüdür tüm bu yazdıklarım. Türkiye’ye en yakın ülkelere bile KKTC’yi tanıyın diyemiyoruz, KKTC’ye direk uçuş başlatın diyemiyoruz. Dememi lazım ve o ülkelerinde hem KKTC’yi tanımaları tanımasalar bile direk uçuş başlatmaları gerekmez mi ?

Her şey çekilen güzel fotoğraflarda ve sarf edilen güzel sözlerle sınırlı kalıyor.

GARANTÖRLÜK ANLAŞMASI

11 Şubat 1959’da Zürihte imzalanan garantörlük anlaşmasının birinci ve ikinci maddesi son derece açıktır.

MADDE 1

Kıbrıs Cumhuriyeti, kendi bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü ve güvenliğini devam ettirmeyi ve anayasaya saygıyı güven altına almayı üstlenir. (taahhüt eder)

Kıbrıs Cumhuriyeti, ayrıca tümüyle veya bir bölümüyle herhangi bir devlet ile hiçbir şekilde siyasi veya ekonomik bütünleşmeye girmeyeceğini taahhüt eder. (sorumluluğunu yüklenir)

Kıbrıs Cumhuriyeti, bu maksatla adanın gerek birleşmesini, gerekse taksimini doğuracak doğrudan doğruya (direkt olarak) veya dolaylı olarak gerçekleştirmeye yardımcı ve teşvik edici tüm hareketleri yasaklar.

MADDE 2

Yunanistan, İngiltere ve Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 1’nci maddede belirtilen taahhütlerini kaydederek, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını, ülke bütünlüğünü, güvenliğini ve anayasanın temel maddeleri ile oluşan durumu (state of affairs) tanırlar ve garanti ederler.

Yunanistan, İngiltere ve Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin diğer herhangi bir devlet ile gerek birleşmesini. gerekse Ada’nın taksimini doğrudan doğruya, veya dolaylı olarak gerçekleştirmeye yardım ve teşvik edici bir amacı olan tüm hareketleri kendi yetki ve ilgileri oranında önlemeyi üstlenir. https://www.mfa.gov.tr/garanti-antlasmasi-_zurich_11-subat-1959_.tr.mfa

Gördüğünüz gibi bu maddelere göre garantör devletler Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ve Kıbrıs adasının bölünmesini engelliyor ve bu anlaşmanın altında Türkiye’nin de imzası var.

Bu nedenle herhangi birinin Türkiye’ye KKTC’yi tanıyın ya da tanıtın demesi Türkiye’ye yapılacak bir haksızlıktır. Ben bu anlaşmalar çevresinde bunu böyle yorumluyorum.

Tabii keşke Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın KKTC’yi tanıyın çağrısı Dünya devletleri ve en önemlisi Türkiye’ye çok yakın ülkeler tarafından kabul görse ve KKTC’yi tanısalar. Ancak ne yazık ki bunun gerçekleşemeyeceğini görebiliyoruz.

Tekrardan örnek verecek olursam Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın KKTC’yi tanıyın çağrısına Azerbaycan doğrudan uçuşlar başlatarak ve KKTC’yi tanıyarak bu çağrıya ilk cevap veren ülke olabilir.

Sizce olur mu ?

Gerçekler işte...

*******************

Günün Sözü

Ben sensizde yaşarım ama seninle bir başka yaşarım

Cemal Süreya

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Alexy Flemmings22/09/22 10:31
(1) ALTINER: Türkiye’den KKTC’yi TANIMASI ve tanıtmasını istemek yine bu anlaşma çerçevesinde Türkiye’yi uluslararası anlaşmaları ihlal etmesini istemekle ve zora sokmakla eşdeğerdir. FLEMMING: TR, KKTC'yi halihazırda ZATEN TANIMAKTADIR. (2) ALTINER: BM’nin kararları dururken herhangi bir ülkenin KKTC’yi tanıması söz konusu değildir. FLEMMING: BM Güvenlik Konseyi'nin ilgili kararı SADECE bir TAVSİYE karar! "CALLS ON NOT TO RECOGNIZE..." var. BM Uluslararası Adalet Divanı 2010 Kosova Kararı: "Uluslararası hukukta bağımsızlık ilanlarını yasaklayan HİÇBİR ŞEY YOKTUR". BM Uluslararası Adalet Divanı kararları, HUKUKİlik VE BAĞLAYICILIK açısından doğası gereği SİYASİ/POLİTİK olan BM Güvenlik Konseyi kararlarından KAT BE KAT ÜSTÜNDÜR! Türkiye TANIDI; hiçbir yaptırımla karşılaşmadı. Diğer herhangi bir ülkenin de KKTC'yi TANIMASINDA hiçbir hukuki engel YOK! ABD Federal Mahkemesi (09.10.2014): "Her ne kadar ABD, KKTC'yi bir devlet olarak tanımasa da, KKTC'nin bir başkan, bir başbakan, yasama ve yargısı ile birlikte DEMOKRATİK BİR CUMHURİYET olarak işlediği söylenebilir." ABD mahkemesinin kararının haberi(13.10.2014): http://www.courthousenews.com/property-spat-over-turk-controlled-cyprus-fails/ ABD mahkemesinin davasının sayfası (Defendant(Davalı): Turkish Republic of Northern Cyprus) http://dockets.justia.com/docket/district-of-columbia/dcdce/1:2009cv01967/139002 ABD mahkemenin Kararı: http://docs.justia.com/cases/federal/district-courts/district-of-columbia/dcdce/1:2009cv01967/139002/53 Rumlar, ABD'de derslerini aldıkları için, KKTC aleyhine ABD'de 2014 yılından bu yana hiç dava aç(a)madılar. Birleşik Krallık Yüksek Mahkemesi (03.02.2017): "Birleşik Krallık yasalarında Birleşik Krallık'ın KUZEY KIBRIS'ı TANIMASINI KISITLAYICI HİÇBİR ŞEY YOKTUR. BM'nin kendisi de, KUZEY KIBRIS kolluk kuvvetleri ile birlikte çalışıyor ve adanın iki kısmı arasındaki işbirliğini kolaylaştırıyor. Birleşik Krallık polisi ve KUZEY KIBRIS'ın yasal kurumları arasında ilişki YASALdır. " http://www.telegraph.co.uk/news/2017/02/03/criminals-fleeing-british-justice-can-no-longer-use-cyprus-safe KKTC YASAL OLDUĞUNDAN, KKTC'nin TÜM MAHKEMELERİ VE YASALARI DÜNYADA TANINMAKTADIR: A) KKTC'nin TÜM YASALARI AVRUPA'da (AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ; ECtHR) TANINMAKTADIR: i) AİHM(02.07.2013): KIBRIS ADASININ KUZEYİNDE, KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ'NİN YASALARI GEÇERLİDİR: http://hudoc.echr.coe.int/eng?i=001-122907 ii) KIBRIS ADASININ KUZEYİNDE, YASALARI GEÇERLİ OLAN TEK ÜLKE KKTC'dir: Kıbrıs adasının kuzeyiyle ilişkili bir mesele için AİHM'de dava açabilmek için, KKTC'nin TÜM İÇ HUKUKU tüketilmelidir. http://www.echr.coe.int/Documents/Admissibility_guide_ENG.pdf iii) AİHM (04.01.2011): Kıbrıs Cumhuriyeti'nin TÜM insanları (Kıbrıs Cumhuriyeti Başkanı bile), Kuzey Kıbrıs ile ilgili bir konudaki davalarını AİHM'e götürmek için KKTC HUKUK SİSTEMİNE BAŞVURMAK ZORUNDADIR. http://hudoc.echr.coe.int/eng?i=001-103100 iv) AİHM (02.09.2015): KKTC'nin mahkemeleri BAĞIMSIZ ve TARAFSIZdır: http://hudoc.echr.coe.int/eng?i=001-155000 (3) ALTINER: Azerbeycan ve Pakistan'ın, istesek de KKTC'yi tanımayacaklarını biliyoruz. FLEMMING: Azerbaycan, Karabağ sorunu tam çözülmediğinden tanımayı erteliyor. Rus barış gücü, 9 Eylül 2020 anlaşması gereğince, 2025'te Karabağ'dan ayrılınca, Azerbaycan'ın KKTC'yi tanıması için engel kalmayacak. Pakistan, KKTC'yi tanıdı. Yunanistan'ın tehdidi sonrasında, Yunan gemilerinde çalışan Pakistanlı gemicilerin Yunanistan tarafından kovulmasından korktuğu için, KKTC'yi TANIMASINI GERİ ÇEKTİ. (4) ALTINER: Türk takımları ... eşleşmeler olduğunda Güney Kıbrıs'a gidip Kıbrıs Cumhuriyeti'yle futbol maçı yapabiliyorlar. FLEMMING: Avrupa Bilardo Federasyonu'nun turnuvalarında, Yunan/Rum takımları eşleşmeler olduğunda MECBUREN KKTC takımıyla bilardo maçı yapmak zorunda kalıyorlar; maç yapmazlarsa ceza alırlar! KKTC Tekvando ve Karate Takımı, tüm dünya karatecileriyle ve tekvandocularıyla yıllardır maçlar yapıyor. (5) ALTINER: Garantörlük Anlaşmasının maddelerine göre garantör devletler Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ve Kıbrıs adasının bölünmesini engelliyor ve bu anlaşmanın altında Türkiye’nin de imzası var. FLEMMING: Uluslararası Adalet Divanı 2010 Kosova Kararı, AYRILMA için 8 koşulun sağlanması gerektiğini saptadı. KKTC halkı, 8 koşulun 8'ini de TAMAMEN sağlamaktadır! ABD Federal Mahkemesi (09.10.2014): "KKTC'nin bir başkan, bir başbakan, yasama ve yargısı ile birlikte DEMOKRATİK BİR CUMHURİYET olarak işlediği söylenebilir." Birleşik Krallık Yüksek Mahkemesi (03.02.2017): "Birleşik Krallık yasalarında Birleşik Krallık'ın KUZEY KIBRIS'ı TANIMASINI KISITLAYICI HİÇBİR ŞEY YOKTUR."

Diğer Gökhan ALTINER yazıları