Babalar en iyisini bilir!

Yayın Tarihi: 23/08/21 07:00
okuma süresi: 4 dak.

“Pater”, Latince’de “baba” demektir.

Peder sözcüğü de buradan türemiştir.

 

"Pater", bir "üst güç", ve bilgelik olarak da kullanılmaktadır!

 

“Pater” sözcüğünde elde edilen “paterna” sözcüğü ise Latince’de “atadan kalma” demek olup;

“paternaliz”, babalık yapma,

“paternalizm” de ataerkillik ya da babacılık anlamına gelmektedir!


İşte bu “Paternalizm” denilen görüş,

Roma'nın temel değerlerinden biri idi,

 

"Daddy knows best"

yani “Babalar en iyisini bilir" görüşü de

paternalizmin bir uyarlaması olarak kabul edilir.

Osmanlı İmparatorluğu da, 19. yüzyılda “Baba Devlet” görevini uygulamış,
"Erdemsiz mallar" listesi yayınlanmıştı...
Sosyal faydası olmayan,
Hatta zararlı olduğu düşünülen,
Tütün, alkollü içecekler gibi bazı mal veya mal grupları,
"Günah vergileri" olarak adlandırılan bir takım vergilerle, vergilendirilmişti…

Baba Devlet, Osmanlı tebaasını sosyal ve sıhhi olarak zararlı birçok şeyden korumaya çalışıyordu...

Ama KKTC'ye uygulanan paternalizm, yani "babacılık tarzı" öyle bir şey değil ki!
Buradaki babacılık, "aile havası" içinde;
Başkalarının hayatına,
Yaşamının gidişine,
Seçimlerine,
Kime-kimlere oy vereceğine kadar,
Tam bir müdahalecilik!

Allah aşkına!
Birilerinin "olmazsa olmazlar"ı,
Toplumu "tehdit ve tehlike" endeksli kutuplaştırmaları,
Hatta bizleri neredeyse yavru ve çocuk yerine koyarak,
Kendi kararlarımızı verme konusunda yetersiz saymaları!
Sözde "kendi iyiliğimiz" için özgürlüğümüzün dışarıdan engellenmesi,
Bizim iyiliğimiz için bir rehber ve ideal olarak kabul edilebilir mi?

Vahimdir zira,
"Ezen" baba, KKTC'deki "babacılık tarzı"nın yeni formu olmuştur!
Bu tarz ise demokratik olmadığı gibi hukuki yapının lehine de değildir!
İnsanların lehine ise hiç değildir!

Şimdi son günlerde "federal çözüm şansı bitti, artık evimizi temizleme vaktidir" diyerek,  

bu mekanizmayı bazı siyasilerin ısrarla temsil ediyor olması ise çok anlamlıdır...!

Evimizi temizleme vakti derken,

kendi görüşleri dışında düşünenleri ezmek, hiçleştirmek, ötekileştirmek ve yok saymaktır!

"Maraş'ı Türk kontrolünde açarız" diyerek,
On yıllar boyunca dünyada güçlükle oluşturulan,

Kıbrıslı Türklerin Federal Çözümü isteyen taraf olduğu algısını,

dağıtmaya soyunmaları da!

Benim (kendimi de dışında tutmadan) demokratik güçlere söyleyeceğim şu:
Manzarayı seyretmeyi, yüzmek ve karşıya geçmekle bir tutamazsınız...
Deniz manzarasında yüzülmez çünkü...

Eğer hal böyleyse (ki böyledir),

bu türden anlayışlara sahip olan eski ya da yeni siyasetlere ve yandaşlarına,

tüm denizler ve denizlerin sunduğu sınırsız olanaklar da kapalı demektir...

Yüzülmedikçe de karşı kıyıya geçilmediği için,

kendi öz yeteneğimizle oralara gidemeyecek,

bizi birilerinin götürmesini bekleyeceğiz...

Ya da evimizi birilerinin "babacılık tarzı" ile "temizlemesini"! 

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Prof. Dr. Mehmet ÇAĞLAR yazıları