Telefondaki ses ağlıyordu…

Üçüncü güne girdik halen öğrencilerimize ulaşılamadı. Dün Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nu telefona bağladık. Çalışmaların hız kazandığını anlattı ve umutlu olduğunu söyledi. Araç gereç sıkıntısı var mı diye sordum hayır yok dedi. Kısa sürede kalabalıklaşan ekip sayesinde ve gerekli iş araçları sayesinde arama kurtarma çalışmaları da hız kazanmış oldu. Bir bir enkaz altında kalanlara ulaşılıyor. Bizim tahminimize göre 17, bakanın açıklamasına göre 16 kişi. Tek bir kişi yaralı olarak kurtarıldı. Diğer 15 kişinin cansız bedenine ulaştılar. Tanınmış iş insanlarından Cem Dana’yı telefona bağladık; “altı kat binanın yüksekliğinde moloz yığını var. Yaklaşık 20 metre yüksekliğinde bir yığına karşı uğraşıyoruz. Arama bir iki ay sürebilir” dedi. Belki abarttı ama onlar orada yaşanan arama kurtarmanın canlı şahitleri.

Söz konusu otelin yaklaşık sekiz kat olduğunu duymuştum. Son derece eski bir otel. Dün internetten girip otelin görüntüsüne baktım. Dış cephe giydirmesi yapmışlar. Son derece modern görünen, odaları gayet şık lüks bir otel görüntüsü çıktı karşıma. Şimdi o lüks görünen otelden geriye hiçbir şey kalmadı. İlk sarsıntı da kağıt gibi yıkıldığını söyledi görgü tanıkları.

Büyük bir otelin enkazından yaklaşık 150 kişiyi çıkarmak hiç kolay olmasa gerek. En önemlisi arama kurtarma ekipleri zamana karşı yarışıyorlar. Adıyaman geceleri oldukça soğuk oluyor ve enkaz altında kalanların donma ihtimali var. Üç gündür aç ve susuz yaşamaya çalışıyorlar. Üstelik havasız bir ortamda. Belki de bir kısmı hayatını kaybetmiştir. Bunu düşünmek bile istemiyoruz ama nasıl bir gerçekle karşı karşıya olduğumuzu da bilmek gerekiyor. Önemli olan daha fazla zaman kaybetmeden öğrencilere ulaşmak ve onları kurtarmak.

Otelde ilk olarak 180 kişinin kaldığı söylendiyse de sonradan 100-150 arası bir rakam olduğu söylendi. Yaklaşık 39 kişi KKTC ekibinden oluşuyor.

TELEFONDAKİ SES AĞLIYORDU

Bakan Nazım Çavuşoğlu’nu yayına bağlamak için aradım. Telefonu çok sevdiğim arkadaşım Feriha Yiğittürk açtı. Ağlıyordu; “dua edin Gökhan dua edin” diyebildi Feriha “karşımızda enkaz yığını seyrediyoruz” diye ekledi. Teselli etmeye çalıştım. Soğuk kanlı olmasını ve umudunu yitirmemesi gerektiğini söyledim. Ne söylenebilirdi ki başka. Yanılmıyorsam Feriha’nın da oğlu enkaz altında kaldı. İnşallah tüm çocuklarımız sağ salim çıkarılır ve ailelerine kavuşurlar.

Böyle durumlarda gazetecilik yapmak da çok zordur. Ne ne konuşacağınızı bilirsiniz ne de ne yazacağınızı. Bu yazıyı kaleme alırken ister istemez empati yapıyor insan, hayal ediyor kendinin ya da çocuğunun o enkazın altında kaldığını. İnsanın çıldırası gelir. Çok ama çok zor bir durum.

185 BİN KİŞİ ETKİLENDİ

Türkiye’nin kapasitesini aşan bir depremden bahsediyoruz. Hiçbir şekilde Türkiye’nin kaynakları yeterli değil. 123 bin AFAD üyesi olduğu söyleniyor. Devlet askerlerden de yardım alabilmek için yüzlerce askeri sahaya sürmüş bulunuyor. Madenciler devreye girmiş bulunuyor. 185 bin insanın bu depremden etkilenmiş olabileceği açıklandı. Ben bu yazıyı kaleme alırken yaklaşık olarak 9 bin 57 can kaybı olduğu açıklandı. Uluslararası toplumdan yardımlar geldi ancak bunun yeterli olmadığını ve arama kurtarma çalışmalarının haftalarca sürebileceğini söylemek lazım.

10 ilde geniş çaplı bir yıkıntıdan bahsediyoruz.

ADIYAMAN’DA DEVLET YOK GİBİ

Cem Dana’nın söyledikleri son derece önemliydi. Arama kurtarma çalışmalarının olduğu yerde KKTC’den giden ekip dışında tek bir ekip olmadığını söyledi. Devletin uğraşmasına rağmen yetersiz kaldığını ve oluşan en kazın her tarafa yayıldığını söyledi. Daha da önemlisi depremde hayatını kaybedenlerin kokmaya başladığını ve yol kenarlarında yatan ölüleri kimsenin gelip almadığını da sözlerine ekledi. Nasıl bir ortamla karşı karşıya olduğumuzu varın siz düşünün. Adıyaman’da adeta devlet yok gibi bu anlatılanlara baktığınızda. On ilde yaşanan geniş çaplı depreme devlet yetişemiyor.

Umarım bir an önce çocuklarımızdan bir haber gelir ve sağ bir biçimde kurtarılırlar. Tek kelimeyle zamanla yarışılıyor. Kötü hava koşullarına rağmen üç vardiya şeklinde arama kurtarama çalışmaları devam ediyor. Gece saatlerinde öğrencilere ulaşılabileceği söylendi. İnşallah peşi sıra çocuklarımıza ulaşılabilir ve daha çok geç olmadan kurtarılırlar.

Umut her şeye rağmen umut.

******************

Günün Sözü

“Umut en son ölür”

Anonim