Kader diye bir şey arıyorsan, işte budur...

Yayın Tarihi: 01/11/21 07:00
okuma süresi: 4 dak.

Kalben, hayalen ve ruhen Batı'nın tüm motiflerinin mümessili olan bir toplumdan,

anlam ve değeri kendinden menkul, mesnetsiz referansları olan bir topluluğa...

.............................

Kader diye bir şey arıyorsak işte bu:

Bu tuhaflığın mazereti olmak!

"Sizin için yapıyoruz..." diyorlar!

“Bizde ne varsa sizde de o olacak..." diyorlar!

"Bize kendi gücümüzü unutturup, başka bir gücün bir parçası haline ne getirdi?" diye sorarsanız;

kendimizi işte bu şekliyle, yani kendimizden kaynaklanmayan bir güçle güçlü hissetmemiz derim…

Hata yapmıyoruz artık, çünkü kararlarımızı biz değil, o güç veriyor…

Hiç yalnız da kalmıyoruz...

Ya birileri hep ziyaretimize geliyor ya da bizler gidiyoruz…

Hem onları hem kendimizi öve öve de bitiremiyoruz!

.................................

Neticede bir sonraki nes’le kabul ettirmeye çalıştığımız yerleşmiş değerler de değişti…

Edinilen yeni değerlerle kendimizi dev aynasında da görüyoruz ve bu durum şaşılacak bir biçimde

toplumsal yaramıza da iyi geliyor!

Bu yüzden ayak uydurduğumuz güç, bizim için neyin iyi olduğunu gördü ve davranış kuralları ile

kendi yasalarını da koydu.

...................................

 “Bilimsellik”, Marx’ın kabul görmesini sağlayan en önemli ifadeydi!

Darwin’in evrim teorisine benzer şekilde, tarihte insan davranışının bilimsel bir açıklamasını

bulduğunu düşünmüştü Marx.

Ve alışkanlık olarak bunu kendisini düşmanlarından ayırt etmek için kullanıyordu.

Marxizm’in gelmiş geçmiş hiçbir felsefenin olmadığı veya olamayacağı kadar bilimsel olduğu fikri,

onun takipçilerinin kurduğu devletlerin kamusal doktrinlerine serpiştirilmişti.

Okullarda ve üniversitelerde öğretilen tüm konulara rengini veren şey de buydu…

 

Buralarda yıllarca “sağ-sol”diyerek ideolojisizliğe, sözde federasyon-konfederasyon tartışarak iki

devletliliğe ve bilimsellik yerine inançların tartışması noktasına, yaşam tarzlarının onayına geldik.

 

Ülkemiz insanı, “kendisi olamama”nın yoğun sıkıntı ve zorluklarını çekmekte.

Görüş ve tutumlarımız için başkalarının onayını bekleme ihtiyacı hissetmekte.

 

Özetle:

Neredeyse beş asır kendini bu topraklarda var eden bir toplum, bugün kendini hakir görmektedir!

..................................

Hayatın döngüsü bu:

Kaos!

Düzen bozulur ve düzensizliğin içinden yeni bir düzen doğar.

Döngüsü gereği istikrarın sürekli olması mümkün değildir.

İşte bu yüzden hayat, bir okuldur.

Okulun kendisidir...

 

Bu işin kısa yolu yok maalesef!

Neticede bürokratik yapılar ve ortam bozulur.

Ancak günün sonunda yeni düzenler kurulur.

 

Önemli olan ülkedeki toplumların zorluklar karşısında sergilediği tavır ve davranışlardır.

Özellikle ekonomik daralma gibi durum ve koşulların içinde, mali derinliğin sağlanamadığı, üretimin bir

türlü toplumsallaştırılmadığı, kimisi için "birilerinin düğmeye basmış" bulunduğu bir durumda...

Bu toplum artık kendi gerçekliği ile yüzleşmekten kaçınamaz...

Kaçınmak uzun yıllar "çözüm" gibi görünmüşse de,

gerçekler artık toplumu kaosa ve çözümsüzlük kıyılarına doğru sürükleyecektir...

Ve evet, hayatın döngüsü gerçekten de kaostur!

Kaos ile düzen bozulur ancak doğru yönetildiği takdirde düzensizliğin içinden yeni bir düzen doğar.

Bilinmelidir ki, ekonomik daralma gibi zorlukların yaşandığı değişim dönemleri, dirençlerin, mücadele

gücünün ortaya çıkması ve uyanıp ayağa kalkmak için uygun dönemlerdir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Prof. Dr. Mehmet ÇAĞLAR yazıları