Olduğundan başka türlü olmak isteyenlerin siyaseti

Yayın Tarihi: 04/10/21 07:00
okuma süresi: 4 dak.

Kendi özsaygısı pahasına,

başkaları tarafından beğenilmek, onaylanmak ve takdir görmek için değişim isteyen,

kişiliğinde değil de sözde "karakter" olabilmiş insanlar!

Evet artık esas mesele bu:

Başkaları tarafından görülmek ve onaylanmak!
"Büyük sanılmak"…
Başkalarının gözüyle büyük görülmeye ve onaylanmaya çalışmak.
Amaç büyüklük.
Ama başkalarının gözünde.

Kendini sözde büyük sananlar,
bu büyüklük aklınızdan, kişiliğinizden kaynaklanan bir büyüklük değil.
Aslında büyük olamazsınız.
Ama büyük sanılmak istiyorsunuz...
Nasıl mı?
Güçlü olan başkalarının gözünde görmek istediklerini göstermeye çalışarak,
Duymak istediklerini söyleyerek!
Ya da medya da okumak istediklerini yazarak ya da yazdırtarak!

"Bu yaptığım veya yapılan şey doğru mu?" diye sormazsınız siz.
Aksine, "Başkaları bunu doğru sayıyor mu?" diye sorarsınız.
Söylemlerin neyin, kimin ya da hangi ideoloji ve rejimin iddiası olduğunu dahi bilmeden, ya da en hafifiyle farketmeden…
Yani gerçekte siz bir kimlik değil, bir ilişkisiniz!
Ne yetenekli ne de nitelikli.
Alkış alın, aferin toplayın...
Kendi bilgi ve aklınızdan gelmese de,
"Birşeyleri" savunarak güç toplayın…
Ve dinleyin bunlara ehemmiyet verenlerin size takdirlerini...

Bu büyük sanılmak isteyenlere göre Kıbrıs'ta barış, savaş durumunun olmamasından ibarettir!
Böyle düşünenlerin, barışı bir yaşantı birliği olarak algılamaları ise söz konusu değildir...

PLAN VE PROGRAM
Artık birilerinin bu toplumu daha iyi örgütlemesi,
yıllardır insanı devlet için bir olgu olarak gören,

ve ganimet anlayışı ile başlayıp menfaat dağıtma ve bireyselciliğin toplumsallığın önüne geçtiği bir noktaya gelen politikaya bulaşmamış bir felsefe ile demokratik, özel bir sorumluluk ve iddia ile toplumu yönetme sorumluluğunu üstlenmesi,
tüm toplumsal "damarları" da hesaba katarak,
toplumun tamamını kucaklayacak amaçlar doğrultusunda hareket etmesi lazım!

Muhalefet edenlerin, yaşamın her alanındaki sorunlarımıza dönük bütünsel bir plan ve program alternatifini toplumun önüne koyaması,
ülkemizin ve toplumumuzun içine sürüklendiği ekonomik-mali/siyasi/toplumsal "alternatifsizlik"ten kurtulması gerekmektedir.

Yoksa!
Kıbrıslı Türk nüfusun büyük bir kısmı,

"Sosyal Darwinizm"i amaçlayan bu yapıya kurban gidecek...  

"Büyük Sanılmak" isteyenler, toplumsal gerçekleri görmüyorlar-görmeyecekler

ve üstelik kalkıp bir de toplumun kendi mal-mülk ve varlıklarını,

sözde özelleştirme adı altında,

ülke içinden veya dışından büyük sermayeye dağıtacak

ve toplumun esas ihtiyaçlı olan kesimlerini toplumsal olarak daha da fakirleştireceklerdir...

Çok açıktır ki,
Kıbrıslı Türk nüfusun büyük bir kısmı,

yaşamını sürdürebilmek için,
kendi emeğinden başka piyasaya arz edecek bir mala sahip olmayan kişilerden oluşur...
Şimdi bu insanlar,

kendilerinden olabildiğince daha fazla sermayesi (mülkiyeti) olanlarla,

bu şartlarda nasıl eşit fırsata sahip olabilecek?

TASARRUF DEĞİL BORÇLA TÜKETİCİLİK
Tasarruf etmemizi bile istemiyorlar!
Bizim gibi "büyüme odaklı" bir ekonomide,
tasarruf etmek,

sistem açısından yapılacak en yanlış şeymiş!
Keynes buna "Tasarruf Paradoksu" diyor...

Çünkü tasarruf kalkınmayı yavaşlatırmış!
Model aslında arzu ve gelenekler ile tüketimini bağdaştırıp,

daha fazla borç tüketmeye,

birikimlerin hızla harcanmasına dayanıyor...
İşte bu,

bizim büyük sanılmak isteyenlerin,

içerisinde büyümeyi hedeflediği Paradoks!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Prof. Dr. Mehmet ÇAĞLAR yazıları