Nereye "sürüklendiğimizin" farkında mısınız?

Yayın Tarihi: 07/12/20 07:00
okuma süresi: 7 dak.

Siyasi partilerin ve insanların ideolojisi olur da, devletlerin olmaz mı?

Hele bu coğrafyada, bal gibi de olur... Örneğin,

bizim Devletimiz, Atatürk milliyetçisidir...

Bu bir iddia değil;

Devletimizin resmi ideolojisi,

Anayasa'nın 71. maddesine göre, Atatürk milliyetçiliğidir...

Bunun anlamı ise Devlet’in Kemalist olduğudur.

*

Atatürkçülük, bir diğer adı ile Kemalizm,

Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’nde benimsenen,

ve bizim Devletimizin Anayasası ile de şiar edinilen, 6 temel ilke ile bilinmektedir. Bunlar:

  • Milliyetçilik,
  • Halkçılık,
  • Cumhuriyetçilik,
  • Lâiklik,
  • Devletçilik,
  • İnkılâpçılık (Devrimcilik)

Anayasa demek, temel ilkeler demek.

Anayasa demek, tüm yasaların bağlı olması gereken ana ilkeler ve ana yasalar demek…

Anayasa demek, olmazsa olmazları demek bir ülkenin.

*

Peki, acaba halâ Kemalist midir bizim Devletimiz?

Tabi ki kâğıt üstünde öyledir de,

acaba yukarıda de yazılı olan,

Atatürkçülüğün ilkeleri diye bilinen o temel 6 ilkenin,

kaçı halen geçerlidir günlük hayatımızda?

*

Örneğin lâiklik!

Örneğin devletçilik!

Peki ya inkılâpçılık?

Halkçılık ya da!

Cumhuriyetçilik kavramı bildiğimiz anlamı taşıyor mu halâ?

ya da milliyetçilik, aslı olan yurtseverlik kavramından,

daha başka bir anlama mı dönüştürülmüş?

Atatürk görebilseydi bugünkü yansımalarını bu ilkelerin, acaba kaçını tanıyabilirdi?

*

İşte bu yüzden bir daha düşünmek gerek belki de,

Devletimizin halâ Kemalist olup olmadığını!

Değilse niye değil peki?

Dünya konjonktüründen dolayı mıdır bu değişim?

Yoksa uyulması ya da itaat edilmesi gereken yeni ilkeler mi var ülkemizde?!

Eğer itaat edilmesi gereken yeni ilkeler varsa,

bunlar da yazılı ilkeler midir Atatürk ilkeleri gibi?

Yoksa, bu yeni ilkeler yazılı olmayan,

ama bağımlı olduğumuz “ilkeler” midir?

Hangi otorite bunlara karar vermiş peki,

Anayasa’nın 71.maddesi yerinde durduğuna göre?

Anayasamızdan “daha üstün olan” nedir?!

Ekonomik nedenler mi?

Duygusal mı yoksa?!

Ya da güvenlik nedeniyle mi yok sayıyoruz Anayasamızın 71. Maddesini?!

Hangi güvenlik sorunu yok saydırtır ki bizlere Atatürk ilkelerini?!

Bu nasıl mümkün olabilir!

 *

Yoksa bizim bunları düşünmememiz mi gerekiyor?!

Birileri bizim yerimize düşünüyor mu diyorsunuz bu konuları?!

Bizim milli dava dışında bir şey düşünmemize gerek yok mu diyorsunuz?!

Bu mudur?!

Biz bir olalım, birlik olalım, gerisi kolay mı diyorsunuz?!

*

Et ve tırnak gibi…

Uslu olalım, biat edelim,

öyle federal çözüm ve barış demeyelim, barış zaten var diyelim,

Etliye sütlüye karışmayalım,

Karnımız tok, hamdolsun diyelim!

Yeter ki farklı düşünmeyelim (mi diyorsunuz?)…

*

Böyle mi diyor kısacası,

bugün kendilerini tüm "doğrular"ın sahibi addeden,

dün'ün “Kemalist taşkın milliyetçileri”?

Bu dünyayı "öte dünya" kurallarıyla yönetebileceklerini mi sanıyorlar?...

*

O halde;

bizim,

Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayan,

kendilerini doğduğu yerden bağımsız olarak Kıbrıslı Türk addeden,

demokrat, liberal, sosyalist Kıbrıslı Türklerin,

ve hatta Kıbrıslı Türk milliyetçilerinin işi ne?

Bizim işimiz “lâf ile peynir gemisi yürütmek” mi?!

 *

Varsa eğer söyleyecek ve yapacak yeni şeyleriniz,

siyasetinizi nesnelleştirin...

Ve unutmamak gerekir ki,

Gelinen noktada artık siyasetinizin bir psikolojisi olmalı ...

Çünkü hayat yeniden tanımlanıp değişirken,

maalesef biz yerimizde sayıyoruz...

Bu ülkede “iktidarı” yakalayan,

hayatı yeniden tanımlayıp,

değişimi gerçekleştireceğine,

kendisi de sürüklenerek sistemin bir parçası haline geliyor...

Kusura bakmayın ama, 

Manevi mağlûbiyetimiz de inkâr edilemez boyutlara ulaşmıştır artık...

Haçana bir bu toplum

kendi kendinin mağduru olarak yaşayacak ve yaşatılacak?

*

Siyaseti yaşam tarzı üzerinden kurgulamak,

bence artık en doğru yöntemdir...

Siyasetimizin, insanlık durumunu,

Demokrasi, 

Kendi kültürümüz, 

İnsan hakları,

Evrensel hukuk vb. kavramlar ile iyileştirmesi bir amaç olmalı...

Siyasetimizin ve uygulamalarımız “odak noktası” bu olmalı.

Ve bu yalnızca kâğıt üzerinde değil,

yaşamın her alanında fonksiyonel olarak vücut bulmalı, nesnelleştirilmeli.

 *

Siyaset sorunları çözme sanatıdır ama;

hiç kimse,

bir olayın nedenlerini açıklamadan,

ve o nedenleri ortadan kaldırmadan,

sorunları çözemez...

Sorunları çözmek yerine,

"ondan" ya da "bundan" taraf olur,

"suçlu kimdir" tartışmalarına girer...

*

Bazı odaklar,

kendi düşüncelerinde bizleri,

sadece “söz geçirilecek “basit” bir halk” durum ve düşüncesine indirgedi..

Topluma ve siyasete müdahale fikri bu ortamda ürüyor.

Kendi şartlarına göre hayatı, politikayı ve hatta ülkeyi  restore ediyorlar. 

 *

Farkında mısınız?

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Prof. Dr. Mehmet ÇAĞLAR yazıları