Hristodulidis, Makarios’a benzedi...
Gazeteci abilerimizden dinlerdik; vakti zamanında Makarios Türk gazetecileri çağırır beyan verirmiş sonra da açıklamaları yayınlandığında inkar edermiş ben böyle bir şey demedim diye. Yine haber editörlüğü yaptığımız yıllarda abilerimiz bize gerek duymadıkça Rum basınını kullanmamamızı tembih ederdi. Nedeni ise Rum basınındaki haberlerin doğruluğunun kesin olmadığından dolayıydı. Rum Lider Hristodulidis bir açıklama yaptı ve BM Genel Sekreteri Guterres’in üçlü görüşme için davet yaptığını açıkladı ya da yapacağını. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından bu yalanlandı. CTP Genel Başkanı Erhürman bu konuda Nikos’u samimiyetsiz bulmakla eleştirirken HP Genel Başkanı Özersay da bunu bir skandal olarak değerlendirdi.
Öyle anlıyoruz ki ortada bir teklif yok yani Nikos Hristodulidis yalan söylüyor. Öyle anlıyoruz. İşte Rum lider Nikos’un söylediği bu yalanlar bana Eski Rum Lider ve Papaz Makarios’un beyanlarını yalanlamasını ve Rum basınının güvenli olmadığı gerçeğini hatırlattı bana.
Nikos bununla da kalmıyor; farkındaysanız açıklamalarında Aralık ayından önce ki muhtemelen New York zirvesi sonrasında yeni bir müzakere sürecinin başlayacağını söylüyor ve bununla ilgili söz de veriyor. Bunu bir Rum parlamenter değil Rum Yönetimi Başkanı olarak açıklıyor. Siz de acaba diyorsunuz Kıbrıs konusunda beklemediğimiz bir arka kapı diyaloğu mu var ve böyle bir şey mi başlayacak diye inanıyorsunuz. Acaba diyorsunuz; ben diyorum şahsen.
Halbuki öte yandan başta Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın ve Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarına baktığınızda Kıbrıs meselesinin bir çıkmazda olduğunu ve Türk tarafının artık Federasyonu görüşmeyeceğini ve bunda kati kararlı olduklarını görüyorsunuz ama öte yandan Rum lider pozitif bir sürecin başlatacağı yönünde sözler verebiliyor. Hakikaten kim doğru söylüyor kim yalan söylüyor hal böyle olunca ikide kalıyorsunuz.
Yine öyle anlıyoruz ki Kıbrıs meselesinde bir süre daha çıkmaz sokakta kalmaya devam edeceğiz. Guterres bir misyon üstlenir mi bilmiyoruz ama özellikle Holguin’in raporu ortada dururken ve taraflar birbirine uzakken nasıl olacak da yeni bir müzakere süreci başlasın o da ayrı bir konu. Genel sekreter bir yakınlaşma olmamasına rağmen nasıl bir müzakere süreci başlatacak o da ayrı bir konu.
Ancak New York zirvesinde Genel Sekreter bir üçlü görüşme talep edebilir ve tarafların ağzından bir durum değerlendirmesi yapmak isteyebilir. Böyle bir şey muhtemeldir ki yaşanabilir. Ancak henüz böyle bir açılım yokken ve Genel sekreter böyle bir şey açıklamamışken böyle bir şeyin olacağını açıklamak da doğru değil. Bu sefer Genel Sekreteri yalancı durumuna düşürürsünüz ki Nikos’un tam olarak da yaptığı budur.
Türk tarafı artık federasyonu görüşmeyeceği noktasında kesin ve kati kararlı. Bu ne olacak da değişecek ve Türk tarafı tekrardan federasyonu görüşmeyi Kabul edecek ki müzakereler yeniden başlasın. Geçtiğimiz haftalardaydı Hristodulidis federasyon dışında herhangi bir şeyi görüşmeyeceklerini açıklamıştı.
Yani anlıyor musunuz süreç nasıl tıkanmıştır. Türk tarafı iki devlet ve siyasi eşit egemenlik darken Rum tarafı da federasyon diyor. Daha da önemlisi Ankara Hükümeti Federasyon görüşmeyi reddediyor. Öyle anlıyoruz ki New York zirvesinde Genel Sekreter tarafları bir araya getirerek bir dinleyecek ve ona göre bir yol haritası belirleyecektir. Ancak böyle bir zirve de muhtemelen sonuçsuz kalacaktır.
Çözüm yanlıları Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan artık federasyon yok demesine rağmen Tayyip beyin açıklamalarında yumuşak değinmeler var bu nedenle perde gerisinde bir süreç başlayabilir açıklamaları yapmaktan çekinmiyorlar ki bu da nasıl bir cesarettir ben anlayamıyorum. Keşke perde gerisinde birtakım temaslar olsa ve Kıbrıs Müzakereleri başlasa ancak yakın bir zamanda ben böyle bir şeye hiç ihtimal vermiyorum.
Rum lider aziz babası Makarios’a benzemeye başladı. Bakalım bu işin sonucu nereye varacak.
************************
Günün Sözü
"Keşke kendini bırakıp gitse insan. Ama olmuyor."
Can Yücel
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.