Masadaki "oburlar" kim?
Bugün yeniden öğrendik ki,
bir toplumu "pazar mantığıyla" maddi imkânlarının çok ötesinde, hayâl aleminde yaşatmak mümkün değil!
Yani ayağımızı yorganımıza göre uzatmazsak, bunun bir bedeli olur.
Oldu da…
Artık, gelecekten ödünç almak üzere yaşıyoruz...
Ve başkalarının varsayımlarını ve değerlerini,
sanki bize vakfedilmiş değerler olarak kabûl etmek zorundayız!
Bu iş böyle!
Üretimden kopmak ve öngörüsüzlük bizleri bu durumlara sürükledi...
Zaman ilerledikçe,
bu pazar mantığıyla güdülen "kurmaca gerçeklik",
giderek çok daha güçlendi,
ve bugün deneyimlemekte olduğumuz birçok yeni sorunu yarattı,
daha da büyük sorunları yaratacak gibi görünüyor...
Bu "kafa",
insan kaynaklarımızın tükenmesi ve çevrenin bozulmasının yanında,
Devleti de bir uyum ve işbirliği platformundan,
anayasayı görmezden gelmelerle,
paketlerle, kanun gücünde kararnamelerle,
ve muhalefeti genellikle dikkate almadan çıkarılan yasalarla bir "Yap-İşlet-Devret (YİD)" modeli bir “Devlet Kurumuna” dönüştürdü...
Gelecek ise çok daha fazla belirsizliklerle dolu...
Örneğin her sene "pasta büyüyor" diyorlar!
İyi de, çalışanın maaşından kesmeseniz, bir "dilim" bile götüremiyorsunuz farklı sektör çalışanlarına.
Bu nasıl bir "BÜYÜK PASTA"dır?
Bu nasıl bir adil dilimdir?"
Büyüyoruz da kime büyüyoruz?
Bu büyümeden emekçi sınıfları pay alabiliyor mu?
Demek ki sizin pastanızın "büyük" olması,
herkese, hatta çoğu insanımıza daha büyük bir dilim düşeceği anlamını hiç taşımamış....
Zaten, toplumdaki insanların durumu her geçen gün daha da kötüye giderken,
kişi başına düşen GSYH'nın enflasyondan, TL’nin değer kaybından hariç bir veri olarak yükselmesi, performans ölçütlerinin de kendi içerisinde hatalı olduğunu gösteriyor ey hükümet edenler!
Ama diyorlar ki, borçlanarak büyüdük...
300 bin kredi borçlusu yerine artık 600 bin kredi borçlusu.
Yani birileri para dağıttı ve büyüdük!
İyi de, bu büyüyen pastayı en geniş halk kitleleri görmediğine ve yemediğine göre,
masadaki "oburlar" kim?
Toplam GSYH içerisinde ücretlilerin payı yüzde kaç?
Neticede bu ülkeye ekonomik reform programları gerekli mi?
Evet...
Sosyal reform programları gerekli mi?
Evet..
Eğitim şurası ve müfredatı?
Mali Anayasa ?
Evet...
Ama hepsinden daha önemlisi bu toplumun ne ve nasıl ürettiğine bakmamız şart!
İleri üretim biçimlerine sahip mi bu ülke?!
Bu ülke insan kaynağını kullanabiliyor mu?
Toplumsal ihtiyaç analizleri yapılıyor mu?
Geleceğimizi yaratmak konusunda kendi insan kaynağımızı olsun tüm diğer kaynaklarımızı olsun ne zaman etkin bir biçimde kullanacağız?
Unutmayalım ki her toplumun sorunları da çözüm önerileri de, kaynakları da, ihtiyaçları da başka toplumlarınkilerle örtüşmüyor çünkü toplumlar özdeş değildir...
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.