Bir varmış, bir yokmuş...

Yayın Tarihi: 01/02/21 07:00
okuma süresi: 5 dak.

Hani “hızlı koşan çabuk yorulur derler ya,

ulaşmak istediğimiz barış,

ve dünyalı olma hedefi için,

yıllarımızı vermiş olsak da adım adım ve yudum yudum,

yine de birçoğumuz gibi,

benim de üzerimde yılların tozu, kiri var sanki!

 

Kaybettiklerim, kazandıklarım, özlediklerim, uğurladıklarım…

"İyi ki doğdun”lar, “yeni yaşın kutlu olsun”lar…

Ben de, neden bilmiyorum ama kısa vakitlere çok şey sığdırmaya çalıştım galiba.

Daha iyilerini de yapabilirdim mutlaka, yani çoğu zaman! 

 

Lâkin devindim... 

Devindiğim için de değiştim. 

Degiştiğim için de dönüştüm sanki…

 

Karşılığını vermeden hiçbir şey alamıyorsunuz...

Emek vermek gerek yani, çabalamak, mücadele etmek…

Hedeflerin olmalı,

birlikte yol yürüdüğün dostların,

ve sonuna kadar güvendiğin, sırtını dayamaktan çekinmediğin yoldaşların…

 

Marks'tan, Hegel'e, 

Lenin’den , Antonio Gramsci’ye, 

diyalektik kavrayış doğrultusunda üretilen tüm kavramları,

hayatım boyunca  kendime "yoldaş" yaptım.

Ülkemde de birer "değer" haline getirmeye çalıştım tüm bu kavramları...

 

Bu süreçte öpünce geçmeyen, gözle görülmeyen yaralarım da oldu! 

Beklentilerimin karşılığını alamadığım hayal kırıklıklarım da...

Ülkemin yaşadıklarına dair özlemlerim, 

ümitlerim, umutlarım ...

 

Bugün yine,

"bir varmış bir yokmuş; evvel zaman içinde, kalbur saman içinde. 

Deve tellal, horoz imam, manda berber iken"

diye anlatılmaya başlansa,

çok daha iyi anlaşılır olacak olan,

bir "Egemen Eşit Devlet Masalı”na geldik…

 

Bizi bugünlere taşıyan süreç 

"savaş" denen bir gerçeklikle başladı...

İnsanların yaşamları ve düzenleri sarsıldı,

ve her şey tepetaklak oldu...

 

Sonra "barış" denen kocaman hayaller kuruldu...

Çözüm süreçleri yaşandı...

Ve nihayet yine günümüzdeki "gerçeklere" geri dönüldü.

 

Nedir bu "gerçekler"?

1974’te bir "zafer" kazandık!

Bu zafer vehmiyle yarattığımız bir "düzen" var:

Ganimet, Kumarhane, Borç ve "Gece Kulübü" sermayesi ...

Öyle bir düzen ki bu düzen, bizden başka hayranı da yok!

 

Şimdi 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası içindeki,

neredeyse "kotalara" bile tahammülü olmayan insanlarla, 

bu yaratılan düzenin "Egemen Eşit Devlet" olacağı,

iki devletli çözüm görüşülecek!

Ve neticede KKTC de,

hem Kıbrıslı Rumlar,

hem BM Güvenlik Konseyi üyesi ABD, Rusya, Çin, Fransa ve İngiltere,

hem de AB üyesi ülkeler tarafından,

adada ikinci bir ayrı devlet,

yani “Egemen Eşit Devlet” olarak,

siyaseten uluslararası toplum tarafından resmen tanınacak,

ve bir konfederal yapının iki kurucu "kurucu" devletinden biri olacak!

 

"Bir varmış bir yokmuş; evvel zaman içinde, kalbur saman içinde. 

Deve tellal, horoz imam, manda berber iken",

KKTC, uluslararası toplum tarafından  tanınan, egemen eşit ayrı bir devlet olduktan sonra,

kuzeydeki Türk egemenliği de hukuken tanınmış olacak ki,

1983’ten beri yapılan icraatlar geçerlilik kazanacak… 

Koçanlar da... 

 

Ve gerek Kıbrıslı Türkler gerekse de en genelde Türk tarafı olarak,

Kıbrıs’ın güneyindeki ve güney denizlerindeki haklarımızdan vazgeçmiş de olunacak…

 

Hiçbir kesimin Barış getireceğine zerre kadar inanmadığı “umut” dolu bir süreç!

 

Oysa ne istiyor Kıbrıslı Türkler?

AB üyesi, iki bölgeli, iki toplumlu, tek vatandaşlık ve kimlikli,

kuzeyde ve güneyde olacak olan kanat federe yapıların oluşturduğu,

kararlara etkin katılımın ve dönüşümlü başkanlığın yer aldığı,

federal bir ülke yönetiminde,

söz sahibi çağdaş ve rasyonel vatandaşlar durumuna gelmek istiyorlar…

 

Esas amaç, Kıbrıslı Türkleri dünya ile bütünleştirmekten vazgeçip, 

ekonomik manada "sözümüzü tutmakla sorumlu" olduğumuz Türkiye dışında,

hiçbir "muhatabımız" olmasın, kalmasın mı?!

 

Anlayacağınız böyle giderse,

Bir 50 yıl daha "ateşkes"le idare ediliyor olacağımızdır bu oyunun realitesi...

 

***

 Dönelim bizim "arenadaki",

"kamu yararı" mantığıyla,

Ali'den kes, emekliden kes, Mehmet'i "kurtar" mantığına...

Covid-19 pandemisi nedeniyle yaşanan süreçte ,

"kazan/kazan" ya da “win/win” dedikleri modelin kaynağı bu!

 

Sosyal olayların, matematik gibi hep aynı sonucu vermeye başlaması ilginç değil mi?

Mali sorun, bütçe açığımı var?

"Emekli, kamu çalışanı ödesin..."!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Prof. Dr. Mehmet ÇAĞLAR yazıları