Bir varmış bir yokmuş

Yayın Tarihi: 18/10/21 05:00
okuma süresi: 3 dak.

Kıbrıslı Türklere dayatılan bu sağlıksız yönetimlerin "komedya"sını yıllardan beri tavaf ederdik de;

bugün bu masal, tamamen ithal bürokratlar tarafından yazılıp, yönetilip, manipüle edilince;

ortaya "oldu-bitti" türü yeni bir feodalite çıktı...

 

Onlara göre, sağlıklı bir toplum olmanın yolu; tüketim ilkesine dayanıyor.
Ne trajik bir ikilem!
Diğer önemli bir yol ise, önyargıların gölgesindeki yeni bir ibadethane!

Kapitalizm ve Pan-İslamizm...
bugün karşı karşıya kaldığımız ithal yönetimlerin iki yüzü...
Biri tüketim, öteki ibadethane...!
Medeniyetleri bu!

Onlar için düşüncenin bütün kutuplarını kucaklamak demek, bu iki çerçeve içerisine tıkmak demek!.
Lâkin, öyle bir kâinat ki, her cins insanla dolu!


Her toplumun kendine ait bir ruh iklimi var; Alman için başka, İngiliz için başka, Kıbrıslı Türkler için başkadır.

Kendi terbiye metotlarınızı Kıbrıs'a ithal edip,

Kıbrıslı Türklere sanki yüzyıllardır hiç görmemiş ve inançlarını reddetmiş gibi,

onlara kur'an okutup, ezberletip, inançlarını tektipleştirerek kendinizinkiyle özdeşleştirip,

hareketlerini ona göre ayarlatamazsınız...

Hala Sultan'ı dahi Kıbrıslı Türkler dışında birçok insan ve toplum bilmezken,

her türlü olumsuz koşullarda onun yerini koruyan ve yaşatan,

farklı inançlar içerisinde zikirlerinden zekeriya sofralarına kadar inanç kültürlerini uygulayan,

mevlevi tekkelerinden bektaşi geleneklerine ve mart 9'u diye yaşanan nevruzlara kadar birçok farklılıkları içerisinde barındıran,

inançları doğrultusunda tüm dini ritüellerini büyük bir sevgi ve paylaşımla yaşayan Kıbrıslı Türkler'e,

bugün kalkıp da "inançsız" muamelesi yapamazsınız...!

Kıbrıslı Türkler dini inançlarını günümüze değin bir kültürel ritüel içerisinde ve aşure tadında yaşamışlardır;

halbuki bugün buraya getirilmeye çalışılan inançların siyasileştirilmiş boyutlarıdır ki,

sorun ve farklılık işte tam da bu noktadadır...

 

Vatandaşlık ve yurttaşlık bağını inanca indirgeyen bir toplum yaratamazsınız.
Kapitalizm, sömürü ve sermaye ile bir gönül bağı kurdurtamazsınız.


Kıbrıslı Türklere dayatılan bu yönetimlere vakfedilen davayı bu toplum biliyor:
Kıbrıslı Türklerin "ne kalıbı, ne de adı kalmalı”…

Kıbrıslı Türkler yerini KKTC vatandaşlarına bırakmalı...

Kıbrıslı Türk olmak yerine KKTC’li Türk olmak lazım!

 

İnsanlar ağaçlar gibi boy atar, kendi toprağında.
Dalları göğe uzanır;

hem de demokrasi ve siyasi eşitlik yolunda verilen tüm şehitleriyle.
Yabancı terbiye ile, yaşayan ağacın budanıp, yeni bir mandra kapısı yapılabileceği mi sanılıyor?

Unutulmasın;

her toplumun karakterini, yapmış olduğu tercihler belirleyebilir;

ama tavrı karşı karşıya kaldığı durum ve tutumlara bağlıdır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Prof. Dr. Mehmet ÇAĞLAR yazıları